Hain saldırının sağlıkçı tanıkları Marmaris’te yaşadıklarını anlattı (2)

MUĞLA (AA) – DURMUŞ GENÇ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muğla’nın Marmaris ilçesinde konakladığı otele FETÖ mensubu askerlerin düzenlediği saldırının ardından yaralı polislere müdahalede bulunmak için bölgeye giden sağlık çalışanlarından hemşire Birgül Marçalı, “Çatışma devam ederken güvenlik amaçlı ışıkları ve perdeleri kapattık. Cep telefonu ışığıyla şehit olan polise müdahaleye devam ettik. Saliselerin saatler gibi geldiği anda silah sesleri hiç susmadı.” dedi.

Saldırı sonrası yaralı polislere müdahalede bulunmak için bölgeye giden sağlık çalışanları, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını Anadolu Ajansına anlattı.

Akyaka UMKE ekibinde görevli hemşire Birgül Marçalı, 11 yıldır Muğla UMKE ekibinde gönüllü olarak görev yaptığını, bu sürede unutamayacağı iki görevde yer aldığını dile getirdi.

İlk olarak, nisan ayında gittiği Nusaybin’de çatışmada yaralanan asker ve polisleri hayata döndürmek ve onlara psikolojik destek vermek için sergilenen mücadeleyi unutamadığını belirten Marçalı, “Biz bunları yaparken bizim de silahlı saldırıya uğramamız unutulacak gibi değil. Bize gelen yaralı askerlerin ‘Abla, ağabey beni bırakın arkadaşımın durumu daha ağır’ diye yakarışları, oradaki bütün UMKE ekibinin birbirini kollaması, endişe etmesi ve korkmasını unutmayacağım.” dedi.

15 Temmuz gecesi yaşananları anlatan Marçalı, “Yatakta bir polisimize 112 ekibi müdahale ediyordu. Biz de hemen damar yolu açtık, adrenalin yaptık ve balon-valf desteği sağlandı, kalp masajı yapmaya başladık. Biz bu işlemleri yaparken helikopter tarafından tekrar saldırıya uğradık.” diye konuştu.

– “Polislerden biri arkadaşıma silah almasını söyledi”

Çatışma devam ederken güvenlik amaçlı ışıkları ve perdeleri kapattıklarını anlatan Marçalı, “Cep telefonu ışığıyla şehit olan polise müdahaleye devam ettik. Saliselerin saatler gibi geldiği anda silah sesleri hiç susmadı.” dedi.

Ortam biraz sakinleşince yaralı polisin müdahalesini yapıp sevkini sağladıklarını anlatan Marçalı, “Biz de çıkmak üzereyken polislerden biri ekip arkadaşıma güvenlik için adını bilmediğim bir silahı almasını söyledi. Güvenli bir şekilde otelden ayrıldık.” bilgisini aktardı.

Marçalı, “15 Temmuz 22.00’de başlayan ve 16 Temmuz 13.00’de biten görevimiz boyunca ne açlık, ne susuzluk ihtiyacı aklımıza gelmişti. Sadece ve sadece yaralı polislerimizin durumunu merak ediyorduk.” şeklinde konuştu.

– “Tereddüt etmeden bölgeye girmeye karar verdik”

Marmaris Orhaniye 112 ekibinde görev yapan Ender Bekçi de 15 Temmuz gecesi rutin nöbeti tutarken komuta merkezi tarafından Marmaris’te çatışma olduğuna ilişkin bilgi geldiğini ve bölgeye gittiklerini söyledi.

Komuta merkezinden bölgeye 8 ambulansın görevlendirildiği bilgisinin ulaştığını kaydeden Bekçi, kendileri bölgeye ulaştıklarında çatışmanın başladığını anlattı.

Bölgede komuta tarafından kendilerine içeride yaralılar olduğunun söylendiğini aktaran Bekçi, “Bize eğitimlerimizde hep şu öğretildi, güvenli olmadığı sürece olay bölgesine girmeyin. Arkadaşlarımızla çok kısa bir değerlendirme yaptık ve tereddüt etmeden olay bölgesine girmeye karar verdik. Aynı şekilde diğer ekiplerimiz de zaten aynı kararı vermiş ve onlarla birlikte art arda olay bölgesine girdik.” dedi.

Bekçi, bölgeye ulaştıklarında önce yaralıları bulmaya çalıştıklarını, daha sonra ise ambulansları bırakıp ekipmanlarını alarak yaralıların olduğu bölgeye arka arkaya üç ekip olarak giriş yaptıklarını dile getirdi.

Marmaris ekibinin önce şehit olan polise müdahale etmek için odaya girdiğini, arkasından da Akyaka UMKE ekibinin onlara yardım etmek için gittiğini ifade eden Bekçi, şöyle devam etti:

“Biz de dışarıda duran bir yaralı polisimiz daha vardı, ona müdahale etmek için kaldık. Daha sonra bizim yaralı polisimizin durumu daha iyi olduğu için yaralı polisimize müdahalemizi orada yapıp hızlı bir şekilde ambulansa taşıdık. Bu arada çatışma biraz durmuştu. Tam biz yaralı polisimizi ambulansımıza aldığımız sırada helikopter geldi. Ondan sonra helikopterden yoğun bir ateş başladı.”

– “Ambulansa ateş etmezler diye düşündüm”

Olay bölgesine giderken ambulansların tepe lambasını yakmayı planladıklarını, bu sayede ambulansa ateş etmeyeceklerini düşündüklerini söyleyen Bekçi, şunları kaydetti:

“Ama olay bölgesinde çok yakınlarımızdan mermilerin geçtiğini görmeye başladık ve ışıklarımızı karatma yaptık. Bu arada arkadaşlarım içeride yaralı polise müdahale ediyordu. Daha sonra da kendi ambulansımızın ışığını kapatarak yanımıza da iki polis binerek olay bölgesinden korunaklı bir yere saklanmak için hızlıca hareket ettik.”

– “Onlar asker değil, aslında teröristmiş”

Ambulanslara mermi isabet ettiğini belirten Bekçi, “Düşünün gidiyorsunuz bir bölgeye, kendi askerinizden saklanıyorsunuz. Bakıyorsunuz polisiniz kendi askerine ateş açıyor, asker polise ateş ediyor. İnanın içler acısı bir durumdu ama sonradan öğrendik ki onlar asker değil, aslında teröristmiş. Yani biz bunu sonradan idrak ediyoruz ama o anda o acıyı yaşıyoruz. Ateş eden asker, karşıdaki polis. Yani bu duygularla çalıştık.” dedi.

Bekçi, çatışma gecesi tüm arkadaşlarının görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını aktardı.

“Burada söz konusu olan kişiler değil ülkemiz.” diyen Bekçi, şunları söyledi:

“Biz böyle düşündük. Dolayısıyla bizim buraya her halükarda girmemiz gerekiyordu. Gittiğimizde polis bize bir güvenlik çemberi oluşturamamıştı. Çatışma devam ediyordu. Buna rağmen çatışmanın arasında yaralılarımıza ulaşmaya çalıştık. Kendi hayatımızı da hiçe sayarak görevimizi yerine getirdik.”

(Son)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?