“Fethi Gemuhluoğlu, Türk-İslam tarihiyle yoğrulmuştu”

İSTANBUL (AA) – AYŞE BÜŞRA ERKEÇ – Yazar-şair Fethi Gemuhluoğlu'nun Türk Petrol Vakfı'nda genel sekreterlik yaptığı dönemde yardımcısı olan Dr. Emin Sezer, “Fethi ağabey bir hazine idi. Türk-İslam tarihiyle yoğrulmuştu. Tarih şuuru, Türklük gururu, İslam süruru onun ağzından, bir pınardan dökülen billur su gibi dökülürdü. Derin bir muhayyileye sahipti ve bu muhayyile içerisinde bilgileri asla silinmiyordu. Zeki ve iradeli olup da ahlaken zayıf olan insanları yetiştirmek isterdi. Zeki gördüğü insanlara çok önem verirdi. ” dedi.

AA muhabirine konuşan Dr. Emin Sezer, Gemuhluoğlu'nun, yazar ve şairlerin yazdığı dörtlükleri, okuduğu yazıları, yazıların satır aralarını bile unutmadığını belirterek, ilim ehli olmasındaki en büyük etkinin, sahip olduğu kuvvetli hafızasından kaynaklandığını söyledi.

Gemuhluoğlu'nun müthiş bir hafızaya sahip olduğunun altını çizen Sezer, “Bir gün Karaköy'de beraberken sokaktaki bir insana sarılarak 'Allah de…' dedi. Ardından, 'Daha yüksek sesle…' diye yeniden söyledi. Sonunda o meydanda son derece yüksek bir sesle 'Allah' sesi işitildi. Kat'iyen abdestsiz gezmezdi. O anda hepimiz şaşırıp kalmıştık. Sahip olduğu bilgi ve cesaretiyle içinde bulunduğu her iklimde de cerbezeyle hareket ederdi. ” diye konuştu.

Sezer, Fethi Gemuhluoğlu'nun, gençlere büyük önem verdiğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yeni nesillere olağanüstü düşkündü. 'Ülkemizi yarın, onlar yönetecek, kalkındıracak, savunacak' derdi. Çünkü onun gençlik dönemi Osmanlı'nın sona erdiği, binlerce insanın ekmeğe muhtaç olduğu günlere denk gelmişti. Fethi Bey, bu konularda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini savunurdu. Peygamber ve sahabe aşığı bir insandı. Ben 9 ay boyunca kendisiyle çalıştım. Fethi ağabey sağ-sol çatışmalarının yaşandığı dönemler için insanların vahşi hayvanlar gibi birbirlerini yediklerini söylerdi. Olaylara sağcı solcu olarak bakmaz, insanları o şekilde değerlendirmezdi. ”

– “Zeki gördüğü insanlara çok önem verirdi ”

Gemuhluoğlu'nun ilmini, düşünce ve fikir dünyasını şekillendiren vasıfları da anlatan Sezer, “Onun aşkını besleyen Kur'an-ı Kerim ve Hadis ilminin yanı sıra, bu bilgileri aktaran büyük zatlar silsilesinin büyük sözleriydi. Aynı zamanda bir Hazreti Ali hayranıydı. Onun cümlelerini hatırlattıkça ona olan hayranlığımız fazlasıyla artardı. ” ifadelerini kullandı.

Sezer, Gemuhluoğlu'nun çok ileri görüşlü bir insan olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Fethi ağabey bir hazine idi. Türk-İslam tarihiyle yoğrulmuştu. Tarih şuuru, Türklük gururu, İslam süruru onun ağzından, bir pınardan dökülen billur su gibi dökülürdü. Derin bir muhayyileye sahipti ve bu muhayyile içerisinde bilgileri asla silinmiyordu. Zeki ve iradeli olup da ahlaken zayıf insanları yetiştirmek isterdi. Zeki gördüğü insanlara çok önem verirdi. Onu benim açımdan özel kılan en önemli özelliği ise cesaretiydi. Çok basiretli ve ruhunda büyük cesaret bulunan bir insandı. Bu cesaretle bilgilerini bir araya getirerek bunlarla bir bütün halinde hareket etme yeteneği olan bir insandı. Ben bu çağda onun gibi bir insan görmedim. Bugün de ilim sahibi çok önemli insanlar var ancak onların ilimlerini hemen hissedemiyorsun, çözemiyorsun. Onun bu açıdan basireti çok yüksekti. ”

– “Kapı kapanmadan 'Bana hakkınızı helal edin' diyerek gitti ”

TGRT'nin kurucu basın ve halkla ilişkiler görevlisi olarak vazife yürüttüğünü söyleyen Sezer, “Fethi ağabey, insanları azarladıktan sonra bazı zamanlar, kendi içinde çok büyük bir üzüntü yaşardı. Bir gün odasına girdiğimde gözyaşı döküyordu. Öncesinde bir çocuğu azarlamıştı. Bunun kendisinde doğurduğu üzüntü gözyaşı dökmesine sebep olmuştu. ” değerlendirmesinde bulundu.

“Fethi Gemuhluoğlu'nun zihnindeki şiddet, adalelerine geçmezdi. Karşısındakine o şiddeti, şefkat olarak verirdi. Benim 70 küsur yıllık yaşantımda bir eşi benzeri daha olmadı. Bilgili ve dolu olması dolayısıyla karşısındakiyle, sözleriyle mücadele ederdi. Olağanüstü bilgi sahibi bir insandı. ” ifadelerini kullanan Sezer, anılarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir gün dostlarımızla, ağabeylerimizle Türk Petrol Vakfı binasının sekizinci katında bir aradayken aşağıdan 'Yiğitlerim!' diye bir ses duyduk ve ardından oraya yöneldik. Baktık ki Fethi ağabey, asansörün kapısında duruyor. Hepimizi aşağıya çağırdı ve indik. Fethi ağabey kimsenin elini sıkmazdı. Tanıyan bilir, bunu asla yapmazdı ama orada hepimizin elini tuttu, sıktı. Hepimiz çok şaşırdık. Asansöre binerken döndü ve kapı kapanmadan 3 defa 'Bana hakkınızı helal edin' diyerek gitti. O günün gecesinde oğlundan bir telefon aldım. Oğlu Fethi ağabeyin rahmetli olduğunu söyledi. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?