KOVİD-19 HASTALARI YAŞADIKLARINI ANLATIYOR – “Beni boğan bir canavarla mücadele ettim”

BURDUR (AA) – BİLAL ALTIOK – Yakalandığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) hastanede ve evde gördüğü tedavinin ardından yenen 43 yaşındaki doktor Ali Boyacı, tedbirlere uyulması gerektiğine dikkati çekerek, "Nefesimi kesen, nefes almama engel olan, beni boğan bir canavarla mücadele ettim." dedi.

Burdur Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Boyacı, yaklaşık iki ay önce halsizlik ve boğaz ağrısı şikayetiyle Kovid-19 testi yaptırdı.

Test sonucu negatif çıkan evli ve iki çocuk babası 20 yıllık doktor Boyacı'nın bir süre sonra şikayetleri arttı. İshal, yüksek ateş, kollarda, baş ve yüzde kızarıklar ile nefes darlığı yaşayan Boyacı'nın ikinci kez yaptırdığı test pozitif çıktı.

Boyacı'nın tedavisi üç günlük hastane sürecinin ardından evinde devam etti. Hastalık sürecinde yoğun nefes darlığı yaşayan Boyacı, tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

Ali Boyacı, vatandaşları tedbirlere uymaları konusunda uyardı.

– "Nefesim yetmiyordu"

Yaşadığı zorlu günleri AA muhabirine anlatan Boyacı, salgının başından beri endişe içinde çalıştıklarını, virüsün bulaşmaması için çok dikkat ettiğini söyledi.

Hastanede iki kardiyolog bulunduğundan sık sık yoğun bakımdaki Kovid-19 hastalarıyla ilgilendiğini aktaran Boyacı, hastaların kalp masajı ve entübasyon işlemlerini yaparken virüsün bulaştığını düşündüğünü dile getirdi.

Durumu kötüleşince bir süre hastanede tedavi gördüğünü anlatan Boyacı, "İnanın 200 metrelik mesafeye dinlene dinlene gitmek zorunda kaldım. Nefesim yetmiyordu. Nefesimi kesen, nefes almama engel olan, beni boğan bir canavarla mücadele ettim." dedi.

Hastalarında gözlemlediği nefes darlığı şikayetini kendisinin de şiddetli yaşadığına dikkati çeken Boyacı, evde tam izolasyon sağlayarak hastalığı ailesinden kimseye bulaştırmadığını kaydetti.

– Çocuklarıyla balkondan balkona görüşerek hasret giderdi

Boyacı, evde bile eşiyle hep maske taktıklarını, çocuklarının kayınvalidesinde kaldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Onlarla komşu olduğumuz için çocuklarla balkondan balkona görüşerek bir nebze de olsun hasret gideriyorduk. Bu hastalığın semptomları kişiden kişiye çok değişkenlik gösteriyor. Herkeste tat ve koku kaybı olurken bende ise yemekleri aşırı tatlı veya tuzlu algılama şikayetleri oldu. İnsanlar kendilerinde anormal değişiklikler gördüğünde vakit kaybetmeden hastaneye başvursunlar. Lütfen herkes tedbirlere uysun. Bazen hastalarımız muayeneye geldiklerinde maskesini indiriyor, lütfen dikkat etsinler. Maskeyi konuşurken dahi indirmemeliyiz. Acı çekiyoruz, birçok meslektaşımız vefat etti, üzülüyoruz. Aşıya güven duyulmalı. Ben tedaviyle iyileştim ama salgının bitmesi için aşıdan başka bir çözüm yok."

– "Bir ay kabusa dönüştü"

Boyacı'nın eşi aynı hastanenin Anestezi Uzmanı Doktor Başak Boyacı da salgının başından beri solunum sıkıntısı yaşayan hastalara nefes olmaya çalıştıklarını söyledi.

Salgının şakası olmadığını, tedbirlere çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Boyacı, şunları kaydetti:

"Eşimin de hastalığa yakalanmasıyla geçirdiğimiz bir ay kabusa dönüştü. Salgın başladığından beri 10 yaşındaki kızım anneannesiyle yaşıyor. Büyüklerimizle görüşemiyoruz, onları da korumaya çalışıyoruz. Dört yaşındaki küçük çocuğumla başlarda birkaç ay ayrı kaldık. Çocuklara bunu anlatmak daha zor. Eşim hastalığında her gün bizim balkonun altına gelip 'anne, baba' diye bağırıyorlardı. O dönemde ben çocuklarımız ve yakınlarımızla hastanedeki gibi tulum ve siperliğimizi giyerek görüşüyordum."

Aşı yaptıracağını belirten Boyacı, "Aşıya karşı olanlar, yoğun bakımdaki hastaları 10 dakika görse fikirleri değişir." dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?