Katalonya, sonu gelmeyen ayrılıkçı politikaların ve siyasi bölünmelerin gölgesinde sandık başına gidiyor

MADRİD (AA) – ŞENHAN BOLELLİ – İspanya'da son 9 yıldır ayrılıkçı politikalar ile gündeme gelen ülkenin doğusundaki Katalonya özerk yönetimi, siyasi istikrarsızlıklardan dolayı art arda 4. kez erken yerel parlamento seçimleri için 14 Şubat Pazar günü sandık başına gidiyor.

Katalonya'da Aralık 2017'de yapılan son seçimlerin ardından koalisyon kurarak iktidara gelen bağımsızlık yanlısı iki siyasi parti, Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya için Birlik (Junts) ile onlara dışarıdan destek veren Halk Birliği Adaylığı (CUP) ayrılıkçı girişimlerin başladığı günden bu yana aralarındaki en büyük siyasi bölünmeyi yaşıyor.

Özellikle son bir yıldır Katalonya'da görülen yönetilmezlik sorununun pazar günkü seçimlere yansıması ve anketlere göre çok az farkla olsa da sandıktan Katalonya Sosyalist Partisi'nin (PSC) birinci çıkması bekleniyor.

İspanya'da merkezi hükümette koalisyonun büyük ortağı olan Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) Katalonya'daki kolu PSC, kısa bir süre öncesinde liderini değiştirmiş ve Sağlık Bakanı görevinden istifa eden Salvador İlla, Katalonya özerk hükümet başkan adayı olarak PSC'nin başına geçmişti.

Anketler, PSC'nin yüzde 22, Junts'un yüzde 20-21, ERC'nin ise yüzde 20 oranlarında oy alacağını öngörüyor.

Son seçimlerde yüzde 25 oy oranı ve 36 milletvekiliyle 1. parti çıkan, liberal görüşlü Vatandaşlar (C's) partisinin ise bu seçimlerde büyük bir hezimete uğrayarak milletvekili sayısının 10'a kadar ineceği tahmin ediliyor.

Katalonya'da 135 sandalyeden oluşan yerel parlamentoda en az 68 milletvekili ile kurulacak özerk hükümet için, mevcut siyasi şartlarda tek olasılık, ayrılıkçı partilerden oluşan şimdiki iktidarın tekrarı olarak gözüküyor.

Zira, bağımsızlık yanlısı üç parti (ERC, Junts ve CUP), seçimlerden 1. parti çıksa bile PSC'ye direkt veya dolaylı olarak (çekimser oy kullanarak) destek vermeyeceklerini garanti ettikleri bir belgeye imza atarak olası bir sol hükümete şimdiden kapıları kapattı.

Diğer yandan İspanyol siyasetinde üç yıllık bir geçmişi olan aşırı sağ görüşlü Vox partisinin de ilk kez Katalonya parlamentosuna girmesi ve 6-10 arasında milletvekili çıkarması öngörülüyor.

Katalonya'nın İspanya'dan ayrılma girişimlerine karşı sert bir politika yapan Vox, ülkede en fazla Müslümanın yaşadığı bölgede (yaklaşık 600 bin) aynı zamanda İslam ve göçmen karşıtı siyasetiyle biliniyor.

– Politika uzmanı Oriol Bartomeus

Barselona Otonom Üniversitesi öğretim görevlisi ve politika uzmanı Oriol Bartomeus, Katalonya'daki siyasi durumla ilgili aralarında AA muhabirinin de olduğu bir grup yabancı gazeteciye yaptığı değerlendirmede, "Pazar günü nefeslerin tutulacağı bir yarış olacak. Kime oy atacağına cumartesi karar verecek yüzde 13 (yaklaşık 750 bin oy) civarında bir kararsız var. Sandıktan mevcut koalisyonun devamı çıkarsa gerek aralarındaki kavgalardan gerekse merkezi hükümetle yaşadıkları çatışmadan uzun ömürlü olacaklarını sanmıyorum." dedi.

Katalonya'da ayrılıkçı siyasi partilerin meclisteki çoğunluğunu kaybetmeyeceğini vurgulayan Bartomeus, "Ama bağımsızlık yanlısı partilere oy veren seçmende çok açık bir şekilde oy kullanma yorgunluğu var. Ve ufukta kimse bağımsız bir Katalonya görmüyor. En azından kısa ve orta vadede imkansız. Çok uzun bir süreçte belki. Şu anda ayrılıkçı partilerin öncelikli hedefi parlamentoda yüzde 50'yi geçerek, bağımsızlık taleplerinin meşruluğunu artırmak istemeleri." yorumunu yaptı.

– Tutuklu Katalan siyasetçi Raül Romeva

Diğer yandan 1 Ekim 2017'de yapılan yasa dışı referandum döneminde Katalonya özerk hükümetinin dışişleri bakanı olan ve ardından devlete karşı ayaklanma ve kamu malına kötüye kullanma suçlarından 13 yıl hapis cezası alan, tutuklu Katalan siyasetçi Raül Romeva da seçimle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

"Vatandaşlar bize oy kullanmaya devam ettiği sürece Katalonya'da bağımsızlık girişimlerinin başarısızlığından asla söz edilemez. Katalonya, İskoçya ya da Quebec değil. Karşımızda da İngiltere ya da Kanada yok. 3 yıldır cezaevindeyim ama yaptığımız bağımsızlık girişimlerinden hiçbir pişmanlığım yok. Yaptığımız her şey gerekliydi ama yeterli olmadı. Biz her zaman sivil, barışçıl, demokratik ve halkın katılımı olan bir hareket olduğumuzu söyledik. Tek çözüm müzakere. Ulaşmak istediğimiz yer, kendi geleceğimize karar vermek (yasal referandum) için siyasi müzakere masası. Mahkemeye de söyledim. Siyaset, siyasetçilere bırakılmalıdır."

ERC partisinden olan Romeva, taleplerinin "bağımsızlık girişimlerinden dolayı İspanyol mahkemelerinde farklı gerekçelerle haklarında açılmış davaları veya soruşturmaları bulunan 3 bin kadar kişiye af ve kendi geleceğine karar verme hakkının tanınması" olduğunu kaydetti.

"Avrupa Birliği'nin bir devletler kulübüdür ve her birinin kendi çıkarına göre hareket ettiğini aktaran Romeva, "Bizim bağımsızlık mücadelemizde üç hedefimiz vardı. İlk Katalonya sorununun dünyada tanınması, ikinci olarak bizim gerekçelerimizin anlaşılması ve son olarak da tanınmak. Bunlardan ilki gerçekleşti. Artık herkes Katalonya sorununu biliyor. Şu anda bizi anlamaları safhasındayız. Tanınma faslına ise hiçbir şekilde geçilmedi. Bu zaman meselesi ama geri dönüşü yok." şeklinde konuştu.

Normal şartlarda 4 yılda bir yapılması gereken Katalonya'daki yerel parlamento seçimleri bağımsızlık girişimlerden dolayı son 11 yılda 5. kez gerçekleşiyor. Pazar günkü sonuçların ardından siyasi krizin devam etmesi ve yeniden bir erken seçime gidilmesi olasılığı da bulunuyor.

– Katalonya'daki süreç

Katalonya'da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler 2012 yılında başlamış ve dönemin Katalonya özerk hükümet başkanı Artur Mas'ın öncülüğünde 9 Kasım 2014'te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.

Ardından, 12 Ocak 2016-28 Ekim 2017 arasında Katalonya özerk hükümet başkanı olarak görev yapan, şu anda Avrupa parlamenteri olan ve İspanya'da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Carles Puigdemont'un liderliğinde 1 Ekim 2017'de, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu gerçekleşmişti.

Katalonya özerk yönetim parlamentosu da 27 Ekim 2017'de "açıklanması ertelenen, tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu" kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosu'nda alınan ve Anayasa'nın 155. maddesinin uygulandığı kararla Katalonya'nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.

Bu gelişmelerin ardından İspanya mahkemelerinden kaçan Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken, Yüksek Mahkeme'de tutuklu yargılanan eski Katalonya özerk yönetim hükümetinden 9 siyasetçi, devlete karşı ayaklanma, kamu parasını kötüye kullanma ve devletin kurumlarına itaatsizlik suçlarından ekim 2019'da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl hapis cezası almıştı.

Mevcut durumda yarı serbestlik hakkı tanınan söz konusu tutuklu 9 Katalan siyasetçi, Katalonya'da partilerinin seçim kampanyalarına katıldı.

İspanya'da bir yıldır iktidarda olan sol koalisyon hükümeti Katalonya sorununa çözüm için Katalan hükümeti ile diyalog masası kurulması kararı alsa da ciddi hiçbir adım atılmadı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?