Gülmen ve Özakça’nın yargılandığı dava

ANKARA (AA) – Olağanüstü hal kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen, işlerine dönmek amacıyla açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın, “silahlı terör örgütüne üye olmak “, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ” ve “terör örgütü propagandası yapmak ” suçlarından yargılanmalarına devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın duruşmasında, tutuklu sanık Semih Özakça ve tutuksuz sanık Acun Karadağ salonda hazır bulunurken, tutuklu sanık Nuriye Gülmen ise sağlık sorunları gerekçesiyle duruşmada hazır edilemedi.

Bazı CHP'li ve HDP'li milletvekillerinin takip ettiği duruşmada, önceki ara kararlar gereği tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Berk Ercan’ın beyanları alındı.

Ercan, 2007'den itibaren örgüt içerisinde faaliyette bulunduğunu bildirerek Özakça'yı İstanbul'da örgüt üyelerinin sıkça gittiği bir parkta gördüğünü, Karadağ ile Ankara'daki bazı örgüt faaliyetlerinde karşılaştığını, sanık Gülmen'i ise Eskişehir'deki faaliyetlerinden tanıdığını bildirdi.

Mahkeme Başkanının, sanıkların örgüt üyeliğine ilişkin bilgisi olup olmadığını sorduğu tanık Ercan, “Nuriye Gülmen'i ilk defa 2012'de görmüştüm. İstanbul'da örgütün gençlik federasyonunda faaliyet yürüttüğüm dönemde Kütahya ve Eskişehir'deki operasyonda tutuklanmış, daha sonra tahliye olmuştu. Örgütün tahliye olan üyeleri şifreli haberleşme için bir özgeçmiş hazırlar, cezaevinde yaşadıklarına ve bundan sonra örgütte hangi pozisyonda olmak istediğine dair. Nuriye de bunlar hakkında bir yazı yazdı. Ben de Şafak Yayla'ya verdim, yurt dışına gönderilmek üzere. Yayla, örgütün üst düzey yöneticisiydi, ben de orada faaliyette bulunuyordum. ” ifadelerini kullandı.

Tanık Ercan, kendisinin de bir süre sonra terör örgütü DHKP-C soruşturması kapsamında tutuklandığını, tahliyesinden sonra örgütün Anadolu'daki gençlik yapılanmasında görev aldığını söyleyerek, bu kapsamda Eskişehir'de Gülmen ile faaliyetlerde bulunduklarını ifade etti.

Berkin Elvan'ın cenazesine ilişkin aralarında Gülmen'in de olduğu örgüt üyeleriyle planlama yapıldığını anlatan Ercan, cenazede emniyet güçlerine karşı kullanılmak üzere “basit patlayıcılar ” üretilmesi kararı alındığını kaydetti.

– Talimatla açlık grevi

Sanıkların açlık grevine örgüt talimatı ile başlayıp başlamadıkları konusunda bilgisi sorulan tanık Ercan, daha önce kendisinin de birkaç defa örgüt talimatıyla açlık grevine başladığını belirtti. DHKP-C'nin son dönemde yapılan operasyonlarla köşeye sıkıştığını, Özakça ve Gülmen'e bu yönde talimat verilmiş olabileceğini aktaran Ercan, “Açlık grevi kendi planları olabilir ama örgüt şunu ister. İlk önce talimat gelir, 'Cezaevinde kapıları kırın, camları kırın' diye. 'Kimse sizi umursamazsa açlık grevine başlayın' der. Doğrudan bir bilgim yok ama örgüt yönlendirmesiyle bu işin yürüdüğünü biliyorum. Benim de örgüt içeresinde bulunduğum sürece birtakım bilgi notları şifreli şekilde gelirdi. ” ifadelerini kullandı.

Sanık Özakça'ya ilişkin bilgisi de sorulan tanık Ercan, “İstanbul'da Sibel Yalçın ismi verilen park, daha önce hayatını kaybeden bir örgüt üyesinin adının verildiği parktır. Örgüt üyeleri buraya gelir, görüşmeler yapardı. Özakça'yı burada gördüm, muhtemelen bu kapsamda oraya gelmiştir. ” diye konuştu.

Ercan'ın beyanlarından sonra sanıklara diyecekleri soruldu. Özakça, beyanlara katılmadığını dile getirerek kendisine iftira atıldığını öne sürdü. Acun Karadağ da tanığı tanımadığını ifade etti.

Beyanların ardından mütalaası sorulan Cumhuriyet savcısı, mevcut delil durumu, tanık beyanları ve atılı suçun niteliğinin göz önünde bulundurularak Gülmen ve Özakça'nın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesi talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, ara karar için duruşmaya ara verdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?