KEİPA Türk Delegasyonu Başkanı Öztürk: “İnsan ticareti mağdurlarını korumak bir insanlık görevi”

TBMM (AA) – SİNAN USLU – Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, "İnsan ticareti mağdurlarını korumak bir insanlık görevi ve bu alanda iş birliği yapmak kaçınılmaz." dedi.

KEİPA 57. Genel Kurulu toplantısı, KEİPA üyesi ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi.

Toplantıda, Öztürk, KEİPA İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcılığına seçilirken, Kuzey Makedonya, KEİPA'nın 13'üncü üye ülkesi olarak kabul edildi.

Genel Kurul toplantısında, Türkiye'yi temsilen KEİPA Türk Delegasyonu Başkanı Cemal Öztürk bir konuşma yaptı.

Günümüzde "modern anlamda kölelik" olarak adlandırılan; kadınların, çocukların ve erkeklerin sömürü amacıyla kaçırılması, zorla alıkonulması ve zorla çalıştırılmasının, diğer bir ifadeyle insan ticaretinin, temel insan hakları ihlali olduğunu söyleyen Öztürk, insan ticaretiyle mücadelenin, çok yönlü mücadele stratejisi uygulanmasını zorunlu kıldığını kaydetti.

İnsan ticaretine zemin hazırlayan faktörlerin, yoksulluk, siyasi ve toplumsal huzursuzluklar, gelir dağılımındaki dengesizlikler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi nedenler olduğuna işaret eden Öztürk, bu faktörlerin ortadan kaldırılmasının ve uluslararası iş birliğinin, insan ticaretiyle mücadelede en önemli araçlar arasında yer aldığını vurguladı.

– "Türkiye düzensiz göç hareketleri bakımından hedef ülke"

Öztürk, "Düzensiz göç hareketleri bakımından hedef ülke konumunda olan ve düzensiz göç akımlarının beraberinde getirdiği insan ticareti akımlarına maruz kalan ülkemizde, insan ticaretiyle mücadele kararlı şekilde sürdürülüyor." dedi.

Uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olan ve göç yönetiminin güvenlik boyutuna büyük önem veren Türkiye'nin, insan ticareti suçunun önlenmesi, tacirlerinin yakalanması ve mağdurların tespitine yönelik her türlü önlemi aldığını anlatan Öztürk, Türkiye'nin, Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi) ve bu sözleşmeye ek protokole 18 Mart 2003'te taraf olduğunu, buna ilave olarak Avrupa Konseyi İnsan Ticaretiyle Mücadele Sözleşmesi'nin imzalanarak, 30 Ocak 2016'da TBMM'de kabul edildiğini hatırlattı.

Türkiye'nin, ikili, bölgesel ve uluslararası düzeyde insan ticaretiyle mücadeleye yönelik faaliyetlere aktif katılım sağladığına işaret eden Öztürk, Türkiye'nin, insan ticaretiyle mücadele alanında Belarus, Gürcistan, Kırgızistan, Moldova ve Ukrayna ile iş birliği protokolleri imzaladığını ifade etti.

Öztürk, Türkiye'nin, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile iş birliği halinde "Türkiye'deki İnsan Ticareti Mağdurlarına Yardım" başlıklı proje kapsamında Türkiye'deki tüm yabancılara, Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Rusça, Arapça, Almanca ve Farsça olmak üzere 5 yabancı dilde hizmet vermesinin, uluslararası iş birliğinin bir başka örneği olduğunu aktardı.

– "Türkiye, insan ticaretinin önlenmesine proaktif yaklaşan bir ülke"

Türkiye'nin, bir taraftan uluslararası iş birliği içerisinde yer alırken diğer taraftan da iç mevzuatını buna göre şekillendirdiğini anlatan Öztürk, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle mevzuatın, uluslararası mevzuata uygun hale getirildiğini belirtti.

İnsan ticareti suçuyla mücadele etmek için yalnızca ceza kanunlarında düzenleme yapmanın yeterli olmadığına, bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Öztürk, "Konunun çeşitli boyutlarıyla bağlantılı olarak; göçle ilgili mevzuat, çalışma hukuku, sağlık, çocukların korunması ve diğer konulara ilişkin mevzuat da bu olgu dikkate alınarak yeniden gözden geçirildi. Böylece mücadele, adli alan yanında, önleyici alana kaydırıldı. Bu girişimleri ile Türkiye, insan ticaretinin önlenmesi olgusuna reaktif değil, proaktif yaklaşan ülkelerden biri oldu." diye konuştu.

İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkındaki Yönetmelik'in, 17 Mart 2016'da yürürlüğe girdiğini anımsatan Öztürk, Türk Vatandaşlık Kanunu, Yabancıların Çalışma İzinlerini Düzenleyen Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Harçlar Kanunu ile Uluslararası İşgücü Kanunu gibi birçok kanunun güncellendiğini söyledi.

Yasal mevzuatın yanı sıra Türkiye'de mağdur destek hizmetleri çerçevesinde, insan ticareti mağdurlarının, yaşadıklarının etkisinden kurtulabilmeleri ve topluma yeniden kazanımlarının sağlanması için düşünme süresinde ve sonrasında mağdurun güvenliği, sağlığı ve özel durumu gözetilerek bilgilendirildiğini aktaran Öztürk, bu kişilerin, "Mağdur Destek Programı" kapsamında rıza esasına dayalı şekilde "Gönüllü ve Güvenli Geri Dönüş Programı" içine alındıklarını belirtti.

Öztürk, bu programlar kapsamında İstanbul, Ankara ve Antalya'da sığınma evlerinin açıldığını, sığınma evlerinde insan ticareti mağdurlarına hukuki, psikolojik ve tıbbi danışmanlık sağlandığını dile getirdi.

– "İnsan ticareti mağdurlarını korumak bir insanlık görevi"

Türkiye'de insan ticaretiyle mücadele alanındaki tüm faaliyetlerin, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce yürütüldüğünü belirten Öztürk, konuyla ilgili çalışan tüm kamu kurumlarının temsilcilerinden oluşan "İnsan Ticareti ile Mücadele Koordinasyon Komisyonu" oluşturulduğunu anlattı.

Bu kapsamda söz konusu kurumların iş birliğinde 2004 ve 2009'da İnsan Ticaretiyle Mücadele Alanında Ulusal Eylem Planları'nın yayımlandığını hatırlatan Öztürk, üçüncü ulusal eylem planı için hazırlıkların devam ettiğini bildirdi.

Öztürk, "İnsan ticareti mağdurlarını korumak bir insanlık görevi ve bu alanda iş birliği yapmak kaçınılmaz." ifadesini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?