GRAFİKLİ – Tayland'da hükümet karşıtları, anayasal reform için 1 yıldır sokaklarda

BANGKOK (AA) – ÖMER FARUK YILDIZ – Tayland'da ordu ve monarşinin ülkede siyasete ve toplumsal özgürlüklere yönelik baskılara karşı geçen yıldan bu yana protesto düzenleyen muhalifler, demokrasi ve ifade özgürlüğü için anayasal reform istiyor.

Ülkede 2014'te gerçekleşen askeri darbeden sonra 2019'da demokrasiye dönmek üzere yapılan tartışmalı genel seçimlerin ardından başlayan protestolar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve hükümetin kısıtlamalarına rağmen sürüyor. Çoğunluğu öğrenciler ve gençlerden oluşan farklı gruplardan protestocuların bazıları eğitim sistemine karşı çıkarken, bazıları seçim ve monarşi kanunlarında reform yapılmasını talep ediyor.

– Muhalefet partisinin yasaklanması, protestoları tetikledi

14 Aralık 2019'da başlayan protestoların fitilini, aynı yıl 24 Mart'ta yapılan ve Başbakan Prayut Çan-oça'nın yeniden iktidara geldiği genel seçimlerden sonraki gelişmeler ateşledi.

Anayasa Mahkemesi, seçimlerde yüzde 17 oy alarak Meclisin 3. büyük partisi olan İleri Gelecek Partisi'nin (FFP) Genel Başkanı Thanathorn Juangroongruangkit'i, "seçim kanununu ihlal ettiği" gerekçesiyle 20 Kasım'da milletvekilliğinden ihraç etti. Muhalif liderin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından binlerce destekçisi, 14 Aralık 2019'da başkent Bangkok'ta toplanarak, kararı protesto etti. Anayasa Mahkemesi, 2 ay sonra FFP'yi tamamen yasaklama kararı aldı.

Genç seçmenlerin desteğini alan partinin yasaklanması, protestoları daha kalabalık hale getirdi fakat aynı tarihlerde ülke genelinde Kovid-19'un yayılması üzerine protestolara ara verildi.

– Kovid-19 vakalarının düşmesiyle protestolar devam etti

Tayland hükümeti, Kovid-19'un yayılmasını önlemek amaçlı 26 Mart'ta ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Virüsün kısa sürede kontrol altına alınmasının ardından protestocular, temmuzda yeniden sokağa çıkma kararı aldı. 18 Temmuz'da Bangkok'ta toplanan "Özgür Gençlik" adlı grup, hükümetten parlamentonun feshedilmesi, anayasal reform ve muhaliflere karşı baskıların son bulması taleplerinde bulundu.

3 Ağustos'ta insan hakları savunucusu Arnon Nampa'nın liderliğinde toplanan bir grup, ülke tarihinde ilk defa Tayland Kralı'nı eleştirerek monarşi reformu istedi. Monarşiyi eleştiren protestolar daha sonra büyüyerek devam etti. 10 Ağustos'ta Bangkok'taki Thammasat Üniversitesinde okuyan bir grup öğrenci, Tayland Kralı'nı eleştirenlere hapis cezası veren "Kral'a ihanet yasasının" kaldırılması talebinde bulundu. Üniversite öğrencilerinin protestosundan 6 gün sonra yaklaşık 10 bin kişilik bir grup, Bangkok'taki Demokrasi Anıtı etrafında toplanarak "monarşi reformu" çağrısını sürdürdü.

– 2014'ten bu yana en kalabalık gösteri yapıldı

Eylülden itibaren daha da kalabalıklaşan protestolar, kitlesel hale gelerek Bangkok'un dışında Khon Kaen ve Nakhon Ratchasima gibi şehirlere taşındı. 19 Eylül'de Bangkok'ta yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı gösteri, 2014 darbesinden sonraki protestonun ardından en kalabalık gösteri oldu. Kovid-19'a rağmen büyük kalabalığın toplandığı gösterinin ardından 20 Eylül ve 14 Ekim'de Bangkok'ta monarşi ve seçim reformu için geniş katılımlı gösteriler yapıldı. Taylandlı muhalifler, protestolarını meydanların dışında internet ortamında da gerçekleştirdi.

Tayland Kralı Maha Vajiralongkorn'un müsrif bir hayat yaşadığını ve halkın sorunlarıyla ilgilenmediğini iddia eden çok sayıda internet kullanıcısı, 22 Mart'ta Twitter'da "Neden bir Kral'a ihtiyacımız var?" başlıklı etiket kampanyası başlattı. Etiket bir gün içinde 1,2 milyon kullanıcı tarafından paylaşıldı.

Geçen ayki protestoların ardından hükümetin somut bir adım atmaması üzerine Twitter'da, "Tayland Cumhuriyeti" başlıklı ayrı bir etiket kampanyası yapıldı. Monarşiye hakaret olarak algılanan etiket, 820 binden fazla kullanıcı tarafından paylaşıldı.

– Protestocular ne istiyor?

Modern tarihinde 13 askeri darbe yaşayan Tayland'da iktidarların büyük çoğunluğu, askeri cuntalardan oluşuyor. Tayland ordusu, halkın bir kesiminin desteklemediği monarşiyi koruduğu için bu iki yapı, birbirine karşılıklı destek veriyor. Monarşi ve ordu arasındaki dayanışma, Tayland'da ordunun siyasete karışması ve demokrasi yanlısı muhalif siyasetçilerin bastırılmasında büyük rol oynuyor.

2016'da düzenlenen referandumda kabul edilen ve seçim sisteminde önemli değişiklikler öngören anayasa değişikliği, bunun son örneği olarak yorumlanıyor.

2017'de onaylanan yeni anayasa, genel seçimlerin ardından parlamentoda yapılan başbakanlık oylamasına, seçilmiş milletvekillerinin yanı sıra cunta yönetiminin atadığı senatörlerin de katılmasına hak tanıyor.

Seçim kanunundaki bu değişikliğin Başbakan Prayut Çan-oça ve cunta yanlısı partilerin iktidarını teminata aldığını iddia eden protestocular, değişikliğin iptal edilip seçimlerin askeri cunta etkilerinden bağımsız bir şekilde yapılması ve cuntayı destekleyen monarşinin siyasete karışmamasını istiyor.

– Tayland Kralı'na tepkiler

Monarşinin siyasete karışmasının yanı sıra Tayland Kralı Vajiralongkorn'un hayatının büyük bir kısmını Almanya'da geçirmesi ve lüks harcamalarıyla gündeme gelmesi, protestocuların tepkisini çeken konular arasında.

Protestocular, Kral'ın lüks harcamalardan kaçınıp mütevazı yaşaması, Tayland'da ikamet etmesi, siyasetten elini çekip anayasal monarşinin gereğince hareket etmesi gibi taleplerde bulunuyor. Tayland Kralı'na eleştiriyi suç olarak gören "Kral'a ihanet yasasının" kaldırılması da protestocuların gündeminde.

– Hükümetin protestolara cevabı

Yaklaşık 1 yıldır süren protestolarda güvenlik güçleri şimdiye kadar çok sayıda göstericiyi gözaltına aldı.

Geçen ayki protestoların ardından Başbakan Prayut, anayasal reform taleplerine olumlu cevap vererek bu konuyu Mecliste oylamaya sunacağını açıkladı, fakat teklif Meclisten oy çokluğuyla reddedildi.

Protestoların son iki aydır kalabalık bir şekilde sürmesi üzerine hükümet 15 Ekim'de, 5'ten fazla kişinin toplanmasını yasaklayan olağanüstü durum ilan etti.

Kararın ardından Bangkok'ta toplanan yaklaşık 10 bin protestocu, hükümetin tedbirlerini dinlemeyerek gösterileri sürdürüyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?