“İnmenin meydana gelme yüzdesi önlemle azaltılabilir”

İSTANBUL (AA) – Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Şırlak, hayat tarzı değişiklikleri, spor, düzenli ve dengeli beslenme gibi kardiyovasküler hastalıklardan korunma yöntemlerinin inme için de uygulanabildiğini belirterek, "Alabileceğimiz tüm önlemleri aldığımız zaman -tabii ki önüne geçemeyeceğimiz süreçler dışında- hastalığın meydana gelme yüzdesini azaltma şansına sahibiz." dedi.

Şırlak, 29 Ekim Dünya İnme Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada her yıl 16 milyon insanın inme geçirdiğini ve bunların 6 milyonunun hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Eskiden kardiyovasküler hastalıklar başlığı altında görülen hastalıkların günümüzde kalp hastalıkları ve inme olarak ayrılabileceğine değinen Şırlak, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneğinin damar sağlığı hastalığı olduğu için inmenin üzerinde durduğunu anlattı.

Şırlak, önlemlere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Kardiyovasküler hastalıklardan korunma dediğimizde hayat tarzı değişiklikleri, spor, düzenli ve dengeli beslenmeyi inmeye de uygulayabiliyoruz. Burada alabileceğimiz tüm önlemleri aldığımız zaman -tabii ki önüne geçemeyeceğimiz süreçler dışında- hastalığın meydana gelme yüzdesini azaltma şansına sahibiz. Özellikle karotis damar hastalıkları, inmenin önemli nedenlerinden biri. Tedavisinde daha sonraki sekellerini önlemek ya da daha sonraki nüksleri önlemek açısından cerrahisini de biz yapıyoruz."

İnmede ilk 6 saatin önemine işaret eden Şırlak, "konuşmada problem", "güçsüzlük" ve "his kaybı"nı bulgular olarak sıraladı.

Şırlak, hasta ilk belirti hissettikten sonra doktora gitmemesi halinde olabileceklere değinirken, "Bu durum tamamen etkilenen bölgenin lokalizasyonuna ve emboli veya tromboz dediğimiz tıkaçın büyüklüğüne, ne kadar bölgeyi etkilediğine bağlı. Çok küçük olduğunda geçici inme dediğimiz durumda saatler içinde geçebilen konuşma bozukluğu, his problemi gibi bulgular kendiliğinden geçebilir. Hasta inme geçirdiğini anlamasa bile 'Bende bir şey oldu' diye fark edebilir." diye konuştu.

Kardiyovasküler hastalıklar grubunda sayıldığı için yaş artıkça riskin ve hastalığın ortaya çıkma yüzdesinin artığını anlatan Şırlak, "Tüm kalp hastalıklarında olduğu gibi genetik geçiş söz konusu. Periferik damar hastalıkları dediğimiz bacak ve kolları tutan damar hastalıkları, kalp damar hastalıkları ve özellikle beyni, santral sinir sistemini besleyen damar hastalıkları iç içe. Hepsi damar hastalığı ve mutlaka kesişen kümeler." dedi.

– "Tanısal yöntemlerle damarlar değerlendirilebiliyor"

Prof. Dr. Mustafa Şırlak, inme konusunda farkındalığın artırılması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Özellikle ailesel risk faktörü olan hastaların, ailesinde inme veya kalp hastalığı olmasa bile biyokimyaya yansıyan hiperkolesterolemi, hipertriglisemi gibi yağ ve kolestrol yükseklikleri olan hastaların damarlarına baktırması gerekiyor. Girişimsel olmayan tanısal yöntemlerle, ultrason, MR, tomografik anjiyo gibi damarlar değerlendirilebiliyor. Damar sertliği bir süreç, bunun önüne geçemezsiniz, ancak risk faktörlerini azaltabilirsiniz, yaşam tarzı değişiklikleriyle. Biyokimyanıza yansıyan sonuç varsa mutlaka ilaç da dahil olmak üzere önlem almak zorundasınız."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?