Jandarma personeli hakkındaki darbe girişimi davası

ANKARA (AA) – Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı yerleşkesi dışında görev yapan ve darbecilerin “sıkıyönetim direktifleri ” doğrultusunda hareket ederek eylemlere destek olmakla suçlanan 11 kişinin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılandığı davada, tutuklu 8 sanıktan birinin tahliyesi kararlaştırıldı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar, olay tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Jandarma Genel Komutanlığı Maliye Başkanı olan Celal Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklar ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.

Duruşmada, 15 Temmuz 2016'da Jandarma Bilişim ve Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı yapan ve şu anda Jandarma İstihbarat Başkanı olan Tuğgeneral Aykut Tanrıverdi “tanık ” sıfatıyla dinlendi.

Tanrıverdi, darbe girişimi gecesi evindeyken saat 22.20 sıralarında Albay Nurettin Alkan'ın telefon açtığını söyledi.

Alkan'ın, “Bu FETÖ'cüler darbe yapmışlar. Karargahı ele geçirmişler. Karargahın önünde buluşalım. ” dediğini belirten Tanrıverdi, zaman kaybetmemek için eşinin otomobille kendisini daireye götürdüğünü, buradan tabancasını aldığını, ardından da şoförünün kullandığı araçla Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığına gittiğini ifade etti.

Tanrıverdi, şöyle devam etti:

“Yolda Nurettin albay tekrar aradı, 'Ben vuruldum. Acildeyim.' dedi. Telefon kapandı. Olayın detayını anlamak için tekrar aradım. Cevap vermedi. Jandarma Genel Komutanlığına yaklaşık 30 metre kala arabayı durdurdum, yaya olarak nizamiyeye yaklaştım. Silüet şeklinde 4-5 kişi belirdi. Ortalarında, sivil kıyafet üzerine yelek giymiş, silahlı Süleyman Karaca yarbayı gördüm. 'TSK yönetime el koydu. Karargahı ele geçirdik.' dedi. Yanındakiler de okuldan gelen teğmenlerdi. Ben de 'Buraya müdahale ederiz ve sizden alırız. Yanlış yapıyorsunuz.' dedim. 'Hayır' falan deyince müdahale edecekler diye arabaya binerek Güvercinlik'te operasyon birliklerinin olduğu karargaha hareket ettim. ”

Tanrıverdi, Yarbay İrfan Tüten'e ulaşmaya çalıştığını, bazı görüşmelerin ardından onu dahili hattan aradığını, telefonuna önce sanıklardan tuğgeneral Celal Şahin'in çıktığını ve telefonu Tüten'e verdiğini anlattı.

Tüten'e, birliklerin hemen hazırlanmasını, karargaha müdahale edileceğini söylediğini ifade eden Tanrıverdi, saat 23.40 sıralarında JÖAK komutanının makam odasına geçtiğini bildirdi.

Burada general ve albay rütbesinde bazı askerler olduğunu aktaran Tanrıverdi, buradaki komutanlarla, kanunların dışına çıkılmaması ve yapılanların yanlış olduğunu iletmek üzere bölge komutanlıklarını aramayı kararlaştırdıklarını söyledi.

Ceride açtırdıklarını ve Harekat Merkezi oluşturduklarını ifade eden Tanrıverdi, bu sıralarda “Sıkıyönetim Direktifi ” diye bir evrak olduğunu duyduğunu bildirdi.

Tanrıverdi, baktığı evrakta, o tarihte Jandarma Genel Komutanlığı Lojistik Komutanlığı Kurmay Başkanı olan sanık Sami Balcı'nın “Harekat Başkanı ” olduğunu gördüğünü aktararak, “Sami Balcı orada bizimleydi. Ona dışarıda 'Siz bizden misiniz, darbecilerden mi? diye net biçimde sordum. 'Nereden çıktı?' diye tepki verdi. Direktifi söyledim. İçeri girdi, evraka baktı, ismini gördü ve içerideki generallere bu işle alakası olmadığını söyledi. Generallerimizin herhangi bir tepkisi olmadı. Gece boyunca da Sami Balcı bizimle beraberdi. ” diye konuştu.

Tuğgeneral Tanrıverdi, gece boyunca darbecilerin Jandarma Genel Komutanlığı karargahından çıkarılması için timlerin oluşturulması ve Güvercinlik'teki Kara Havacılık Komutanlığından kalkan taarruz helikopterlerine müdahale edilmesi konusunda diğer komutanlarla birlikte çalıştıklarını anlattı.

Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını isterken, tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, müzakerenin ardından, tutuklu sanıklardan eski astsubay Mehmet Akif Çolak'ın tahliyesine, diğerlerinin tutukluluklarının devamına karar verdi.

Bazı askerlerin tanık olarak beyanlarının alınmasına karar veren heyet, sanıklardan Balcı hakkında FETÖ/PDY kapsamında herhangi bir soruşturma yürütülüp yürütülmediğinin Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından sorulmasını, yürütülmüşse onaylı suretlerinin istenmesini kararlaştırdı.

Dava, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

-İddianame

İddianamede, FETÖ mensubu askerler ile sivil şahısların, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in onayıyla 15 Temmuz 2016'da askeri darbeye kalkıştıkları anımsatıldı.

Olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığındaki eylemlere destek olmak amacıyla Jandarma Genel Komutanlığı yerleşkesi dışındaki jandarma unsurlarının bulunduğu yerlerde de FETÖ üyelerince bazı faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dikkat çekilen iddianamede, sanıkların, Güvercinlik'teki MEBS Grup Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ve JÖAK'ta silahlı çatışma şeklinde faaliyetleri bulunmadığı ancak darbecilerin sözde “Yurtta Sulh Konseyi “nce düzenlenen sıkıyönetim direktifleri doğrultusunda hareket ederek, atılı suçları işledikleri kaydedildi.

İddianamede sanıklar Celal Şahin, Cemre Nazlum, Gökhan Aytaç, Halil İbrahim Kocamaz, Kudret Kösem, Mehmet Akif Çolak, Sami Balcı, Sinan Darakcı, Turgut Gözütok, Yasin Sancak ve Zafer Savaş Öztekin'in “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs “, “TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs “, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile “silahlı terör örgütü üyesi olmak ” suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri talep ediliyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?