İş dünyası müfredatın “yenilikçi” karakterinden memnun

İSTANBUL (AA) – MUSAB TURAN – Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), bir yıldır hazırlıkları süren tüm öğretim kademelerindeki 51 zorunlu derse ait yeni müfredat taslak programı kamuoyunun görüşüne sunuldu.

İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, analitik düşünme becerisini merkeze koyan yeni nesil müfredatın kamuoyu görüşüne açılmasını Türkiye’nin geleceği için “umut verici” bulurken, “yenilikçi” karakterinden de memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların küçük yaşta Ar-Ge ve inovasyon gibi kavramlarla tanışmasının, analitik düşünce yeteneği kazanmasının ülkenin geleceği adına önemine işaret etti.

Türkiye’nin eğitim sistemini tekrar tekrar düzeltme şansı bulunmadığını anımsatan Büyükekşi, “Kamuoyunun görüşüne açılan yenilikçi müfredat başta eğitimcilerimiz olmak üzere, veliler ve nitelikli insan kaynağına ihtiyaç duyan iş dünyamız tarafından, kamuoyunun tüm kesimlerince incelenmeli. Yapıcı öneriler paylaşılmalıdır. Burada ne gibi eksikler var, hangi alanlarda daha çok iyileştirme yapılabilir, öneri ve eleştiriler 10 Şubat’a kadar bildirilebilecek. Türkiye olarak hep beraber bir tren inşa ediyoruz. Bunun hızlı tren mi, yüksek hızlı tren mi olduğuna karar verme döneminden geçiyoruz. Bilinmelidir ki bu tren kalktığında hep beraber binip yola çıkacağız, geleceğe, gelişen ekonomilerle aradaki açığı kapatmaya doğru yola çıkacağız.” çağrısında bulundu.

Milli Eğitim Bakanlığının bu doğrultuda çok önemli bir adım atarak ilk ve ortaokul müfredatlarında değişikliğe gitmesini sevinçle karşıladıklarını belirten Büyükekşi, “Çocuklarımızın üçüncü sınıfta tanıştığı fen bilimleri dersine yapılan değişiklikler, yenilikçi, araştıran ve sorgulayan bir neslin yetişmesine katkı sağlayacaktır. Özellikle fen ve mühendislik uygulamaları başlığı altında çocuklarımızın ürün tasarlamalarının teşvik edilmesi son derece önemli.” değerlendirmesini yaptı.

– “Veliler ve öğretmenler olarak öğrencilerimizin sesine kulak vermeliyiz”

Türkiye’nin uzun vadeli ihracat ve kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için nitelikli insan kaynağının güçlendirilmesi, teknik personel ve doktoralı çalışan sayısının artırılmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Büyükekşi, bilim, teknoloji ve akademik alanlarda yetişen insan kaynağının Ar-Ge ve inovasyonun yapı taşını oluşturduğunu belirtti.

Büyükekşi, teknolojiye hakim insan kaynağının Türkiye’nin refah düzeyini sürdürülebilir şekilde artıracağına dikkati çekerek, “İzlanda’da toplam çalışan nüfusunun yüzde 5,6’sı Finlandiya’da ise yüzde 4,7’si bilim ve teknoloji alanında istihdam ediliyor. 81 milyon nüfusu olan Almanya’da bu oran yüzde 2,4 iken Türkiye’de sadece yüzde 0,9 seviyesinde. Sanayi ve ihracatı giderek teknoloji-yoğun bir yapıya doğru ilerleyen ekonomimizde de üretim teknolojilerini tanıyan, mesleki yeterliliği yüksek personellerin yetişmesi hayati önem taşıyor.” bilgilerini verdi.

Nüfusunun büyük bir kısmı KOBİ olan Türkiye’de yenilikçi düşünen çocukların zaman içinde ailelerinin iş yapış şekline yeni açılımlar getirebileceğini söyleyen Büyükekşi, “Velilerimizin ve özellikle yarınları inşa eden öğretmenlerin bir şeyin farkında olmasını istiyorum. Çocuklarımız bizim gibi düşünmüyor, onlar çok daha pratik ve sonuç odaklı. Z kuşağı bambaşka. Veliler ve öğretmenler olarak öğrencilerimizin sesine kulak vermeliyiz.” dedi.

– “Yaratıcı iş gücüne olan ihtiyacımız giderek artıyor”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da dünya ekonomisinde yetişmiş insan kaynağının rekabetin belirleyici unsuru olduğunu hatırlattı.

Sorgulayan, yeni fikirler üreten ve kendi sınırlarını zorlayan öğrenci modelinin ülkenin geleceği adına umut verici olduğunu aktaran Bahçıvan, şöyle konuştu:

“İnovasyonu yaşam biçimi haline getiren insanlar refahımızın geleceğinde belirleyici rol oynayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığının kamuoyunun görüşüne sunduğu ilkokul ve ortaokul fen bilimleri müfredat taslağında bilim, buluş ve inovasyonu önceliklendiren yaklaşımı bu bakımdan önem taşıyor. Türkiye geleceğe tüketimden değil, üretimden itibar kazanan bir gençlikle yürüyebilir. Bunun için üretim odaklı bir ekonominin yanında bunun bir taşıyıcı kolonu olarak üretim odaklı bir eğitim sistemine de sahip olmamız gerekiyor.

Gençlerin üretmeyi, keşfetmeyi ve yenilik peşinde koşmayı benimsemesini sağlayabilirsek inanıyorum ki arzuladığımız ve ihtiyacımız olan ekonomik ve toplumsal sıçramayı gerçekleştirebiliriz. Sanayiciler olarak üretken ve yaratıcı iş gücüne olan ihtiyacımız giderek artıyor. Bu yüzden eğitim sistemimizde üretimi ve yenilikçiliği öne alan bir anlayışa destek veriyoruz.”

– “Mucit yetiştirmede önemli enstrümanlar içerdiğine inanıyorum”

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı Halim Aydın, yeni açıklanan müfredatın girişimci ve mucit yetiştirmede kısa ve orta vadede iş dünyasına kalite ve katma değer kazandıracak önemli program ve enstrümanlar içerdiğine inandığını belirtti.

Aydın şunları söyledi:

“İncelediğimiz kadarıyla yeni müfredatın; iş dünyasının girişimcilik, finansal okuryazarlık, toplumsal cinsiyette denge, siber güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği, verimlilik stratejisi, ulusal fikri haklar, çölleşme, vergi bilinci gibi çeşitli konulara da öğretim programlarında yer verilmesi yerinde. Bilimsel, teknolojik ve çevresel okuryazarlık becerilerinin kazandırılması konularına özel başlıklar açılması ve kodlama becerisinin geliştirilmesi şarttı. Burada bunların giderildiğini görüyoruz.

Yeni müfredat ilkokul birinci sınıftan itibaren, algoritmik düşünme kabiliyetini geliştirecek çalışmaların hedeflenmesi açısından umut veriyor. Girişimci ve mucit yetiştirmede, kalite ve katma değer kazandıracak, önemli program ve enstrürmanları içerdiğine inanıyorum.”

– “Teoriyi pratiğe dönüştürme açısından, öğrenime anlam, ilgi ve renk katacağı kanısındayım”

Teorik bilgiyi pratik uygulamalarla desteklemeden, bir başka deyişle, bilim insanlarının buldukları formülleri gerçek yaşamda nerede uygulanabilirliğini göstermeden yapılan eğitim usulünün tartışılageldiğini anımsatan Aydın, “Millî Eğitim Bakanlığının mevcut müfredatı fen ve mühendislik uygulama odaklı bir konsepte dönüştürüyor olması, teoriyi pratiğe dönüştürme açısından, öğrenime anlam, ilgi ve renk katacağı kanısındayım.” dedi.

Öğrencilerin “Hocam bunu nerede kullanacağız, nerede işimize yarayacak?” sorusuna yeni müfredatla edinilecek yeni nesil beceriler sayesinde makul cevaplar verilebileceğini aktaran Aydın, “Müfredata eklenen fen ve mühendislik uygulamaları ünitesi ve STEM yaklaşımı ile öğrencilerin artık bu soruyu sormalarına gerek kalmayacağını düşünüyorum.” diye konuştu.

– “Öncelikle kendi fikirlerimize güvenmeliyiz”

“Eğer biz Sanayi 4.0 dan dan bir-iki adım ötesini düşünüp, bugün yaşanan “orta gelir tuzağı” benzeri engellere takılmadan, dünyanın en iyi 10 ekonomisine girmek istiyorsak öncelikle kendi varlığımıza, fikirlerimize, hayal gücümüze, yaratıcılığımıza ve insanımıza güvenmeliyiz.” diyen Aydın, şunları kaydetti:

“Teknolojik dönüşümü hakkıyla yapabileceğimize inanmalıyız. Bu bağlamda yeni müfredata girişimci ruha sahip ve yaşam boyu öğrenen bireyler yetiştirmek hedefinin konulmasını isabetli bir karar olarak nitelendiriyorum.

Bunun yanında, öğrencilerin yetenek ve eğilimlerinin belirlenmesinde pratik rehberlik eğitiminin zenginleştirilmesi gerektiğini, bireylerin fıtraten yetenekli ve eğilimli oldukları alanlarda öğrenimlerini sağlayacak yönlendirmenin yapılacağı bir rehberlik kurumunun oluşturması, bu müfredatın daha verimli sonuçlar vereceğini, daha mutlu, başarılı ve yararlı bireyler yetiştireceğini düşünmekteyim.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde 229 Unicorn şirket olduğu belirlenmiş. Ne yazık ki bunların hiçbiri ülkemizden değil. İnşallah tazelenen müfredatın girişimci ruhu destekleyen yapısıyla, ülkemizde Unicorn şirketler kuracak mühendisler yetişecek”

– Matematik dersleri gündelik hayatla ilişkilendirilecek

Ortaokul matematik derslerinde cebir, geometri, veri işleme, olasılık konularının ağırlığı artırıldı. Programda, somut öğretim materyalleri, oyunlar, etkinlikler ile gündelik hayatla ilgili problemlerin çözümünde matematiğin kullanımı esas alındı. Ayrıca, matematik derslerinde bilgi bilişim teknolojilerinin ve yazılımların kullanımının da teşvik edilmesi planlaması yapıldı.
Fen bilimleri programında ise bilimsel, teknolojik ve çevresel okuryazarlık becerilerinin kazandırılması konularına yer verildi. Kodlama becerisinin geliştirilmesi için ilkokul birinci sınıftan itibaren, algoritmik düşünme kabiliyetini geliştirecek çalışmaların yapılması hedeflendi.
Öğretim programlarında akademik bilgi yoğunluğu azaltıldı. Derslerde öğrencileri zorlayan, özel ders, ek kaynak gibi ihtiyaçları doğuran, bir üst öğrenim düzeyine bırakılması gereken konu ve işlem basamakları ayıklandı. ​

– Müfredat çalışmalarına 20 Şubat’ta son şekli verilecek

Yeni müfredat için, “http://mufredat.meb.gov.tr” internet sitesi üzerinden öğretmenlerden velilere, öğrencilerden uzmanlara kadar herkes, yeni taslak ders programlarını inceleyerek öneri, şikayet ve eleştiride bulunabilecek. Görüş bildirmek isteyenler adını, soyadını ve mail adresini vermek zorunda olmayacak. Yapılacak öneriler incelenerek, müfredat çalışmalarına 20 Şubat’ta son şekli verilecek ve daha sonra kitap yazımları başlayacak.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?