İstanbul'da 80 okul ve 59 okul spor salonu açılış töreni

İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 7,4 büyüme kaydedilmesinde, ihracatın şubat ayında 160 milyar dolara çıkarılmasında, kriz tellallarının tüm çabalarına rağmen hedeflere kararlılıkla ilerlenmesinde, Türkiye'nin bölgede ve dünyada giderek daha etkin bir güç haline gelmesinde eğitim ve öğretimde gelinen noktanın çok büyük payı olduğunu belirterek, “Elbette elde ettiğimiz başarılar önemlidir, geldiğimiz yer de küçümsenecek gibi değildir. Fakat buna rağmen eğitim ve kültür konusunda tam istediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum. Eğitim ve öğretimin altyapısında gerçekleştirdiğimiz devrimi, içeriğinde de hayata geçireceğiz. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başakşehir'de Akif İnan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, İstanbul'da yapımı tamamlanan 80 okul ve 59 okul spor salonunun açılış törenine katıldı.

Törende konuşan Erdoğan, bugün resmi açılışları yapılan 80 okuldan 25'inin Milli Eğitim Bakanlığı, 7'sinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 48'inin ise İstanbul Valiliği öncülüğünde, kurumların ve vatandaşların bağışı olarak İstanbul'a kazandırıldığını söyledi.

Spor salonlarını ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin inşa ettiğini anlatan Erdoğan, derslik sayıları 2 bin 47 olan bu okullar ile spor salonlarının, yaklaşık 805 milyon liralık bir eğitim öğretim yatırımını ifade ettiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de hükümete gelirken verdikleri ülkeyi eğitim, öğretim, sağlık, adalet ve emniyet üzerine yükseltme sözlerini adım adım yerine getirdiklerini ifade ederek, eğitim öğretimin bütçede birinci sıraya çıktığını, iktidara geldiklerinde birinci sırada milli savunmanın yer aldığını hatırlattı.

Bugüne kadar 282 bin yeni derslik inşa ederek sınıfları akıllı tahtalarla, öğrencileri tablet bilgisayarlarla donatarak eğitim öğretim altyapısını tamamen modernleştirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Göreve başlattığımız 584 bin yeni öğretmenle eğitimci sayımızı 904 bine çıkartarak sınıfların boş kalmamasını sağladık. Hayata geçirdiğimiz 4+4+4 sistemiyle en önemli reformumuzu bu dönemde yaptık. Geçmişte tamamen ideolojik saplantılarla eğitim öğretime verilen zararı ortadan kaldırdık. Yapacağımız işler çok, bunun farkındayız ama bunlar en önemli engellerin ortadan kaldırılmasıydı.

Müfredatı, ders kitaplarını, eğitim ve öğretim yöntemlerini modern bir anlayışla yeniden düzenliyoruz. Orada da yapılacak işler hala var. Mevcut 75 üniversitemizin üzerine 110 üniversite ekleyerek isteyen tüm gençlerimize yüksek öğrenim imkanı sağladık. Bizim gençliğimizde 10 öğrenciden biri üniversiteye girebiliyordu, diğerleri bekliyordu. Ama şimdi açıkta kalma diye bir durum söz konusu değil. Eğitime verdiğimiz önemin karşılığını her alanda alıyoruz. ”

– “İstediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum ”

Türkiye'nin insan gücü niteliği yükseldikçe, araştırma geliştirmeden üretime kadar tüm alanlarda iddiasının da arttığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüme kaydedebildiysek, ihracatımızı şubat ayı itibarıyla 160 milyar dolara çıkartabildiysek, kriz tellallarının tüm çabalarına rağmen hedeflerimize kararlılıkla ilerliyorsak, bölgemizde ve dünyada giderek daha etkin bir güç haline geliyorsak, bunların hepsinde eğitim öğretimde geldiğimiz yerin çok büyük payı vardır. Elbette elde ettiğimiz başarılar önemlidir, geldiğimiz yer de küçümsenecek gibi değildir. Fakat buna rağmen eğitim ve kültür konusunda tam istediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum. Milletimizin evlatlarına iyi bir eğitim ve öğretim vermek için yaptığı fedakarlığın büyüklüğü karşısında bulunduğumuz yer, olmamız gereken yer değildir. ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devlet diğer hizmetlerden, yatırımlardan kısarak eğitim öğretime bunca kaynak aktarırken ortaya çıkan neticenin bununla mütenasip görünmediğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Demek ki bazı yerlerde bir tıkanıklık, bir eksiklik var. Eğitim sisteminden beklentimiz, çocuklarımızı, anne ve babalarına hayırlı birer evlat, ülkelerine ve milletine hayırlı birer fert olarak yetiştirmesidir. İş hayatındaki ve sosyal ilişkilerdeki değişim, değerler eğitimini verme ve eksikleri tamamlama görevini de eğitim sistemimize yüklüyor. Halihazırdaki müfredatımızın, öğretmen niteliğimizin, eğitim materyallerini kullanma biçimimizin bu beklentiyi karşılamaktan henüz uzak olduğunu görüyorum. Günlük hayatının faal olduğu saatlerini, evinden daha çok okulunda geçiren çocuklarımızı bilgiyle donatmanın yanında, bilinç ve duruş aşılamaktan da geçtiğine inanıyorum. Dilini, tarihini, kültürünü en iyi şekilde öğrenmemiş bir evladımıza matematikte, fizikte, kimyada öğrendikleri yük gelir. Çünkü bu çocuğumuz aldığı bu eğitim, öğretimin neye yarayacağının, kendisini nereye taşıyacağının farkında değildir. ”

– “Sınav bir amaç değil, bir araçtır ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamen sınav kazanmaya odaklanmış bir sistemde arzuladıkları eğitime yer kalmayacağını ifade ederek, “TEOG meselesini, bundan dolayı 'Kaldıralım.' dedim. Biz TEOG ile okumadık. Bu yükleri şöyle bir kenara bırakalım. ” dedi.

Törene katılan öğrencilerin sloganları üzerine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a seslenerek, “İsmet Bey, bak gençler TEOG kalkınca nasıl rahatlamışlar. ” ifadelerini kullandı.

Sınavın bir amaç değil, bir araç olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklara öncelikle öğrendikleri bilgiyle, kendilerine, ailelerine, ülkelerine, milletlerine, insanlığa nasıl faydalı olabileceklerinin şuurunun aşılanması gerektiğini, bu başarıldığında rekabet alanının sınav olmaktan çıkacağını söyledi.

Bu durumda artık rekabet alanını, hikmetle yoğrulmuş bilginin kendisi haline geleceğini aktaran Erdoğan, “İşte o zaman bu sistem dünya çapında matematikçiler, fizikçiler, hekimler, iktisatçılar, felsefeciler yetiştirmeye başlar. İnşallah önümüzdeki dönemde dikkatimizi ve imkanlarımızı bu konuya teksif edecek, eğitim ve öğretimin altyapısında gerçekleştirdiğimiz devrimi, içeriğinde de hayata geçireceğiz. ” diye konuştu.

– “En güzel cevabı yarın Mersin'de vereceğiz ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere şöyle seslendi:

“Ülkemizde kendinize ideal olarak seçebileceğiniz pek çok örnekle birlikte kesinlikle uzak durmanız gereken kötü örneklerle de karşılaşabilirsiniz. Türkiye'nin başına musallat edilen terör örgütlerinin hedefinde öncelikle genç dimağlar olur. Şayet terör örgütleri sizlere de bulaşırsa, ölçünüz gayet basit olsun. Her kim ki size, annenize, babanıza, ailenize rağmen bir şey yaptırmak istiyorsa, onlardan uzak durun. Her kim ki sizi tarihinize, kültürünüze, değerlerinize aykırı birtakım fikirlerle zehirlemeye çalışıyorsa onlardan uzak durun. Her kim ki sizi ülkenize, milletinize, devletinize karşı kışkırtıyorsa onlardan uzak durun.

Bunların hiçbirinin de bizim dünyamızla, bizim inancımızla, bizim töremizle ilgisi yoktur. Annesine, babasına, ailesine saygı duymayan bir ferdin ne milletine ne de insanlığa bir faydası olur. Tarihini hiç bilmeyen veya yanlış bilen, kültürünün zenginliğinden bir haber, medeniyetinin ışığından nasibini almamış bir gencimizi, geleceğimizin teminatı olarak göremeyiz. Hele hele milletine ve devletine ihanet eden hiç kimsenin, Arapça'da bir ifade var ya, 'İrapta mahalli yoktur.' Sözünü etmeye bile değmez bunların. ”

Maalesef bu tür kötü örneklere çevrede rastlanabildiğini aktaran Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde, üstelik de milletvekili sıfatı taşıyan bir tanesi, bizim uluslararası yatırımcıları ülkemize davet etmemize, 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok.' diye mesajla cevap vermiş. İşte bu tam bir kötü örnektir. Benim torunum bile diyor ki 'Bunlar kötü değil mi dede?' Gerçi bunlara en güzel cevabı yarın Mersin'de 20 milyar dolarlık bir uluslararası yatırım olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin temel atma töreniyle vereceğiz. Ancak böyle bir zihniyetin sorgulamasını da mutlaka yapmamız gerekiyor. ” diye konuştu.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?