İZÜ Kütüphanesi 106 bin basılı kitapla öğrenci ve akademisyenlere hizmet veriyor

İSTANBUL (AA) – SAADET FİRDEVS APARI – İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Kütüphanesi Müdürü Kasım Çelik, insanların kütüphanelerle barışık olması gerektiğini söyledi.

Bu yıl "Çağları Aşan Söz" teması ile 29 Mart-4 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen "57. Kütüphane Haftası", çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Çelik, İZÜ kütüphanesi hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunarak, kütüphanelerin önemini anlattı.

– "Basılı kitap kaydında şu anda 106 binlere geldik"

İZÜ Kütüphanesi'nin İstanbul'un en büyük kütüphanesi durumunda olduğunu belirten Çelik, "Koleksiyon olarak henüz en büyük değiliz. Ama basılı kitap kaydında şu anda 106 binlere geldik. 10 yıllık bir üniversite için bu çok güzel bir rakam. Kütüphanemizin kapasitesi de bir milyon kitaba kadar yeterli." dedi.

Çelik, üniversite kütüphanelerinin hem öğrencilere hem de akademisyenlere büyük bir destek sağladığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Öğrenci dersine çalışmak, araştırmasını yapmak, sınavlarına hazırlanmak için kütüphaneyi kullanır. Akademisyen de çalışmalarında kullanılmak üzere makale, kitap, bildiri yazmak, ne için gerekirse gerekli desteği kütüphaneden alır. Tabii kütüphanenin de kitap, dergi, yayın olarak güçlü olması lazım. Aynı zamanda da sınava hazırlanacak, araştırmasını yapacak öğrencilere de yeterli yeri verecek kadar geniş olması lazım. Bizim kütüphanemiz şu anda bu nedenlerle İstanbul'un en büyük kütüphanesi konumunda."

– "Kütüphaneler bize göre üniversitenin kalbidir"

Üniversitenin 2011'de kurulduğunu, kütüphanenin ise 4 yıldır hizmet verdiğini hatırlatan Çelik, "İlk kurulduğumuz zamanlarda, 200 metrekareye ulaşmayan 196 metrekarelik bir kütüphanemiz vardı. Ama kütüphanenin gerekliliği, eğitim, öğretim için şart. Biz bunun bilincindeydik. Yöneticilerimize durumu arz ettik. Yöneticilerimiz de tabii bizim tekliflerimize dikkat etti. Onlar da kütüphanenin öneminin farkında. Derken kuruluşunun daha 6. yılında İstanbul'un en büyük kütüphanesini, bu güzel mekanı kazandırdılar üniversitemize." ifadelerini kullandı.

Kasım Çelik, kütüphaneyi aynı anda binden fazla kişinin kullanabileceğine işaret ederek, "Tekli çalışma masalarımız da grup çalışma masalarımız da bol. Hatta hocalarımız için bireysel çalışma odalarımız da mevcut. Kütüphanemizin içinde bir de 55 kişilik konferans salonumuz da var. " diye konuştu.

Kütüphane Haftası'na ilişkin ise Çelik, şunları kaydetti:

"Bu haftada başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kütüphaneler Genel Müdürlüğü olmak üzere Türk Kütüphaneciler Derneğinin iş birliğiyle yurt çapında kütüphanelerde çeşitli etkinlikler yapılıyor. Tabii meslektaşlar bir araya gelme imkanını da buluyor. Kamuoyunda da kütüphaneler gündeme geliyor, dikkat çekiliyor. Buna memnun oluyoruz. Fakat pandemi tedbirleri dolayısıyla durum biraz değişti. Genelde kutlamalar online oluyor. İnşallah pandemi şartları bir an önce iyileşir. Biz de yine normal kütüphane haftalarımızı yüz yüze kutlamaya başlarız."

– "Birisiyle buluşacaksak, kütüphanelerde buluşmayı tercih edelim"

Çelik, kütüphanelerin üniversitelerin kalbi olduğuna dikkati çekerek, "Çünkü öğrencinin de hocaların da hep kütüphaneye ihtiyaçları vardır. Eğitim öğretime destek vermek için kütüphaneye ihtiyaç vardır. Araştırma yapılacak yer yine kütüphanede. Kütüphane ne kadar iyi, ne kadar zengin ve büyük olursa o üniversitede eğitim-öğretim de o kadar kaliteli olur." değerlendirmesinde bulundu.

Kütüphanelerde artık elektronik kaynakların da sıklıkla kullanıldığının altını çizen Kasım Çelik, "Bizim elektronik kaynaklarımıza, veri tabanlarımıza baktığınızda binlerce kitap var. Elektronik kaynaklarımızda binlerce dergi var. Bunlara da öğrencilerimiz, hocalarımız, kurum dışından da evlerinden de online olarak ulaşabiliyorlar. Yani kütüphane artık sadece mekanda da kalmayıp elektronik olarak her taraftan ulaşılabilecek konumdadır." şeklinde konuştu.

Çelik, kütüphanelerde çalışan kişilerin bu alanda yetişmiş olmasının önemli olduğunu da vurgulayarak, şu açıklamayı yaptı:

"Kütüphanecilik biliyorsunuz üniversitelerde akademik olarak okutuluyor. Çok sayıda kütüphaneci yetiştiren bölümlerimiz var. Bir iş olarak yapmak başka, bir de bunu meslek olarak öğrenip hakikaten ne yaptığını, kime hizmet ettiğini ve sonucunda ne gibi güzel işler çıkacağını bilerek hizmet etmek başka. Dolayısıyla da başkanın veya yöneticilerin kütüphanecilik eğitimi almış olması o yönden çok önemli. Mesleki olarak hakikaten kütüphanecilik bölümünden yetişmiş, eğitimini almış insanların hizmet vermesi daha bir başka. Verilen hizmet de daha bir kaliteli oluyor."

Diğer üniversite kütüphaneleriyle iş birliği içerisinde olduklarını ve öğrencinin ihtiyacı olan kaynağı kendilerinde yoksa bile bu sayede temin ettiklerini aktaran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öğrencinin işini ne kadar görebilirsek, o kadar mesuliyetimizi yerine getirmiş, görevimizi yapmış kabul ederiz. Sadece Sabahattin Zaim Üniversitesi mensuplarına değil, Halkalı, Küçükçekmece civarındaki insanlara da hizmet etmemiz onlara da faydalı olmamız lazım. Şu an pandemi şartları dolayısıyla kurum dışından kimseyi alamıyoruz içeriye. Ama pandemiden önce kurum dışından üç bin civarında kayıtlı kullanıcımız vardı. Hakikaten bize ihtiyaç da var. Halk büyük saygı da duyuyordu, bunun için de teşekkürlerini hep belirtiyorlardı. Elimizden gelen hizmeti de yapıyoruz."

Kasım Çelik, kütüphanenin insanların hayatındaki yerine değinerek, "İnsanlar kütüphaneyle barışmalı. Canı sıkıldığı zaman 'bir halk, belediye kütüphanesine, eğer mümkünse üniversite kütüphanesine gideyim ve araştırayım, orada vakit geçireyim' demeli. Birisiyle buluşacaksak, kütüphanelerde buluşmayı tercih edelim. Tabii sessiz şekilde, kütüphane kurallarına uymak kaydıyla. Kitap okuyalım, araştıralım. Kitapları kendimize bir arkadaş olarak, kütüphaneyi de kendimize daimi uğrayacağımız, her zaman ziyaret edeceğimiz bir mekan olarak seçelim, belirleyelim." ifadelerini sözlerine ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?