İngilizlerin esareti, müzik ve tiyatroyla geçmiş

AFYONKARAHİSAR (AA) – CANAN TÜKELAY – Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü okutmanı Dr. Feyza Kurnaz Şahin’in İngiltere Ulusal Arşivi’ndeki araştırması sonucu, 1. Dünya Savaşı’nda Afyonkarahisar Üsera Garnizonunda esir kalan İngiliz askerlerinin müzik ve tiyatroyla ilgilenip kitap yazdığı ortaya çıktı.

Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1. Dünya Savaşı sırasında esir askerlerin sayıları artınca Anadolu’nun bazı illerinde “üsera garnizonları (esir kampı)” kurulduğunu söyledi.

Afyonkarahisar, Yozgat, Kütahya, Yalova ve İstanbul’daki garnizonların ilk akla gelenler olduğunu belirten Şahin, o dönemde Afyonkarahisar’daki İngiliz esir sayısının 600’lere kadar çıktığını bildirdi.

Şahin, İngiltere Ulusal Arşivi’nde yaptığı araştırmada, Afyonkarahisar Üsera Garnizonunda kalan İngiliz esirlerin ailelerine yazdıkları mektuplara ulaştığını ifade etti.

Mektupların çoğunda, esirlerin “Afyonkarahisar Kalesi kayalıklarında oturmaktan çok keyif aldıkları ve burada kendilerini son derece özgür hissettiklerine” ilişkin ifadeleri olduğunu anlatan Şahin, “Esirlerden P.N. Edmonds, 26 Mayıs 1918 tarihli mektubunda, Afyonkarahisar’da bulunmaktan çok mutlu olduğunu, burada 12. yüzyıldakilere benzeyen yaklaşık 500 fit yüksekliğinde bir kalenin uzandığını, kayalıkların altında görmeye değer bir manzara olduğunu, kilim alıp buradan muhteşem şehir manzarasını izlediğini belirtmiştir.” dedi.

Esir kampındaki İngiliz askerlerin mektuplarında, “yapmaktan hoşlandıkları en önemli faaliyetlerden birinin de balık tutmak olduğunu” yazdığını dile getiren Şahin, şöyle konuştu:

“Teğmen D.S. McGhie mektubunda Afyonkarahisar’da iyi olduğunu, balık tuttuklarını, bu faaliyetin kendileri için egzersiz gibi olduğunu belirtmiş. Keza J.F. Roberts mektubunda yine balık tutmaya çıktıklarını, çok sayıda balık yakaladıklarını, ikinci gün şanslarının daha iyi olduğunu, 20 küçük, 200 kadar normal ve 60 büyük balık yakaladıklarını belirtmiştir. Yüzbaşı F.W.B. Wilson’ın mektubunda da benzer ifadeleri bulmak mümkündür. Yüzbaşı Afyonkarahisar’da çok iyi olduklarını, şehrin tepesinin muhteşem göründüğünü, esirlerin zaman zaman balık avlamaya gittiklerini, kendisinin ise yakın zamanda lezzetli bir yemek olan kurbağa yakalamaya çalıştığını belirtmiştir.”

– Esirlerin müzik, tiyatro ve edebiyat faaliyetleri

Şahin, Yüzbaşı H.D. Elliot’un da mektubunda “müzikle uğraştıklarını, sipariş ettikleri çellonun geldiğini, kampta küçük bir müzik grubu oluşturduklarını” yazdığını söyledi.

Yüzbaşı Stilwell’in ise piyano edinmeyi umduğunu, hatta onu çalabileceği bir odaya sahip olmak istediğini anlatan Şahin, şöyle devam etti:

“Yüzbaşı Stilwell, isteklerine bir süre sonra ulaşmış. Beklediği koliler büyükelçilik tarafından gönderilmiş. Bu kolilerde esirlerin bekledikleri iki çift keman, bir gitar ve bir flüt de bulunmaktadır. Esirler arasında edebiyat ve sanatla uğraşanlar da bu alanlarda çeşitli çalışmalar yapmayı ihmal etmemiştir. Örneğin Teğmen Du Cane, mektubunda ‘Şu sıralar Cosmo Hamilton tarafından yazılmış A Sense of Humuor kitabı üzerine çalışıyoruz. Bunu gelecek hafta iki veya üç kez sahnelemeyi düşünüyoruz. Bence bu çok büyük başarı olacak’ ifadelerine yer vermiştir. Kampta esirler arasında öykü yazanlar da bulunuyor. Daktilosu olan esirler, bu hususta birbirleriyle yardımlaşmış. Örneğin kamptaki Teğmen A. Shannon, mektubunda, ‘Voice in the North’ ve ‘Morning Knowledge’yi yazmak için Yüzbaşı Pass’ın daktilosunu aldığını belirterek, bu yazdıklarını ailesine göndererek bastırmalarını rica etmiştir.”

Esirlerin kaldıkları evleri benimsediğini ifade eden Şahin, “Esirler, kaldıkları odaları temizleyerek yaşadıkları mekanı daha kalınabilir hale getirmişlerdir.” ifadelerini kullandı.

Yüzbaşı I.M.B. Entwistle’nin, mektubunda “bahar temizliğiyle muhteşem bir gün geçirdiklerini, böceklerden kurtulmak için tavanı dezenfekte ettiklerini, ardından duvarları kireçle yıkadıklarını” yazdığını belirten Şahin, şunları kaydetti:

“Yüzbaşı, evin tüm ahşap işlerini yaptıklarını, günün büyük kısmını marangozluk işleriyle geçirdiklerini, ertesi gün tüm rafları, fotoğraf albümlerini kağıtla kapladıklarını, bütün bunların ardından odanın küçük olmasına rağmen gayet eğlenceli bir mekan haline geldiğini ifade etmiştir. Hatta bir önceki yılın kasım ayında evde kalan subaylarla çekildiği fotoğrafı ve evin çizilmiş bir kopyasını mektubun arasına koymuştur.”

Şahin, “İngiliz esir askerlerin mektupları incelendiğinde, yaşantılarından oldukça memnun oldukları ve çeşitli faaliyetlerle zaman geçirerek Afyonkarahisar’da yaşamaya alıştıkları görülüyor. Bu da bize Osmanlı Devleti’nin elindeki esirlerin gayet iyi şartlarda yaşamlarını sürdürdüğünü gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?