Filistinlilerin Han el-Ahmer nöbeti devam ediyor

KUDÜS (AA) – İsrail'in yıkım kararı aldığı işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulanan Han el-Ahmer'deki yüzlerce Filistinli, yıkım kararıyla mücadele için nöbet tutuyor.

İsrail makamlarının, geçen hafta Han el-Ahmer bölgesinde yaşayan Filistinli bedevilere “1 Ekim'e kadar evlerini kendi elleriyle yıkma talebini ” içeren bir tebligat göndermesinin ardından her an gelebileceğini düşündükleri askerlere karşı ihtiyatlı olmak için beş gündür nöbet tutan Filistinliler, kendi aralarında görev dağılımı da yapmış durumda.

Bir kısım Filistinlinin İsrail askerlerini gözetlediği, diğer kısmının nöbet tutanların ihtiyaçlarını karşıladığı bölgede bazı kadınlar da yemek pişiriyor. Geceleri de nöbeti sürdüren Filistinli gençler, milli marşlar söyleyerek uyanık kalmaya çalışıyor.

AA muhabirine konuşan Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Velid Assaf, “Han el-Ahmer'de 24 saat nöbet devam ediyor. Yüzlerce kişinin buradaki nöbeti, Han el-Ahmer sakinlerinin yaşadıkları toprakları savunduğunun açık bir delilidir. ” dedi.

Haftalar ve aylar boyu nöbet tutmaya hazır olduklarını ifade eden Assaf, “Han el-Ahmer'i savunmak için bir direniş planımız var. Yıkılmasına ve sakinlerinin göç ettirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ümitsizliğe kapılmayacağız. ” diye konuştu.

Bölgeye yönelik yıkımın tehlikeleri konusunda da uyaran Assaf, “Han el-Ahmer tutuşursa, Filistin'in tüm şehir ve beldeleri de tutuşur. ” ifadesini kullandı.

Assaf, Han el-Ahmer'deki nöbete katılanların her geçen gün arttığını söyledi.

– Nöbet, “milli, dini ve ahlaki bir görev ”

Halk Direniş Komiteleri'nde aktivist Şadi Mutavvir de Filistin kamuoyunun, Han el-Ahmer'in yıkılmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

“Bölge sakinlerinin dışında çember oluşturduk. Onları İsrail güçleri karşısında yalnız bırakmayacağız. Elimiz kolumuz bağlı durmayacağız. ” diyen Mutavvir, yıkımın gerçekleşmesi durumunda Filistin halkı için “yeni bir Nekbe'nin ” (Büyük Felaket) yaşanacağını kaydetti.

Mutavvir, Han el-Ahmer'deki nöbetini, “milli, dini ve ahlaki bir görev ” olarak gördüğünü dile getirdi.

– “Kudüs'ün kapılarında nöbet bekliyoruz ”

Nöbete katılan aktivistlerden Sina Fayiz de “Filistinli kadının buradaki rolü önemli. Erkeklere destek oluyoruz. Bölge sakini kadın ve çocukların yanında duruyoruz. Yemek hazırlıyoruz. ” şeklinde konuştu.

Filistin topraklarının savunulması gerektiğini vurgulayan Fayiz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu milli ve dini bir görevdir. Biz burada Kudüs'ün kapılarında nöbet bekliyoruz. Han el-Ahmer'in boşaltılması demek, kutsal şehir Kudüs'ün her taraftan Yahudi yerleşim birimleriyle çember içine alınması demek. Bu topraklar bizim. Üzerinde oturan kimse bulunmasa dahi onu savunmaya devam edeceğiz. ”

– İsrail'in Han el-Ahmer'deki yıkım kararı

İsrail Yüksek Mahkemesi, mayıs ayında Han el-Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun yıkılmasına karar vermişti.

Hem uluslararası camiadan gelen tepkiler hem de Filistinlilerin direnişi nedeniyle İsrail güçleri yıkımı gerçekleştirememiş, İsrail mahkemesi de bölge sakinlerinin başvurusu üzerine yıkım kararını askıya almıştı.

İsrail Yüksek Mahkemesi 5 Eylül'de de Han el-Ahmer'deki yıkım kararına yapılan itirazı reddederek, bölgenin 7 gün içinde boşaltılmasına ve yıkımların başlatılmasına hükmetmişti.

İsrail makamları, geçen hafta Han el-Ahmer bölgesinde yaşayan Filistinli bedevilere 1 Ekim'e kadar evlerini kendi elleriyle yıkma talebini içeren bir tebligat göndermişti.

– İsrail'in E1 projesi

Han el-Ahmer, İsrail tarafından 1953'te Necef Çölü (Negev) bölgesinden zorla göç ettirilen bedevi Filistinlilere ev sahipliği yapıyor.

Bölge, İsrail'in Doğu Kudüs'ten Ölü Deniz'e kadar uzanan yaklaşık 12 bin dönümlük arazinin “Filistinlilerden alınmasını öngören ” E1 projesi kapsamındaki topraklarda yer alıyor.

Filistinli taraflar, İsrail'in bu yıkımlarla bölgedeki bedevileri göç ettirerek, Doğu Kudüs, El-Ayzariyye ve Lut Gölü'ndeki (Ölü Deniz) Yahudi yerleşim yerlerini birbirine bağlamaya çalıştığını ifade ediyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?