Laparoskopik yöntem 20. yüzyıla damgasını vurdu

İSTANBUL (AA) – Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Denizli, "Cerrahide yaygın olarak kullandığımız Laparoskopik Yöntem 20. yüzyılın en büyük keşiflerinden birisi, hatta bugün gelişen teknoloji ile birlikte kullanılan robotik cerrahinin de atası sayılabilir." ifadelerini kullandı.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Denizli, yaygın kullanımda klasik cerrahi uygulamalarının yerini alan ve birçok operasyonda tercih edilen Laparoskopik cerrahi ile hasta hem daha az ağrı hissettiğini, daha küçük kesi izleri olduğunu ve hızlı bir iyileşme süreci yaşadığını belirtti.

Son 20 yıl içinde cerrahide birçok önemli gelişme yaşandığını bunlardan biri de Laparoskopik cerrahi olduğunu belirten Denizli, cerrahi kesiler yapılmadan sadece küçük delikler açılarak karın duvarına port denilen ince boru sistemleri yerleştirilerek bir kamera ve ışık kaynağı yardımıyla karın boşluğunu gözetlemek ve yine aynı yolla ince cerrahi aletler ile operasyonları Laparoskopik (kapalı) olarak gerçekleştirmenin mümkün olduğunu kaydetti.

Denizli, "Günümüzde birçok cerrahi alanında bu teknoloji kullanılmaktadır. Çok uzunca bir süre sağladığı konfor ve kolaylık anlamında yaygın olarak kullanılmaya devam edilecek Laparoskopik cerrahi ile genel cerrahi, üroloji, ortopedi, kadın hastalıkları, kulak burun boğaz, çocuk cerrahi, göğüs cerrahi ve hatta kalp cerrahisi uzmanları ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirebilmektedirler." ifadelerini kullandı.

– Ameliyat izinin belirsizliği de tercih nedeni

Laparoskopik cerrahinin başlıca yararları ameliyattan sonraki dönemde daha az ağrı ve daha hızlı aktif hayata dönüş olmakla birlikte kozmetik sonuçlar ve ameliyat izinin daha küçük ve belirsiz olması da bu tekniğin tercih edilmesinin en önemli nedenleri olduğunu belirten Denizli, şunları kaydetti:

"Hekim için yeterli tecrübe ve pratik düzeyine ulaştıktan sonra açık ve Laparoskopik cerrahilerin arasındaki süre genellikle farksız olur. Bu süreler bazen kabul edilebilir uzamalar göstermekte, bazen de açık cerrahiden daha kısa olabilmektedir. Laparoskopik cerrahi uygulamalarında her şeyden önce karın duvarındaki cilt, kas ve diğer dokulardaki kesiler, açılmalar ve dolayısıyla dikişler olmadığından ameliyattan sonraki ağrı, gerginlik ve dolayısıyla performans düşmeleri belirgin bir şekilde azalmaktadır. Ayrıca daha iyi kozmetik sonuçlar ve daha az iz oluşumu, daha kısa süre hastanede kalma ihtiyacı, hastaneden taburcu olduktan sonra daha kısa bir süre evde dinlenme gereksinimi ve daha kısa bir sürede aktif hayata dönüş Laparoskopik cerrahinin başlıca avantajlarıdır. Bunun dışında açık cerrahideki yara yeri iltihaplanması, kanama, yaranın açılması ve fıtıklaşması gibi karın duvarının kesilerek açılması ve dikilerek kapatılmasından doğan sorunların Laparoskopik cerrahide ortaya çıkması çok uzak bir ihtimaldir.

Ayrıca bazı cerrahi uygulamaların Laparoskopik tekniklerle daha kolay ve pratik olarak gerçekleştirildiği kabul gördü. Normalde açık uygulamalardaki teknik zorluklar ve operasyonlardan sonra gelişen sorunların sıklığından dolayı az uygulanan bazı cerrahi operasyonların Laparoskopik olarak daha pratik ve daha az problem gelişme sıklığı ile uygulanmaktadır. Özellikle kalp ve akciğer hastalığı olan bireylerde operasyondan sonra daha az ağrının hissedilmesi ve daha kısa sürede hastanın günlük hareketliliğine kavuşması cerrahi sonrası komplikasyon gelişme şansını belirgin bir şekilde azaltabilmektedir."

Laparoskopik cerrahinin Avantajları daha az hastanede kalış süresi, daha hızlı normal hayata dönüş, daha az enfeksiyon riski, daha az ağrı, daha iyi ameliyat izi sonuçları, daha düşük fıtık gelişme riski ve daha detaylı gözlem – işlem olarak sıralanıyor.

Açık cerrahi girişimlerden sonra hastanede kalış süresi 3-10 gün iken Laparoskopik cerrahi sonrası bu süre 1-3 gün. Açık cerrahi girişimlerinden sonra aktif hayata dönüş süresi çoğu zaman 8 haftaya kadar uzayabilirken Laparoskopik cerrahiden sonra bu süre en fazla 2 haftadır.

Laparoskopik cerrahi girişimlerinde vücut boşluklarının ve operasyon bölgesinin dış ortamla asgari düzeyde temas etmesi nedeniyle vücuda enfeksiyon ajanlarının girme şansı daha az olur.

Açık cerrahide ameliyat sonrası ağrı çok fazla ve bazen çok uzun süreliyken (1 yıl) kapalı cerrahi sonrası ağrı çok azdır ve genellikle en fazla 3 gün sürer.

Kapalı cerrahide uzun cilt kesileri ve iyileşme sırasında gerginlik olmadığından operasyon izleri çok küçük ve genellikle fark edilmeyecek derecede ince olur.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?