Kalehöyük açık hava müzesine dönüştü

KIRŞEHİR (AA) – Kırşehir'in yaklaşık 5 bin yıllık tarihinin araştırıldığı Kalehöyük, kazılarda ortaya çıkarılan, çok sayıda medeniyete ait buluntularla adeta açık hava müzesine dönüştü.

Kent merkezinde “kale ” diye bilinen alanda devam eden kazılar, 2012 yılından bugüne aralıklarla devam ediyor. Bu yıl eylül ayında başlanan, höyükte sürdürülen kazılarda, 12 metredeki Demir Çağ'a ait katmana kadar inildi.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Işık Adak Adıbelli başkanlığındaki kazılarda Osmanlı, Selçuklu, Bizans, Roma, Helenistik, Pers, Frig dönemlerine ait kalıntılar ortaya çıkarıldı.

Kalenin 5 ayrı noktasında 6 yıldır yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar, bulundukları alanlarda sergileniyor.

Sergilenen alanlardaki, Osmanlı döneminin bulunduğu tabakadaki bey konağı kalıntıları, Selçuklu dönemine ait tabakadaki Ahi ocakları, Bizans dönemindeki sırlı çanak, çömlekler, kap parçaları, Roma tabakasındaki üzeri işlemeli cam bilezik parçaları, Helenistik dönemdeki insan başı şeklinde boncuklar, Pers ve Frigler dönemlerindeki anfora kaplar, boncuklar, konserve tortuları bulunan kaplar, Kalehöyük'ü adeta açık hava müzesine dönüştürdü.

Dr. Öğr. Üyesi Adıbelli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Tabaka tabaka kalıntıları bırakıyoruz. En üst tabaka Orta Çağ'ı temsil ediyor. Onun altında Helenistik döneme ait bir kalıntı. Her tabakada ayrı bir medeniyetin en güzel, karakteristik kalıntılarını bırakıyoruz ki ziyaretçilere bir şeyler söylesin, o dönemin hikayesini anlatsın. ” ifadelerini kullandı.

“Bir alt tabakaya inince başka bir döneme ait kalıntıları bırakıyoruz. ” diyen Adıbelli, şöyle devam etti:

“En güney tarafta 12 metreye kadar indik. Geç Demir Çağı'na ait hala bulgular geliyor. Tahribatlar ve büyük çöp çukurları da var. Höyüklerin en büyük şansızlığı, medeniyetler üst üste yerleştikçe bir alttakini kaçınılmaz olarak tahrip ediyor. Aşağılara indikçe daha eski dönemlere ulaşacağımıza inanıyoruz. ”

Her döneme ait karakteristik buluntular ortaya çıktığına işaret eden Adıbelli, “Üç açmada farklı dönemlere ait kalıntıları görebiliriz. Birinde Orta Çağ, diğer açmada Helenistik dönem ve yanındaki açmada da Demir Çağ dönemindeki medeniyetlere ait buluntular var. En üstte Osmanlı, onun altında Selçuklu, yanındaki açmada Helenistik döneme ait duvarlar, en güneydeki açmamızda da Orta Çağ ve sonrasına ait yapılar ve Demir Çağ'a ait katmanların görülebileceği şekilde kalıntıları bıraktık. ” diye konuştu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?