İzmir’deki “askeri casuslukta kumpas” davası

İZMİR (AA) – İzmir’deki askeri casusluk soruşturmasında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10’u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada müştekiler ifade vermeye devam etti.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar, müşteki ile taraf avukatları katıldı.

Meştekilerden uçak teknikeri eski hava astsubayı Emre Cemal Gürsoy, sanıklardan şikayetçi olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızan örgüt üyelerinin farklı oyunlarıyla saf dışı bırakıldıklarını savundu.

Gürsoy, soruşturma kapsamında 2 gün gözaltında tutulduğunu, devamında tutuksuz yargılandığını, 2014 yılında görevinden atıldığını hatırlatarak “Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanlığından gelen kişiler ifademizi aldı. ‘Hava Kuvvetlerinde bazı sıkıntılar var onun için ifadenizi alıyoruz’ dediler. İfade alımında ‘Cemaat hakkında kötü konuşuyormuşşunuz’ gibi ifadelerle karşılaştık. İfadeyi zorla imzalattılar. Darbe girişiminde önemli payı olan o zaman Hava Eğitim Komutanı olan Akın Öztürk disiplinsizlikten dolayı atılmam için sicilimi imzaladı. Bir astsubay olarak kafede garsonluk gibi işler yapıyorum. Mesleğe geri dönmek için başvurdum ancak geri alınmadım. Bizim göreve geri dönmemizi reddeden Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeleri FETÖ’den içeri alındı.” diye konuştu.

Duruşmada ifade veren müştekilerden eski sağlık astsubayı Davut Yıldız, sanık eski komiser Özcan Karanfil başta olmak üzere kendilerine bu kumpası kuran herkesten şikayetçi olduğunu belirterek 2 yıl boyunca telefonlarının dinlendiğini ve soruşturma sonrasında 2 yıl tutuklu kaldığını belirtti.

Yıldız, “Bylock” kullanıcısı olup tutuksuz yargılananların da tutuklanması talebinde bulundu.

Savaş helikopter teknisyeni olan müşteki İhsan Kürşat Toksoy ise yıllarca doğu illerinde operasyonlarda bulunduğunu, terörist peşinde koşarken FETÖ/PDY’lilerin arkasından kuyusunu kazdığını savunarak “Operasyonlardan dolayı 96 saat uyumamış olduğum gün gözaltına alınarak vatan hainliğiyle itham edildim. Vatanı korumak için uyumazken böyle bir soruşturmanın içine nasıl çekildim. Mesleğimin baharında 15 ay hapis yattım. Ben ihraç edildikten sonra kimse iş vermedi. Benim hayatımı bitirdiler. Ben vatansever askerler tarafından eğitim aldım, Pensilvanya’dan almadım. Bana bu kumpası kuran, vesile olan, görmezlikten gelen herkesten şikayetçiyim.” şeklinde ifade verdi.

– “ByLock” kullanan tutuksuz sanıkların tutuklanması talebi

Müşteki eski Pilot Üsteğmen Emre Arslan da 19 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat ettiğini aktararak, “Darbeye giden yolda bizim dava temel taştı. Bazı kişilerin tasfiye edilip, örgütün sıkıştığı noktalarda kendi adamlarını koyması için düzenlenen kumpastır. Bu dava yüzünden bir süre işsiz kaldım. 594 gün tutuklu kaldım. Bu kumpasta görev yapmış polis, tutuklayan savcılardan şikayetçiyim. Bu davada ByLock kullanıcısı olup da tutuksuz yargılananların bize dışarıda tehlike arz ettiğini düşünüyorum.” dedi.

Müşteki yüzbaşı Andaç Keskin ise 22 ay tutuklu kaldığını ifade ederek, büyük mağduriyet yaşadığını belirterek kumpas kuran kişilerden şikayetçi olduğunu beyan etti.

Müştekilerden Deniz Yüzbaşı Engin Karatekin ise eşinin Rusya Federasyonu vatandaşı olması nedeniyle “Eşi üzerinden yurt dışına bilgi kaçırıyor” suçlamasıyla 25 ay tutuklu kaldığını belirterek, “ByLock” kullanıcısı olup tutuksuz olanların kendileri açısından tehlike arz ettiği gerekçesiyle tutuklanmalarını talep etti.

Müşteki emekli Tabip Albay Ergun Özkan da aynı dava kapsamında “gizli belge bulundurma” suçlamasıyla 22 ay tutuklu kaldığını daha sonra beraat ettiğini ifade ederek, “Seninle göz kontağı kurmayan hakim ve savcılara ifade verdik. Özel yetkili mahkemelerin hakim ve savcısı da örgütün üyeleriydi. Belgeleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin dışına çıkarmakla suçladılar. Aklandım ama suç hala ortada. Bu belgeyi gerçekten kim çıkarttıysa cezalandırılmasını istiyorum. 2015’te emekli oldum. Çalışmıyorum. Bu yaşadıklarımdan sonucunda çalışmayı kim düşünebilir. Benim hakkımda en ufak bir delil toplamayacaksın, lehime ifade vermek isteyenleri dinlemeyeceksin, dünyanın neresinde böyle adalet var.” diye konuştu.

Mahkeme başkanı duruşmayı yarına erteledi.

– Dava ve iddianame

“Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010’da gelen ihbar e-posta üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ise 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen’in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında, “silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak” gibi suçlamalar yer alıyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?