Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor

TBMM (AA) – TBMM Genel Kurulunda, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde milletvekilleri değerlendirmede bulundu.

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, kanun teklifinin, teröre maddi imkan sağlayanların veya terörün finans kaynaklarının kurutulmasına yönelik düzenlemeler içerdiğini dile getirerek İYİ Parti olarak teröre finans sağlayan her türlü kanalların kurutulmasının yanı sıra terörün de kökten ortadan kaldırılmasının yanında olduklarını söyledi.

İnternet ortamında yardım toplanmasının önüne geçilmesine yönelik düzenlemelerin daha ayrıntılı ele alınmasını isteyen Erel, "Türk milleti dayanışma ve yardımlaşmayı en iyi sergileyen milletlerden bir tanesidir. Günümüzde SMA hastalarına devletin gücünün yetmediği yerde çocuklar okul paralarını, ayakkabı paralarını, anneler bebeklerinin süt paralarını bu yardım kampanyalarına aktarmaktadırlar. Bunun önüne geçmek, hem vicdani hem de insani değildir." diye konuştu.

Erel, düzenlemeyle İçişleri Bakanına, dernek genel kurulu dışındaki organlarda görev yapanları geçici görevden uzaklaştırma yetkisinin verildiğini söyleyerek, bu yetkinin bakana değil, bağımsız Türk mahkemelerine verilmesinin adalet sistemi açısından uygun olacağını kaydetti.

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, teklifin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarıyla uyumlu, etkili ve caydırıcı düzenlemeler getirdiğini belirtti. Düzenlemeyle internet ortamında izinsiz yardım toplama faaliyetlerinin engellenmesinin de sağlanacağını söyleyen Bulut, şöyle devam etti:

"Böylece toplumun yardımlaşma ve dayanışma duygularının istismar edilmesi suretiyle kötü niyetli faaliyetlerin önüne geçilmiş olacaktır. Ayrıca derneklerin yurt dışına yapacakları yardımların da denetime elverişli, şeffaf ve hesap verilebilir bir çerçeveye oturtulması temin edilmiştir. Yasa dışı terör örgütlerinin tamamının faaliyetleri çerçevesinde ihtiyaç duydukları finansmanı sağlamak gayretiyle illegal faaliyetler yürüttükleri gerçeği bir yana, özellikle FETÖ soruşturmalarıyla en somut örneğini gördüğümüz üzere insanımızın temiz duygularını istismar ederek toplanan paraların FETÖ'nün milleti hedef alan faaliyetlerinin finansmanında kullanıldığı da ortaya çıkmıştır. Halen toplanan paraların bütünüyle hangi faaliyetlerde kullanıldığı da eksiksiz ortaya çıkmamış ve müphem kalmıştır. Dolayısıyla mücadelenin tüm yönleriyle ve etkin bir şekilde sürdürülmesi amacıyla bir yandan toplumsal şuur sürekli açık ve diri tutulmalı, diğer yandan da yasal düzenlemelerle kanun alanında boşluk bırakılmamalıdır. Şiddeti kendi hedeflerine giden yolda meşru kabul eden her anlayışın bu faaliyetin finansmanı için de her yolu mübah göreceği gerçeğinin farkında olarak bu düzenlemelerin eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesi temin edilmelidir."

HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, kanun teklifiyle hak ve özgürlükler, dernekler ve sivil toplum örgütlerinin, örgütlenme özgürlükleri yönünde kısıtlamalara gidildiğini öne sürdü. Teklifte kayyum meselesiyle yine karşı karşıya olunduğunu söyleyen Koç, "Bu teklifle örgütlenme özgürlüğü, kanun önünde eşitlik, masumiyet karinesi, dernek kurma özgürlüğü ve mülkiyet hakkı ihlal edilmektedir." dedi.

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, teklifin güvenlikçi olduğunu, anayasal hak ve özgürlükleri sınırlandıran düzenlemeler içerdiğini savundu. Mali Eylem Görev Gücünün tavsiye kararlarından 12 No'lu kararın söz konusu kanun teklifinde neden bulunmadığını soran Bülbül, "12 No'lu tavsiye kararında siyasi nüfuz sahibi kişilerle ilgili öneriler bulunuyor ancak ne hikmetse bu kanun teklifinde bu siyasi kişilerle ilgili hiçbir tavsiye kararını yerine getirmiş madde yok. Mali Eylem Görev Gücü tavsiye kararında faydalanıcıların siyasi bir kişi ya da kuruluş olabileceğini ifade ediyor, bu kapsamda, makul tedbirlerin alınması ve siyasi nüfuz sahibi kişinin aile bireyleri ve yakınları için de bu tedbirlerin uygulanması gerektiğini vurguluyor ama kanun teklifinde böyle bir şey yok." diye konuştu.

Avukatlara şüpheli işlem konusunda bildirim hakkının getirildiğini aktaran Bülbül, avukatların sır saklama yükümlülüğünün ne olduğunu sordu.

AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk, teklifin BMGK'nin kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kararlarının uygulanmasına yönelik usul ve esasları düzenlemeyi hedeflediğini belirterek şunları söyledi:

"Ülkemiz bugüne kadar barış ve huzur içerisinde, güvenli bir dünya için uluslararası toplumla iş birliği içinde olmuş, terörizmin finansmanının ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi ve benzeri birçok konuda adımlar atılması için yoğun uğraşlar vermiştir. Ülkemizin stratejik konumu her zaman terör örgütlerine karşı daha etkin bir mücadeleyi gerektirmektedir. Özellikle FETÖ, PKK ve daha birçok terör örgütüyle uzun yıllardır gerçekleştirdiğimiz mücadelede başarılı olabilmemiz için uluslararası düzeyde bir iş birliği gerekmekte, terörün ortadan kaldırılması için finansman ve insan kaynağının kesilmesi zorunluluk arz etmektedir."

– Yerlikaya'nın diplomasıyla ilgili tartışma

HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya hakkındaki "sahte diploma" iddialarını dile getirerek "Siz, diplomalı, meslek sahibi olan insanları sevmiyorsunuz çünkü sizin genel başkanınız, kurucu başkanınız Cumhurbaşkanı da şaibeli bir diplomayla, ortaya konmamış bir diplomayla şu anda Cumhurbaşkanlığı yapıyor." dedi.

Bunun üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Yerlikaya'nın lise diplomasını, Burdur Eğitim Fakültesi diplomasını ve yüksek lisans diplomalarını göstererek "Gurur duyuyoruz. Ben, burada eski milletvekilimizin ve baş danışmanımızın alnından öpüyorum, başarılarının devamını diliyorum. Asrın güreşçisi Hamza Yerlikaya 2 olimpiyat, 3 dünya, 8 kez Avrupa şampiyonu. 17 yaşında grekoromende asrın güreşçisi unvanını aldı. 27 kez İstiklal Marşı'mızı bütün dünyaya dinletti, gurur duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla diplomaların sahte olduğunu belirterek "Sahte diplomayı göstermeyin bize." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Hamza Yerlikaya'nın diplomasının sahte olduğunu bile bile Gazi Üniversitesine kaydını yaptırdığını iddia etti.

– "AİHM kararına uymak zorunlu"

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki kararına ilişkin yapılan açıklamalara işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

"İşin asıl muhatapları konuşmadı. Adalet Bakanı nerede? Yani bu ülkede bir AİHM kararı, büyük daire kararı verilmiş, 3 kişi çıkmış, 'Tanımıyorum' demiş. Ama Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı buna cevap vermedi. Ben buradan çağrı yapıyorum. Hakikaten Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyine, AKPM'ye gittiğinde ne diyecek acaba? Bunu merak ediyoruz, bir gelsin anlatsın. Ya da Adalet Bakanı 'Adaleti sağlayacağım' derken 'AİHM büyük dairenin kararını tanımıyoruz' diyenlere bir cevap verecek mi? Bunu da merak ediyoruz ve çağrıda bulunuyoruz."

AİHM'in kararına uymanın zorunlu olduğunu belirten Beştaş, "Artık uyar mısınız, uymaz mısınız onu bilmiyorum. Ama tabii ki uyulacak. Türkiye'nin geleceğini karanlığa götürmeye hiçbir kimsenin hakkı yoktur." dedi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, teklifin sadece adının terörle mücadele, içeriğinin ise demokratik hakların kısıtlanması olduğunu söyledi. Türkiye'nin dört bir yanından 600’ü aşkın derneğin bu teklifin geri çekilmesi için çağrı yaptığını ifade eden Çakırözer, "Belediyelere getirilen kayyum düzeni şimdi derneklere getirilmek isteniyor. Yargı kararı dahi olmadan terör gerekçesiyle açılan soruşturmalarda derneklerin faaliyetleri durdurulacak, yöneticileri İçişleri Bakanı ve vali tarafından görevden alınırken yerine kayyumlar atanacak. Bu yapılan Anayasa ve yasalardaki sivil örgütlenme hakkına büyük darbedir." diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Yardım Toplama Kanununda yapılan değişikliğin idari para cezalarının ciddi oranlarda artırıldığını dile getirerek bu cezaların oldukça orantısız olduğunu, cezaların belirlilik ve orantılılık ilkeleriyle de bağdaşmadığını aktardı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?