Hava Harp Okulu'ndaki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

İSTANBUL (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 32’si tutuklu 43 sanığın yargılandığı davada, bazı sanıkların savunmaları alındı.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.

Savunma yapan tutuklu sanık Hasan Gülser, iş kontrol amiri olduğunu, olay tarihinde istihkak tabur komutanlığına vekaleten baktığını, o tarihlerde 4 subayın izinli olduğunu, 15 Temmuz’da normal mesaiye başladığını, daha sonra Albay Yusuf Özdemir’in geldiğini ve birliğe terör saldırısı olabileceğini söyleyerek, uyardığını anlattı.

Albay Özdemir’in kendisine saldırı uyarısıyla ilgili olarak 5 bin adet merminin çekilmesini, şarjörlere basılmasını söylediğini ifade eden sanık Gülser, “Bu durumu bölük komutan vekiline ilettim. Her şey yönergeye uygun yapıldı. Kanunsuz hiçbir şey yapılmadı. 16.30’da mesaiden ayrıldım, Taksim’e giderek bir şeyler yedim, eve geldim. Daha sonrasında Albay Yusuf Özdemir aradı ve 'birliğe gel' dedi. O sırada televizyonda terör tehdidi nedeniyle köprülerin ve havaalanlarının kapatıldığını gördüm. Birliğin emniyetini almak maksadıyla 22.15’te birliğe giriş yaptım. 22:30 sıralarında Albay Yusuf Özdemir, askeri park sahasına çağırdı, oraya gittik. ” diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, sanığa “Tanık beyanlarında 'beklenen gün geldi’ şeklinde askerlere konuşma yapmışsın. Ne diyeceksin? ” sorusunu sordu.

Sanık Gülser de, “Ben böyle bir konuşma yapmadım. ” dedi.

Saat 23.20’de askerleri hangara oturttuğunu, diğer birlikten gelen askerleri görünce terör tehdidi şüphesinin arttığını savunan sanık Gülser, şöyle devam etti:

“00.10’da park bölgesinden 3-4 helikopterin kalktığını gördüm. Hava Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay Barbaros Akça inenler arasındaydı ve daha sonrasında vatandaşlarla tartıştığını gördüm. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. O sırada eşimle konuştum, bana televizyondaki açıklamaları anlattı. 00.10’da ilk defa durumları eşimden duydum. 01.00 civarı helikopterden havacı bir albay indi. Şoku atlatınca birlikten ayrıldım. 18 Temmuz’da normal mesaime gittim. Kanunsuz hiç bir emir vermedim.’’

Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, “Tanık beyanlarında 'kana kan dişe diş' tarzında konuşmalar yapıldığı söyleniyor. Sana nizamiyenin korumasını vermişler. Eşinden öğrendikten sonra neden emirlere uydun? ” diye sorması üzerine sanık Gülser, “Öyle bir konuşma duymadım. ” cevabını verdi.

Bir diğer tutuklu sanık Ünsal Eken, ulaştırma taburunda görevli olduğunu, uçuş ekibinin ulaşımını sağladığını, iddianamede yer alan tüm suçlamaları reddettiğini, olay tarihinde yolladığı araçların bir kısmını görev icabı yolladığını, bir kısım araçları ise kendisinin yollamadığını, kendi planlama listesine göre hareket ettiğini, bu yüzden tutuklu bulunduğunu öne sürdü.

Sanık Eken, kendisine kimsenin havaalanına gideceğini söylemediğini, kendisinin de kimseye havaalanına git demediğini öne sürerek, “Araçların havaalanına gittiğini, döndükten sonra öğrendim. Nöbet sıra çizelgesine göre nöbet tuttum. Nöbetimi kimseyle değiştirmedim. Hiçbir toplantıya katılmadım. Günlük görev listesinin dışına çıkmadım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum. ” ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık Muhammet Ali Kaya da savunmasında, ulaştırma tabur komutanı izinli olduğu için bu bölüme vekaleten baktığını söyleyerek, “Buradaki herkes turuncu alarmdan bahsediyor, ben üsteğmen olarak tatbikat duydum. Televizyon izlerken terör saldırıları olduğunu gördük, sonrasında sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını gördük. Silahhaneden silah çıkmadı çünkü silahhaneyi kilitledim ben. Mühimmatımı saydım, eksik yoktu. Silahhanem hiç açılmadı. Kimse benim bünyemde bulunan silahhaneden silah kullanmadı. Silahhaneyi kilitlemem benim bu hain darbe girişimine katılmadığımın kanıtıdır. ” sözleriyle savunma yaptı.

Çıkan araçlardan haberi olmadığını iddia eden sanık Kaya, “darbe haberleri ile Başbakan'ın konuşmasını gördüğünü, Ünsal Eken’in de araçları yollamasının bu kapsamda olmadığını, kendi zamanında da araç tahsisinin yapılmadığını, askerlerini arayarak, hiçbir olaya ve kalkışmaya karışmama telkininde bulunduğunu, Başbakan'ın konuşmasından sonra araç çıkışlarını yasakladığını, telefonda yaptığı konuşmalardan da darbe karşıtı olduğunun anlaşılacağını ” belirtti.

Söz konusu sanıkların savunmalarını tamamlamasından sonra duruşma, yarına ertelendi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?