GRAFİKLİ – Liderler BM'de Trump'a karşı “çok taraflı sistem” ekseninde birleşti

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) – BETÜL YÜRÜK – Reform taleplerinin bu yıl da yüksek sesle dile getirildiği Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurul görüşmeleri sırasında bu kez liderler, küresel çok uluslu sistemi reddeden ABD Başkanı Donald Trump'a karşı birleşerek, “çok taraflı sistemin ” korunması gerektiğini savundu.

Suriye'den, Trump yönetiminin gündeminden düşmeyen İran ve nükleer anlaşmaya, iklim değişikliğinden, reform taleplerine birçok küresel sorun bu yıl yine 193 üyeli BM'de tartışılsa da genel kurulun gündemine “çok taraflı sistem'', küresel iş birliğinin korunması ve sürdürülmesi konuları damgasını vurdu.

ABD yönetimi ile küresel sistemin diğer önemli ülkeleri arasındaki makas giderek açılırken, bu ülkeler arasında uluslararası ilişkilerin ana gündem maddelerinde kayda değer bir uzlaşma bulunmadığı BM Genel Kurulu kürsüsüne yansıdı.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, BMGK'de reform çağrısını yineledi

Son yıllarda katıldığı tüm BM görüşmelerinde reform taleplerini dillendiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yılki konuşmasında da reform konusuna önemli yer ayırdı.

BM'nin küresel fonksiyonlarını icra edemediğine ve mazlumların yanında duramadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) reform çağrısı yaptı.

Özellikle sembol haline gelen ''Dünya 5’ten büyüktür ” sözüyle BMGK'de değişim talep eden Erdoğan'ın bu yıl Twitter hesabından “#WorldIsBiggerThan5 ” hashtag'i ve “Birleşmiş Milletler’i zulmün değil adaletin kaynağı haline getirmeliyiz. Türkiye, daha adil bir dünya için elinden gelen çabayı göstermektedir. ” ifadelerinin yer aldığı paylaşım, dünya listesinde “Trend Topic (TT) ” oldu.

– Trump “önce ABD ” çizgisini korudu

21. yüzyılda küresel iş birliğinin nasıl olması gerektiğinin sorgulandığını üst düzey diplomasi haftasında, bu yıl ikinci kez BM Genel Kuruluna hitap eden Trump'ın geçen sene olduğu gibi bu yıl da ''önce ABD'' odaklı konuşması liderlerce çok sıcak karşılanmadı.

Liderleri, ''Yönetimim iki yıldan az bir sürede, ülke tarihinde neredeyse her yönetimden daha fazlasını başardı.'' sözleriyle kendisine güldüren Trump'ın haftaya damgasını vuran bir diğer açıklaması ise Çin'e yönelik kasım ayındaki ara seçimlere müdahale suçlamaları oldu.

– Trump'ın hedef tahtasında İran vardı

Geçen yıl liderine ''roket adam'' şeklinde hitap ettiği Kuzey Kore'yi yerle bir etmekle tehdit eden Trump'ın hedef tahtasında bu yıl ise İran vardı.

Ayrıca BM 73. Genel Kurulu, Trump ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin karşılıklı tehdit ve suçlamalarına sahne oldu.

Trump, BM Genel Kurulu görüşmelerinin ikinci gününde ilk kez başkanlığını yaptığı BM Güvenlik Konseyinin İran oturumunda ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesini savundu ve İran'ı “Ortadoğu'da şiddete, teröre ve yıkıma'' neden olmakla suçladı.

– İran'dan ABD'ye sert yanıt

Konuşması merakla beklenen İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ise ''başına buyruk, uluslararası düzene aykırı'' bir şekilde hareket etmekle eleştirdiği ABD Başkanı Trump'ın ''akıl kıtlığından muzdarip olduğu'' yönündeki açıklamaları dikkati çekti.

Trump'ın dış politika vizyonunu eleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un “çok taraflı sistemin'' korunması odaklı konuşması ise beğeni topladı.

''Erozyona uğramasının kabul edilemeyeceğini'' söylediği çok uluslu sistemin en güçlü savunucularından biri olarak görülen Macron'un üzerinde durduğu diğer iki nokta ise ABD'nin çekildiği Paris İklim Anlaşması ve İran Nükleer Anlaşması oldu.

– Abbas eleştirdi, Netanyahu teşekkür etti

BM 73. Genel Kurulunda öne çıkan liderler arasında taban tabana zıt görüşler ortaya koyan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başkanı Binyamin Netanyahu da vardı. Abbas, Trump yönetimine sert eleştiriler yöneltirken, Netanyahu ise methiyeler düzdü.

ABD'nin Kudüs'ü ''İsrail'in başkenti'' olarak tanıması ve Filistinlilere yardımları kesmesi gibi kararların ''iki devletli çözümün altını oyduğunu'' söyleyen Abbas'ın Kudüs'ün satılık olmadığı ve Filistin halkının haklarının pazarlık konusu yapılamayacağı yönündeki açıklamaları dikkati çekti.

Netanyahu ise Trump ve İsrail'in en güçlü savunucularından biri olarak öne çıkan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'e ülkesine verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

– Almanya da reform istedi

BM'de reform talebinde ısrarcı olan ülkelerden birisi de Almanya oldu. Almanya özellikle BM Güvenlik Konseyinde reform yapılmasını istiyor.

BM‘nin barış ve güvenliğe ilişkin temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinde 5’i daimi 15 üye bulunuyor. Daimi üyeler ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere’nin, karar tasarılarını tek başlarına veto edebiliyor. Almanya da BM bütçesine en fazla katkı sağlayan ülkelerden biri olarak Güvenlik Konseyine daimi üyelik talebini sık sık dile getiriyor.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın, “AB, BM reformlarına yönelik mevcut çabaları güçlü biçimde destekliyor. BM reformları son derece gerekli ” şeklindeki sözleri de çok uluslu sistemin omurgasını oluşturan BM'de acilen reforma gerek duyulduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.

Üst düzey diplomasi haftasında dikkatleri üzerine çeken ve gülümseten diğer bir isimse BM Genel Kurul görüşmelerine 3 aylık bebeğiyle katılan Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'di.

New York'taki Genel Kurul görüşmelerine bebek getiren ilk kadın dünya lideri olan Ardern'in cinsiyet eşitliğine ve cinsel taciz suçlamalarıyla ABD'de başlayıp dünyanın birçok yerinde destek gören ''MeToo'' hareketine vurgu yaptığı konuşması büyük alkış aldı.

– Genel Kurula 4 dilde hitap etti

BM Genel Kurulunda en fazla alkış alan isimlerden biri de Birleşmiş Milletler 73. Genel Kuruluna Arapça hitapla başlayıp daha sonra konuşmasını Fransızca, İspanyolca ve İngilizce olmak üzere 4 dilde devam eden Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl oldu.

Bu yıl BM Genel Kuruluna hitap eden en yaşlı lider ise 93 yaşındaki Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed olurken, podyuma tekerlekli sandalye ile gelen Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno'un da engelliler için engellerin kaldırılması ve engellilerin haklarının korunması ile ilgili konuşması da dikkati çekti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, bu yıl zirveye katılmadı. Uluslararası toplumun tüm tepki ve çağrılarına rağmen Arakanlı Müslümanlara yönelik insanlık suçları karşısında sessizliğini sürdüren Myanmar lideri Aung San Suu Çii de geçen yıl olduğu gibi bu yıl da zirvede yer almadı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?