Eski yüksek yargı üyeleri hakim karşısında

ANKARA (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Sami Sezai Ural hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Ural ile avukatı Erol Aras ve yakınları katıldı.

Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Ural'n üniversite yıllarından itibaren örgüt içinde yer aldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, Adalet Akademisi Başkan Yardımcılığı görevinde bulunduğu sırada örgüt mensubu hakim adaylarını kolladığı tespitleri yer aldı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden Ural, üniversite hayatı boyunca devlet yurdunda kaldığını, örgütün yurtları veya evlerine hiç gitmediğini iddia etti. Üniversite yılları ve staj döneminde, milliyetçi kökenli insanlarla bir arada olduğunu, avukatlık stajını örgütle alakası bulunmayan avukatların yanında yaptığını savundu.

Sanık Ural, ilkokul öğretmenin kızıyla evlendiğini, taşrada görev yaptıktan sonra 1999'da Adalet Bakanlığına atandığını, ataması sırasında Adalet Bakanının Hikmet Sami Türk olduğunu anlattı.

Türkiye Adalet Akademisine Adalet Bakanı Cemil Çiçek döneminde 2003'te atandığını, kimsenin aracılığıyla bir yerlere gelmediğini öne süren Ural, Akademide görev yaptığı dönemde hakim savcı adaylarıyla alakasının bulunmadığını iddia etti.

Meslek hayatı boyunca akademik çalışmalara yöneldiğini, Atatürk ilke ve inkılapları üzerine master yaptığını, tez hazırladığını ifade eden Ural, yargıdan ayrılarak akademik kariyer yapmayı planladığını, erken emekli olabilmek için primleri önceden yatırdığını, yabancı üniversitelere başvurduğunu kaydetti.

Kanada'dan bir üniversiteden yabancı öğretim üyeliği için davet aldığını, buraya gidebilmek için TÜBİTAK'a proje sunduğunu ancak reddedildiği için gidemediğini belirten Ural, o dönemde TÜBİTAK'ın malum yapının elinde olduğunu söyledi.

Meslek hayatı boyunca örgüte mal edilecek tek bir kararının, eyleminin bulunmadığını, kararlarını hukuk ve vicdani kanaatlerine göre verdiğini, üye seçilip Yargıtay 1. Hukuk Dairesinde görevlendirildikten sonra yapılan seçimlerde örgüt mensuplarına oy vermediğini de savundu.

Aleyhinde ifade veren eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ile üyeler İbrahim Okur, Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, beyanlarının bilgi ve görgüye dayanan somut ifadeler olduğunu öne süren Ural, bu kişilerin kendisini örgütün herhangi bir toplantısında görmedikleri yönünde beyanları olduğunu iddiasını da paylaştı.

Hamsici'nin ifadesinde, “Yargıtay üyeliğine ben aday gösterdim. ” dediğini, İbrahim Okur'un ise “Ülkücü olarak tanımıştım, cemaat kontenjanından seçildiğini biliyorum. ” şeklinde beyanda bulunduğunu aktaran Ural, bu ifadelerle örgüt üyeliğinden suçlanamayacağını ileri sürdü.

Adalet Akademisinde örgüt mensuplarını kolladığını reddeden sanık Ural, bu iddianın, eski İliç Savcısı Bayram Bozkurt'un ifadesinde geçtiğini hatırlattı. Ural, Bozkurt'un, “Adaylığım döneminde Ural beni idare etti. ” şeklindeki asılsız beyanı nedeniyle örgüt mensuplarını kolladığının söylendiğini savundu.

Sanık Sami Sezai Ural, “Adalet Akademisinde Başkan Yardımcısıydım ama mülakat veya sınav komisyonlarda yer almadım. Bir adayın lehine ya da aleyhine sicil doldurmadım. Akademide tek bir ders bile vermedim. Bireysel başvuruyla ilgili kitabım vardı. Benden not istediler ama beni derse çağırmadılar. Hiçbir seçimde kimsenin lehine çalışmadım. HSYK'nın gündemine bu yapının tercihiyle gelsem Hamsici beni neden teklif etme gereği duysun? Hayatım boyunca hiç kimsenin emrinde olmadım, hukuka ve vicdanıma göre karar verdim. ” şeklinde savunma yaptı.

Ural, tahliyesi ve beraatine karar verilmesini istedi.

Avukat Erol Aras da müvekkilinin örgütle iltisakının, hatta FETÖ'ye sempatisinin bile bulunmadığını iddia etti. Sanığın Bank Asyada hesabı olmadığını belirten Aras, müvekkilinin ByLock kullanmadığını da ileri sürdü. Örgütün istediği doğrultusunda verildiği iddia edilen kararların hiçbirinde müvekkilinin imzası bulunmadığını da öne süren Aras, Ural'ın tahliyesine karar verilmesini talep etti.

Daha sonra Başkan Burhan Karaloğlu, HTS raporlarına göre sanığın Kazakistan ile yoğun telefon görüşmeleri bulunduğunu anımsattı.

Sanık Ural, Kazakistan'daki bir devlet üniversitesi ve Nursultan Nazarbayev Devlet Akademisinde Birleşmiş Milletler projesi kapsamında ders verdiğini, bu nedenle görüşmeler yaptığını savundu. Ural, bu faaliyetini Yargıtay Birinci Başkanlığı izniyle yürüttüğünü öne sürdü.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.

Buna göre, sanığın tahliye talebi reddedilirken, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ve üyeler İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski savcı Bayram Bozkurt'un tanık olarak dinlenmesi kararlaştırıldı.

Sanık Ural'ın, ders verdiğini belirttiği Kazakistan'daki üniversite ve akademinin FETÖ ile bağlantısı bulunup bulunmadığının da sorulmasına hükmedilirken, duruşma 5 Mart 2018'e bırakıldı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?