GRAFİKLİ – Kosova ile Sırbistan arasında gergin yıllar

PRİŞTİNE (AA) – Sırbistan ile Kosova arasındaki gerginlik ve sorunlar, Kosova’daki savaşın yaşandığı 1998-1999 döneminden beri aralıklarla devam etti.

Son olarak tren krizinde bir kez daha karşı karşıya gelen iki taraf da son derece sert açıklamalarla hassas ilişkilerin daha da gerilmesine neden oldu.

Sırp asker, polis ve paramiliter birliklerin, 1998 yılında bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’na (UÇK) yönelik harekatı, 1999 yılında NATO’nun eski Yugoslavya’yı bombalamasıyla son bulurken, savaşta 10 binden fazla Arnavut öldürülmüş, 800 bine yakın Arnavut evlerini terk etmişti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1244 sayılı kararıyla Kosova, Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonunun (UNMIK) idaresine geçti ve Kosova’da BM himayesinde sivil ve güvenlikli bir alan oluşturuldu.

Savaşın ardından ilk büyük çapta kriz ise 2004 yılında yaşandı. “Mart Ayaklanmaları” olarak adlandırılan bu olaylar, Kosova’nın kuzeyindeki Zubin Potok kasabasına bağlı Çaber köyünde iki gencin İbre Nehri’nde hayatını kaybetmesiyle başladı.

Görgü tanıkları, iki gencin bölgedeki Sırplar tarafından takip edildiği öne sürdü. Bu olayın ardından Kosova genelinde protestolar düzenlendi. Arnavutlar Sırpların evlerini ve kiliselerini yakarken Sırplar da aynı şekilde Arnavutlara saldırdı.

Olaylarda 11’i Arnavut, 8’i Sırp olmak üzere 19 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.

Evlerinin tahrip edilmesi nedeniyle binlerce Sırp ve Roman Kosova’dan göç etti.

Ayaklanmaların ardından dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kosova Özel Temsilcisi olarak Norveçli Büyükelçi Kai Eide’yi görevlendirdi ve Kosova’daki durumla ilgili kapsamlı bir rapor talep etti.

Eide, 2005 yılında hazırladığı raporda, Kosova’nın nihai durumuna ilişkin müzakerelerin başlaması tavsiyesinde bulundu. 2005 yılı sonunda BM’nin yönetiminde Kosova’nın nihai durumunun belirlenmesi süreci başladı.

Aynı yıl, Annan tarafından Kosova Özel Temsilcisi olarak Martti Ahtisaari görevlendirildi.

Kosova’nın nihai durumuna ilişkin Sırp tarafıyla yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca 2007 yılında Ahtisaari, Kosova’nın bağımsız olması gerektiğini ifade ettiği raporu BM Güvenlik Konseyine iletti.

Sırbistan, Ahtisaari Planı’nı reddederek Kosova için “denetimli özerklik” önerisinde bulundu.

– Bağımsızlık ilanı

Ahtisaari Planı ve BM’nin 1244 sayılı kararı doğrultusunda Kosova Meclisi 17 Şubat 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan etti.

Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını tanımadığını açıklarken, Sırbistan’da ve Kosova’da Sırp nüfusun yoğun yaşadığı kuzey bölgesinde protestolar düzenlendi. Belgrad’da protestolarda AB ülkelerinin bayrakları yakıldı, bazı büyükelçilik binalarına saldırıldı.

Kosova’nın kuzeyinde, Sırpların yoğun yaşadığı Mitrovica şehrinde de büyük protestolar düzenlendi. Sırbistan ile Kosova arasında iki sınır geçiş noktası tahrip edildi.

İki ülke arasındaki bir diğer önemli gerginlik 2011 yılında yaşandı. Kosova hükümeti, Kosova Özel Polis Birliğinin (ROSU) Mitrovica şehrinin kuzeyindeki sınır noktalarında kontrolü ele almasına karar verdi.

O döneme kadar Sırplar tarafından kontrol edilen sınır noktalarına yapılan operasyonda, Kosovalı bir polis hayatını kaybetti. Kosova hükümetinin kararı sonrasında Sırbistan da Mitrovica şehrinin kuzey kısımlarına barikatlar kurdu.

– Diyalog süreci başladı

İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi amacıyla AB’nin arabuluculuğunda diyalog süreci başlatıldı.

Kosova ile Sırbistan arasında 2 Aralık 2011’de Entegre Sınır Yönetimi Anlaşması imzalandı.

Kosova ile Sırbistan arasında ilişkilerin normalleşmesi yönünde 2013 yılında tarihi anlaşma imzalandı. Anlaşma, 1999 yılından beri Kosova’da var olan yasa dışı Sırp paralel yapıların dağıtılmasını, bunun yerine ülkedeki Sırpların devlet kurumlarına entegrasyonunu kapsıyordu.

Anlaşmanın ardından Kosova tarihinde ilk kez, ülkenin kuzeyindeki Sırpların çoğunlukla yaşadığı belediyeler de dahil yerel seçim düzenlendi.

Diyalog sürecinin başladığı 2011 yılından itibaren Kosova ile Sırbistan AB arabuluculuğunda bazı anlaşmalar imzalarken, 2016 yılında iki ülke arasındaki durum yeniden gerginleşti.

İlk olarak Mitrovica şehrinin yakınlarındaki “Trepça” firmasına ait madenin kamulaştırılması meselesi krize neden oldu. Trepça’ya ilişkin yasa tasarısı meclisten geçerken madene ilişkin hisselerin yüzde 80’inin hükümete ve yüzde 20’sinin çalışanların mülkiyetine geçtiği açıklandı.

Sırbistan, bu kararın geçersiz olduğunu ifade etti. Kosova’daki Sırp Listesi milletvekilleri de meclis çalışmalarına katılmayacaklarını bildirdi.

Ardından Mitrovica Polis Şefi Nehat Thaçi, Sırbistan’a geçiş yaparken gözaltına alındı. Thaçi’nin gözaltına alınması yeni bir krize neden olurken, bir ay gözaltında tutulan polis şefi daha sonra serbest bırakıldı.

– 2017 de gergin başladı

İki ülke ilişkilerinde 2017 yılı ise hiç iyi başlamadı.

Önce eski UÇK komutanlarından ve bir dönem Kosova’nın başbakanlığını da yapan Ramush Haradinaj, Sırbistan’ın çıkardığı yakalama emriyle 5 Ocak’ta Fransa’daki bir havalimanında gözaltına alındı.

Haradinaj’ın, Kosova’daki savaşta Sırplara karşı savaş suçu işlediğini savunan Sırbistan yönetimi, bu kişinin kendilerine iade edilmesini talep ederken, Kosova makamları Haradinaj’ın serbest bırakılmasını istedi.

Haradinaj, bir hafta sonra çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, mahkeme Sırbistan’dan gerekli belgeleri beklediğini açıkladı.

Kosova’daki savaşın sembol isimlerinden biri olan Haradinaj’ın yakalanması, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerdi.

Mitrovica şehrinin kuzey bölgesinde, Kosova hükümetine ait ofislere de saldırılırken, son olarak 14 Ocak’ta yaşanan tren krizi, tam bir “demeç savaşına” neden oldu.

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’dan Kosova’nın Mitrovica şehrine yapılması planlanan seferlerin tanıtımı amacıyla 14 Ocak’ta yola çıkan tren, Kosova’dan izin alınmadan ülkeye girmek istemesi üzerine geri çevrildi.

Üzerinde 21 dilde “Kosova Sırbistan’dır” ifadelerinin bulunduğu ve Sırbistan bayrağı renklerine boyalı tren, Belgrad’dan yola çıkmasının ardından Kosova sınırına 10 kilometre uzaklıktaki Raska şehrinde durdurulmuş ve bir süre burada bekledikten sonra hareket noktasına dönmüştü.

Tren krizinin ardından adeta “lafını esirgemeyen” taraflar, savaş ihtimalini dillendirdi.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikolic, “Savaşa oğullarımla katılırım.” ifadelerini kullanırken, Kosova İçişleri Bakanı Skender Hyseni ise Sırbistan ile ilişkilerde iki ihtimal olduğunu belirterek “Ya diyalog, ya savaş.” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?