Katalonya'da yerel seçimlerde ayrılıkçı partiler yerel parlamentoda çoğunluğu elinde tuttu

MADRİD (AA) – İspanya'nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde pazar günü yapılan yerel parlamento seçimlerinin resmi sonuçlarına göre ayrılıkçı siyasi partiler meclisteki çoğunluğu elinde tutmaya devam etti.

Katalonya özerk yönetim hükümeti İçişleri Bakanlığının açıkladığı seçim sonuçlarına göre, 135 sandalyeli yerel parlamentoda ayrılıkçı siyasi partilerden Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) 33, Katalonya için Birlik (Junts) 32 ve Halk Birliği Adaylığı (CUP) 9 milletvekili ile toplam 74 milletvekili çıkardı.

Seçim sonucunda, Katalanların yüzde 51'i ve Katalonya'nın 4 büyük kentinden 3'ünün ayrılıkçı siyasi partilerden yana oy kullandığı görüldü.

Katalonya'nın en büyük kenti Barcelona'da bağımsızlık yanlısı partilere oy verenlerin oranı yüzde 47'de kalırken, Lleida, Tarragona ve Girona'da yüzde 54 ile 67 arasında bir oran ayrılıkçı siyasi partilere oy kullandı.

Seçimlerde yüzde 23 oy oranı ile en fazla oyu alan Katalonya Sosyalist Partisi (PSC) de ERC gibi 33 milletvekiline sahip oldu.

İspanya'da merkezi hükümette koalisyon büyük ortağı olan Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) Katalonya'daki kolu olan PSC, bir önceki seçimlere nazaran milletvekili sayısı iki kat artırıp, en fazla oy alan parti olsa da ayrılıkçı partilerin bloğunu kırıp hükümet kurması zor gözüküyor.

Katalonya'da mevcut şartlarda, 68 olan parlamento çoğunluğunu yakalayıp koalisyon hükümeti kurmak için iki olasılık bulunuyor.

İspanya'dan ayrılmak isteyen bağımsızlık yanlısı siyasi partilerden oluşan ve 2017 yılından bu yana iktidarda olan, aşırı sol görüşlü CUP'un dışarından desteğiyle kurulan ERC-Junts koalisyon hükümetinin devamı veya 3'lü bir koalisyon en büyük olasılık olarak görülüyor.

Söz konusu üç siyasi parti arasında özellikle son 1 yıldır çok ciddi görüş ayrılıkları bulunsa da bağımsızlık yanlısı girişimlerin devamı için bir uzlaşı bulmaları gerekiyor.

Ayrılıkçı partilerin, İspanyol mahkemeleri tarafından bağımsızlık yanlısı girişimlerden dolayı haklarında dava veya soruşturma açılan yaklaşık 3 bin kişinin affı ve kendi geleceğine karar verme hakkı (yasal bağımsızlık referandumu) konularında benzer görüşleri bulunuyor.

Diğer bir hükümet olasılığı sol görüşlü partilerin (PSC-ERC-Comu Podem) kuracağı bir koalisyon olarak gösterilse d ERC'nin bağımsızlık yanlısı girişimlere karşı çıkan PSC'ye hiçbir şekilde destek vermeyeceğini seçim öncesinde vaat etmesi bu tahmini çürütüyor.

– Aşırı sağ ve İspanya milliyetçisi Vox ilk kez Katalan parlamentosunda

Bu arada seçimlerde öne çıkan diğer bir sonuç, İspanya milliyetçisi, aşırı sağcı, İslam ve göçmen karşıtı politika yürüten Vox partisinin ilk kez Katalonya parlamentosuna girmesi oldu.

Vox, tahminlerin de ötesinde 11 milletvekili çıkardı.

Katalonya'da 2017 yılında yapılan bir önceki seçimlerde 36 milletvekiliyle 1. parti olan, liberal görüşlü Vatandaşlar (C's) bu kez büyük bir hezimete uğrayarak, milletvekili sayısı 6'ya düştü.

– Kovid-19 seçimlere katılımı çok düşürdü

Diğer yandan İspanya'da Madrid'in ardından Kovid-19'da en fazla vaka ve can kaybının tespit edildiği Katalonya'da salgının seçimlere etkisi çok fazla oldu.

Bu zamana kadarki en düşük katılımlı seçim yapılırken, katılımın yüzde 54 olduğu bildirildi.

Katalonya tarihinde yüzde 80 ile en yüksek katılımın olduğu 2017 seçimlerine nazaran 26 puanlık düşüş olması dikkati çekti.

Kovid-19'dan dolayı Katalonya'da okulların dışında ilk kez, aralarında Barcelona'nın maçlarını oynadığı Nou Camp'ın da dahil olduğu stadyumlar, spor tesisleri, konser alanları, müzeler veya kütüphaneler oy kullanma merkezi olarak kullanıldı.

Salgından dolayı ateşleri ölçülerek alınan sandık görevlilerinin her birine FFP2 tipi iki maske, birer adet plastik yüz koruma maskesi ve eldiven verildi.

Ayrıca alınan tedbirler kapsamında, riskli grupta (65 yaş üstü, kronik hastalığı olanlar ve hamileler) olanlar 09.00-12.00, karantinada olan yaklaşık 96 bin kişi 19.00-20.00, geri kalan seçmenler de 12.00-19.00 saatleri arasında oy kullandı.

– Katalonya'daki süreç

Katalonya'da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler 2012 yılında başlamış ve dönemin Katalonya özerk hükümet başkanı Artur Mas'ın öncülüğünde 9 Kasım 2014'te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.

Ardından, 12 Ocak 2016-28 Ekim 2017 arasında Katalonya özerk hükümet başkanı olarak görev yapan, şu anda Avrupa parlamenteri olan ve İspanya'da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Carles Puigdemont'un liderliğinde 1 Ekim 2017'de, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu gerçekleşmişti.

Katalonya özerk yönetim parlamentosu da 27 Ekim 2017'de "açıklanması ertelenen, tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu" kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosu'nda alınan ve Anayasa'nın 155. maddesinin uygulandığı kararla Katalonya'nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.

Bu gelişmelerin ardından İspanya mahkemelerinden kaçan Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken, Yüksek Mahkeme'de tutuklu yargılanan eski Katalonya özerk yönetim hükümetinden 9 siyasetçi, devlete karşı ayaklanma, kamu parasını kötüye kullanma ve devletin kurumlarına itaatsizlik suçlarından ekim 2019'da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl hapis cezası almıştı.

Mevcut durumda yarı serbestlik hakkı tanınan söz konusu tutuklu 9 Katalan siyasetçi, Katalonya'da partilerinin seçim kampanyalarına katıldı.

İspanya'da bir yıldır iktidarda olan sol koalisyon hükümeti Katalonya sorununa çözüm için Katalan hükümeti ile diyalog masası kurulması kararı alsa da, ciddi hiçbir adım atılmadı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?