Diyaliz merkezinde tanışan çiftin umutlu bekleyişi

İSTANBUL (AA) – HATİCE ŞENSES – Böbrek yetmezliği tedavisi sırasında tanışarak evlenen Mantar çifti, eşlerden birinin hayatını kurtaran nakil haberinin diğeri için de geleceği günü umutla bekliyor.

Ortak kaderleri böbrek yetmezliği olan 30 yaşındaki Ümran ve 33 yaşındaki Taner Mantar'ın yolları, diyaliz merkezinde kesişti. Burada başlayan arkadaşlıkları sonucunda Ümran ve Taner, 6 yıl önce evlendi.

Evlendikten sonra da diyalize devam eden Mantar çifti, 2 yıl önce Ümran Mantar'a kadavradan organ nakli yapılmasıyla büyük sevinç yaşadı. Ümran Mantar, nakille birlikte 10 yıl süren sıkıntılı günlerini geride bırakırken, eşi Taner Mantar'ın nakille sağlığına kavuşacağı günün hayalini kuruyor.

– “Suyu rahat rahat içmek gibisi yok ”

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ümran Mantar, 18 yaşında böbrek hastası olduğunu öğrendiğini, bilinci kapalı şekilde hastaneye kaldırıldığını dile getirdi.

Bu konuda çok bilinçsiz olduğunu, böbreğin ne işe yaradığından haberi olmadığını anlatan Mantar, “İki ay hastanede yattım. Ondan sonra baktım ki bu hastalık devamlı bir şeymiş. Daha sonra böyle yaşamaya devam ettim, diyalize girmeye başladım. ” dedi.

Hastalığın ilk belirtilerinin kramplar ile el ve ayak şişmesi olduğunu, bunları ilk hissettiğinde doktora gitmediğini dile getiren Mantar, “Ailem bile bir hastaya nasıl yaklaşacağını bilmiyordu. Şimdi toplumumuz bilinçlendirildi ama eskiden öyle değildi. ” diye konuştu.

Mantar, 10 yıl boyunca diyalize devam ettiğini ifade ederek, “2010'da da eşimle diyaliz merkezinde tanıştık. Tesadüfen hemşirelerin bizi yakıştırmasıyla arkadaş olduk. Şimdi o günlere dönüyorum, yine heyecanlanıyorum. İlk görüşte aşk derler ama ben sevgi diyorum. Aşka inanmıyorum, biz sevgiyle başladık, çok şükür sevgiyle devam ediyoruz. 2011'de de evlendik. Ben 2 sene önce nakil oldum. Şimdi eşim için nakil bekliyoruz. ” ifadelerini kullandı.

Ümran Mantar, nakil haberini nasıl aldığını şöyle anlattı:

“Diyalizden çıkmıştım, eve gelip çay demledik. Sonra bir haber geldi 'Nakil çıktı.' diye. Ama biliyordum, o böbrek benim içime doğmuştu. Daha önce 5 kere çıktı, olmadı. Bende enfeksiyonel sorun çıkıyordu. Ancak bu sefer 'Allah'ım teşekkür ederim bu böbrek benim.' diye gittim. Bu kadar emin gittim. Gerçekten de o böbreğin benim olacağını biliyordum. Öyle dua ede ede hastaneye geldim, çok şükür de benim oldu. Nakilden sonra gözümü açar açmaz gözümün önünde kahvaltı sofrası vardı. Kahvaltıya önem gösteririm ama sıvı alımımız sıkıntılı olduğu için bir yerden kısmak zorunda kalıyordum. Suyu rahat rahat içmek gibisi yok ama en önemlisi de kimseye muhtaç olmamak. Kadavradan bağışlanan böbrek benim hayatımı değiştirdi. Bana hayal ettiğim bir kahvaltı sofrasını sundu. Bu paradan da önemli benim için. Organların toprak olmasındansa bir bedende can bulmasından yanayım. ”

– “Çocuğumuzun olmasını da istiyoruz ”

Yaklaşık 9 yıldır hastalığıyla mücadele eden Taner Mantar da doktora çok geç başvurduğunu, bu nedenle hastalığın ileri evrede tespit edildiğini anlattı.

Şimdi hastalığı nedeniyle malulen emekli olduğunu aktaran Mantar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ben doktora bayağı geç gittim. Gider gitmez hemen diyalize alınmıştım. Hastalık için de genetik denildi. Haftada üç gün diyalize giriyorum. Bana hastaneden 'Diyaliz merkezi bul.' denildi. Neyin ne olduğunu bilmeden bir diyaliz merkezine başladım. O merkezde de eşimle tanıştık. Orada arkadaşlığımız gelişti. Ben biraz daha hızlı gitsin dedim. Söz, nişan yapıldı, düğün oldu. Bana 'Normal insan bile evlilikten kaçarken, sen hastayken niye evleniyorsun?' denildi. Bunu kayınpederim bile sordu, 'Yapabilir misin?' dedi. Ben de 'Bana o fırsatı ver, yapabilir miyim görürüz.' dedim. Ondan sonra evlilik aşaması başladı, çok şükür mutluyuz. İnşallah nakil olma sırası bize de gelir. İnşallah çocuğumuzun olmasını da istiyoruz. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?