“Dünya Görsel-İşitsel Miras Günü, film ve ses kayıtlarının arşivlenmesini destekler”

İSTANBUL (AA) – AYŞE BÜŞRA ERKEÇ – UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve İletişim Komitesi Başkanı Prof. Dr. Deniz Bayrakdar, UNESCO 33. Genel Konferansı'nda, 27 Ekim'in “Dünya Görsel İşitsel Miras Günü ” olarak kutlanması kararının alındığını belirterek, “Dünya Görsel-İşitsel Miras Günü ve Dünya Belleği Programı, filmlerin, ses kayıtlarının korunmasını, arşivlenmelerini desteklemektedir. Türkiye UNESCO Milli Komisyonu da ilgili sektörü ve ihtisas komiteleri vasıtasıyla bugünün değerinin anlaşılması için toplantılar düzenleyerek, yayın ve danışmanlık görevlerini yapmaktadır. ” dedi.

Bayrakdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 10 sene önce alınan UNESCO kararının mahiyetini, nedenini, amaç ve hedeflerini anlatarak, hem devlet yetkililerine hem de vatandaşlara, kültürel mirasın korunması noktasında çok büyük vazifelerin düştüğünü ve bu kapsamda herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.

Film, radyo ve televizyon programlarının Türk milletinin ortak mirası olduğunu ifade eden Bayrakdar, “20. ve 21. yüzyılın tarih kayıtlarını film, radyo ve televizyon dediğimiz medya araçları kaydetmiştir. Maalesef bu mirasın önemli bir kısmı, ses kayıtları ve filmler, ya tahrip edilmiş ya da özellikle ortadan kaldırılmıştır. İhmalkarlık, formatların değişmesi, arşivlerde bakımsızlık nedeniyle çürüme ve eskimelerine neden olduğu için de kullanılamaz hale gelmiştir. ” diye konuştu.

Deniz Bayrakdar, Görsel-İşitsel Miras Günü kapsamında gerçekleştirilen bakım, onarım ve geri dönüştürme şeklinde gerçekleşen çalışmaların önemine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dünya Görsel-İşitsel Miras Günü ve Dünya Belleği Programı çerçevesinde yapılan çalışmalar, bu filmlerin, ses kayıtların korunmasını, uzmanlar eliyle restore edilmelerini ve her türlü siyasal, teknik, toplumsal ve ekonomik nedenlere bağlı tehditlere karşı arşivlenmelerini desteklemektedir. Türkiye UNESCO Milli Komisyonu da ilgili sektörü ve ihtisas komiteleri vasıtasıyla bugünün değerinin anlaşılması, bilinçli bir biçimde görsel-işitsel arşivlerin korunması için gerekli tavsiyelerini ilgili kurumlara iletmekte, iş birliklerinde toplantılar düzenlemekte, yayın ve danışmanlık görevlerini yapmaktadır. ”

– “Türk Film Araştırmalarında Yeni Yönelimler Konferansı'nı 1998'den bu yana düzenliyoruz ”

Görsel-işitsel miras denildiği zaman sadece kamu ve özel teşekküllerindeki kayıt ve arşivlerin anlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Bayrakdar, kamu ve özel teşekküller dışında kişisel arşivlerin ve koleksiyonların da gün ışığına çıkarılması, değerlendirilmesi ve gelecek nesillere bu mirasın devredilmesi gerektiğini söyledi.

Özellikle de formatların değişmesi nedeniyle kaybolan imge, ses ve diğer kayıtlı malzemenin korunmasının şiar olarak benimsenmesi gerektiğini aktaran Bayrakdar, “Birçok önemli tarihsel olaylar, kişiler ve dönüşüm noktalarına ait film ve ses kayıtları halen kişilerin elinde ve onların korumasında hayat buluyor. ” değerlendirmesinde bulundu.

Bayrakdar, uzun yıllardır devam eden Türk sineması alanında yaptığı çalışmaları anlatarak, şöyle devam etti:

“Türk Film Araştırmalarında Yeni Yönelimler Konferansı'nı 1998'den bu yana düzenliyoruz. Tüm akademik çevreler, film araştırmacıları, yazarlar, sektörün değerli üyeleri bu konferanslarda, film gösterimlerinde ve toplantılarımızda yer alıyor. Bugüne kadar 14 kitap olarak bildiri, tartışma ve toplantılarımızı derledik ve okuyucuya sunduk. Ayrıca 2017'de Dünya Görsel-İşitsel Günü kapsamında Kadir Has Üniversitesi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Türkiye UNESCO Milli Komisyonu, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi destek ve himayelerinde üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla bir toplantı düzenlendi. İlk Türk filmini gerçekleştiren yönetmenden unutulan sinema salonlarına, Balkan sinemalarında Osmanlı izlerine, İtalyan sinemasında arşivcilik konusuna kadar titiz, köklü araştırmaları değerli bilim insanları ve uzmanlar tarafından sunuldu ve Türkçe ve İngilizce olarak UTMK İletişim İhtisas Komitesi üyeleri tarafından kitaplaştırıldı. Bu konferansta sunulan ve kitapta yer alan makalelerden biri de 20. yılına girmekte olan konferansın hangi konular, yöntemler, sinema insanları ve yazarları üzerine sundukları bildiriler ve makalelerden çalışılarak yapılan bir içerik analizini içeriyordu. ”

Ayrıca Türk Film Araştırmalarında Yeni Yönelimler Konferansı'nda yurt dışından konuşmacıların davet edilerek, bu konuşma ve diğer sunumların kayıt altına alındığını dile getiren Bayrakdar, “Aynı zamanda konferanslarda, özlü tarih çalışması değerinde röportajlar kaydedilerek, 'tfayy.org' sitesinde herkesin erişimine açıldı. Konferansın amacı ise yeni sinemacı neslini araştırma ve üretim alanında bir mecrada buluşturmak, görsel-işitsel kayıtlarla, kitaplarla bu bilgi ve belge aktarımlarını saptamaktır. ” dedi.

– “Koruma, bireysel düzeyde bir bilinçlilik içerir ”

Kültürel mirasların koruması konusunda vatandaşlara ve devlet yetkililerine düşen görevler olduğunu hatırlatan Bayrakdar,
şunları kaydetti:

“Koruma, çok bireysel düzeyde bir bilinçlilik içerir, bu bilinçlilik sosyalleşme süreçlerinde aile içinde, okulda ve iş hayatında da kazanılmaya devam eder. Devletin ve kurumlarının görevi bu bilinci uyanık ve taze tutmak ve destekleyerek özellikle de kamu ve özel kurumların eşgüdümünü sağlayarak eski filmleri, radyo programlarını, ses kayıtlarını ve hatta kültürel kimliğimizi oluşturan olay, kişi ve dönemlerin kayıtlarının arşivlenmesine, kategorileştirilmesine ve erişime açılmasına destek vermektir. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığımız, TRT gibi devlet kurumları önemli ve değerli bir hizmet sunmaktadır. Kuşkusuz filmlerin saklanmasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi Arşivi, daha yakın zamanlarda yaşamımıza giren Türk Sinema Araştırmaları (TSA), Mithat Alam Film Merkezi, Türker İnanoğlu gibi eski prodüktör ve yönetmenlerin oluşturdukları müzeler, sinema yazar ve araştırmacılarının kişisel veya gruplar olarak gerçekleştirdikleri hizmetleri de burada anmak gerekir. Bu liste mutlaka daha da geniştir, ancak birkaçını bu vesileyle dile getirmiş olalım. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?