Erken tanı ve doğru tedavi AS hastalarının yaşam kalitesi artırılabilir

İSTANBUL (AA) – Türkiye Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, Ankilozan Spondilit (AS) hastalığının yaşam kalitesini etkilediğini ve bu şikayetler sebebiyle hastaların çalışma, eğitim ve sosyal hayat gibi günlük yaşam aktivitelerinde ciddi zorluklar yaşadıklarını söyledi.

Türkiye Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Derneği ve Türkiye Romatoloji Derneği tarafından, Novartis iş birliği ile, “4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü ” vesilesiyle AS hastalığına dikkat çekmek ve kamuoyunda farkındalık oluşturmak için SALT Galata'da bir basın toplantısı düzenlendi.

Türkiye Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, Türkiye Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cemal Bes ve İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Derya Buğdaycı’nın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, AS hastalığı ve tedavi yöntemleri konuşuldu.

Toplantıda AS hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren hekimler, AS’nin en fazla iş gücü kaybına yol açan hastalıklardan biri olduğunu ve erken tanı ile doğru tedavinin yaşam kalitesini artırabileceğini bildirdi.

  • “Ankilozan Spondilit iltihaplı bir eklem hastalığı “

Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, toplantıda yaptığı konuşmada, AS hastalığının özellikle sırt ve beldeki omurgaları etkileyen, yıllarca ağrı ile devam eden ve ne zaman başladığını hastanın tam olarak fark edemediği iltihaplı bir eklem hastalığı olduğunu dile getirdi.

Bel ağrısı, yorgunluk, uyku bozukluğu ve sabah tutukluğu ile ortaya çıkan AS hastalığının yaşam kalitesini etkilediğini aktaran Ketenci, bu şikayetler sebebiyle hastaların çalışma, eğitim ve sosyal hayat gibi günlük yaşam aktivitelerinde ciddi zorluklar yaşadıklarına dikkati çekti.

Ketenci, hastalığın tedavi sürecinde fizik tedavinin, sigarayı bırakmanın ve egzersizin ilaçtan da önemli olduğunu ve Romatoloji Derneği ile hastalığın tedavisi için çalışmalara devam ettiklerini sözlerine ekledi.

  • “Dünyada ve Türkiye’de yaklaşık bin kişiden 5’inde görülüyor “

Doç. Dr. Cemal Bes ise hastalığın sinsi başlaması nedeniyle hastaların doktora başvurması veya tanı almasının 5-8 yıl gecikebildiğini ifade ederek, erken tanı konmasının eklem bozuklukları gelişmeden müdahale edilmesini ve tedaviyi kolaylaştırdığını kaydetti.

Bes, dünyada ve Türkiye’de yaklaşık bin kişiden 5’inde görülen AS hastalığının hem hastalarda hem de toplumda bilinirliğinin artmasının bu hastalık ile mücadelede önemli bir basamak olduğunu vurguladı.

2000’li yılların başında çok mucizevi denilebilecek ilaçların ortaya çıkmasıyla birlikte AS hastalığında çok iyi bir mesafe alındığını dile getiren Bes, umutsuzluğa kapılacak bir durum olmadığını ve hastalar ve hekimlerin artık daha da bilinçlendiğini ifade etti.

  • ” 'Ahmet Mete Işıkara, Suna Pekuysal hastalığı' psikolojisi yanlış “

Doktorların AS hastalarını çok iyi bilgilendirmesi gerektiğini vurgulayan Bes, şunları söyledi:

“Çünkü hasta çok iyi bilgilenmeyince, google'a giriyor ve AS hastalığını aratıyor. Bazen doktor arkadaşlar bu hastalığı tanımlamak için 'Ahmet Mete Işıkara, Suna Pekuysal hastalığı' diyebiliyor. Hastada 'ileri zamanda ben de öyle olacağım' psikolojisi oluşuyor. Halbuki hastalarımızın üçte birinden daha azı bu şekilde ağır olabiliyor. Ve artık bu gelişmiş tedavi ve egzersiz yöntemlerinin iyi yapılmasıyla birlikte bu oranın daha da düştüğünü görüyoruz. Evet bunlar bu hastalığın ağır fonlarını taşıyan insanlardı ama herkes böyle olmayacak. Olmamak için de egzersizi birinci sıraya koymanız gerekiyor ondan sonra da gerekirse ilaç tedavisi, üst düzey tedavi vermek lazım. ”

  • “Uygun tedavi ile birlikte mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyona başlanmalı “

Doç. Dr. Derya Buğdaycı da AS tanısı alır almaz uygun tedaviyle birlikte fizik tedavi ve rehabilitasyona başlanması gerektiğinin altını çizerek, doğru tedavi ile ağrı ve tutukluğu azaltmanın, eklem bozukluklarını önlemenin, doğru vücut duruşunu korumanın, ruh sağlığını ve sosyal ilişkileri iyileştirmenin ve günlük fiziksel aktiviteleri bağımsız yapabilmenin mümkün olduğunu söyledi.

AS tedavisinde uzmanların denetiminde yapılan egzersizlerin tedavinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Buğdaycı, “AS hastalarına yüzme, solunum egzersizleri, esneme hareketleri ve hafif güçlendirme egzersizleri öneriyoruz. Ayrıca sigara kullanımının hastalık seyrini ilerletmesi ve tedaviyi zorlaştırması sebebiyle, tedaviye başlandıktan sonra sigara içen AS hastalarına mutlaka sigarayı bırakmayı öneriyoruz. ” diye konuştu.

  • Ankilozan Spondilit hikayeleri

Toplantıda yönetmen Vedat Atasoy’un 4 Mayıs Ankilozan Spondilit Günü’ne dikkati çekmek üzere hazırladığı “Ankilozan Spondilit Hikayeleri ” belgeselinin gösterimi yapıldı. Ayrıca AS hastaları da toplantıya katılarak kendi hikayelerini anlattılar.

Öte yandan verilen bilgiye göre, dünyada ve Türkiye’de yaklaşık bin kişiden 5’inde görülen AS hastalığı, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan, omurgayı ve omurga ile kalça kemiği arasındaki eklemi etkileyen ağrılı, iltihaplı bir eklem hastalığı olarak tanımlanıyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?