Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay (1):

İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bürokratik oligarşiyi ve tüm belirsizlikleri ortadan kaldırmada çok büyük bir adım olmuştur. ” dedi.

İstanbul Sanayi Odası Meclisi'nin “Yeni Hükümet Sistemi'nin Ekonomimiz ve İş Dünyası İçin Önemi ve Etkileri ” ana gündemi ile gerçekleştirilen aylık olağan toplantısına katılan Oktay, risk olarak sunulan birçok şeyi fırsat olarak da gördüklerini dile getirerek, “Risk olarak özellikle küresel ekonomide veya küresel dünyada risk olarak saydığımız birçok şey bizi kamçılıyor ben açık söyleyeyim. Ben şu anda daha fazla motive olmuş durumdayım. Buradan motive olmuş olarak ayrılacağım. ” diye konuştu.

Sanayi üretiminde, Almanya'da “Endüstri 4.0 “, Japonya'da “Toplum 5.0 “, ABD'de “4'üncü Devrim ” olarak adlandırılan bir dönemin yaşandığını anlatan Oktay, “Nesnelerin interneti ile büyük veri gibi bileşenler, satış sonrası hizmetler, pazarlama ve tüketici geri bildirimler gibi ögeler günümüzde daha çok önemseniyor. Küresel tedarik zincirine entegrasyon, yabancı yatırımların AR-GE alanına çekilmesi ve yeşil teknolojiler gibi temalar küresel sanayi politikalarında daha fazla yer alıyor. Bunun sonucunda dünya, yapay zeka ve artırılmış sanal gerçeklik gibi sanayide teknolojik ilerlemeleri uygular hale gelmiştir. ” dedi.

Yapay zekanın kendisine uygulama alanı bulduğunu ve 15-20 yıl sonrasına bakıldığında hayatı değiştirecek bir teknolojiden bahsettiklerini kaydeden Oktay, şöyle devam etti:

“Tabii böyle bir dönemde bizim sadece geçmişteki başarılarımız veya geçmişten ve bugün kullandığımız teknolojiyle geleceğe bakma şansımız da yok. Artık eski alışkanlıklarımızla, sadece bugünün risklerini konuşup geleceğe bakamayız. Tarihte de bu böyle olmuş zaten. Gelişmeler ya savaşla veya tüccarlarla, iş adamlarıyla olmuş. Bütün dünyayı dolaşan bir ekip var karşımda. Dünyayı dolaşan ekip döndüğünde, dolaştığı yerlerden Türkiye'ye getirdiği yeni teknolojiler, ama rekabet edilebilir teknolojilerle geri dönüyor olması, buradan da tekrar bütün dünyayla rekabet ediyor olması önem arz ediyor. Bunu nasıl başarabiliriz birlikte? Kamu olarak biz size nasıl bir katkı verebiliriz? Bu anlamda konuşacağız. Bu gelişmelerin Türkiye'deki karşılığı ise 'Milli Teknoloji Hamlesi' ve 'Dijital Türkiye'dir. Bunu artık kavramsallaştıralım. 'Dijital Türkiye' dediğimizde ya da 'Milli Teknoloji Hamlesi' dediğimizde neyi ifade ediyoruz, artık her birimiz ortak kullandığımız bir kavrama dönüştürelim arzusundayız bunu. Savunma sanayi ve bilişim teknolojileri gibi stratejik alanlar başta olmak üzere her alanda yerli ve milli sanayi üretimimizi teşvik etmek, milli teknolojik hamlemiz ve istikrarlı ekonomimizin devamlılığı için önem arz etmektedir. ”

  • “Tek bir sektörle baharın gelmeyeceğini biliyoruz “

Savunma sanayinde büyük bir ivme kazanıldığını vurgulayan Oktay, “Savunma sanayinde dünyayla, özellikle insansız hava araçları noktasında silahlı ve silahsız boyutunda jet motorların da üretildiği ve savaş uçakları da dahil, artık iddialı olduğumuz bir alan. Ama diyoruz, bugün artık amasını konuşuyoruz. Tek bir sektörle biz bir yere gidemeyiz. ” ifadelerinde bulundu.

Savunma sanayinde oluşturulanın sadece teknoloji olmadığını, bir öz güven de oluşturulduğunu belirten Oktay, “Çalışan mühendisinden yöneticisine kadar, kamu ve özel sektördeki firmalarımızda bir öz güven oluştu. Israrla bunu diğer sektörlere yaymak istiyoruz. Tek bir sektörle baharın gelmeyeceğini biliyoruz. ” diye konuştu.

  • “20 yıl geriye gidip baktığınızda, bugünün sağlık sektörüyle kıyaslamayız “

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerinde durduğu sektörlerin başında sağlık geldiğini kaydeden Oktay, şöyle devam etti:

“İlacın hem geliştirilmesi hem de yerlileştirilmesi ama ısrarla da millileştirilmesi boyutunu konuşuyoruz. Sağlık ekipmanları, araç gereçleri, şehir hastanelerinde sağlıkta birinci şeyi tamamladık biz. 20 yıl geriye gidip baktığınızda o günün sağlık sektörüyle bu günün sağlık sektörünün uzaktan yakından kıyaslama şansımız yok. Şehir hastaneleriyle birlikte biz başka bir alana geçeceğiz. Sağlıkta ikinci bir sıçramayı yakalayacağız. Şehir hastaneleriyle birlikte baktığımızda ticari açıktan bahsediyoruz. Ödemelerden bahsediyoruz. İhracat odaklı büyüyen bir ülkeyiz. Israrla büyüme modelimiz bunun üzerinde. Özellikle sağlıkta ikinci sıçrama yaşayacağımız bir ortamda sizlerden ısrarla beklentimiz ilaçta. Savunma sanayinde oluşturduğumuz eko sistemi daha farklı ölçeklerde, sektör bazlı oluşturarak bunu diğer sektörlerde de sıçramayı sağlıyor olacağız. Teknoloji transferini de dahil bir alanda ürettiğimiz teknolojinin diğer alanda aynısını üretecek kadar da biz savurgan olamayız. Zaten o kadar yer altı kaynakları olan bir ülke de değiliz. Dolayısıyla teknoloji transferini sektörler arasında sağlayacak sistemleri de yeni dönemde kuruyor olacağız. ”

  • “16 yılda ekonomi alanında tarihi bir başarı ortaya koyduk “

Geçen 16 yılda ekonomi alanında tarihi bir başarı ortaya koyduklarını belirten Oktay, “Baktığınızda her türlü küresel sıkıntıya, çevremizdeki sıkıntılara rağmen sürekli bir yukarı ivmeyi yakaladık. Hangi manipülasyonu yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları kurarlarsa kursunlar sonuçta yukarı doğru bir ivmeyi sürekli son 16 yıla baktığımızda sürdürdük. 2008-2009 krizleri de dahil. Kolay değil. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde istikrarla büyüyen bir ekonomik performans sergiledik. Türkiye, sahip olduğu genç ve nitelikli iş gücü kaynakları, iç pazar kapasitesi, istikrarla gelişen alt yapısı, disiplinli finans sektörü ve rekabetçi özel sektörüyle bölgede ve dünyada önemli bir ekonomik aktör haline gelmiştir. ” ifadelerini kullandı.

Oktay, “Ekonomimizin rekabetçi yapısını geliştirebilmek ve iş yapma ortamını daha da iyileştirebilmek için yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve finansman üzerindeki vergi yüklerini önemli ölçüde azalttık. Azaltmaya da devam ediyoruz. Kurumlar vergisi reformuyla kurumlar vergisi yükünü yüzde 65'ten yüzde 35'lere düşürdük. Büyümenin lokomotifi olan imalat sanayi yatırımlarına başta kurumlar vergisi ve katma değer vergisi olmak üzere pek çok konuda önemli teşvikler sağladık. Vergi yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükelleflerimizin yüzde 5 daha az vergi ödemelerine imkan sağladık. Yatırım Ortamı İyileştirme Reform Programı'nı da yine hayata geçirerek yerli ve yabancı yatırımcıların önlerini daha iyi görmesini sağladık. Dolayısıyla 209 milyar dolar doğrudan yabancı yatırıma ev sahipliği aynı zamanda şirket kuruluşu, inşaat izinleri, dış ticaret süreçleri, icra ve iflas kanunu gibi birçok alanda mevzuat değişiklikleri yaparak ve süreçleri e-devlete entegre ederek iş dünyamızın işini daha kolay kılmaya çalıştık ve çalışıyoruz. ” şeklinde konuştu.

  • “İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında ilk 20'yi hedefliyoruz “

Fuat Oktay, Türkiye'nin Dünya Bankası'nın hazırladığı İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında 17 basamak birden yükselerek, geçen yıl bulunduğu 60. sıradan 43. sıraya yerleştiğini belirterek, “Bu çok bilinçli bir çalışmaydı. Bilinçli çalışma 2019'da da devam edecek. Israrla biz burada daha yukarıları hedefliyoruz. 43'üncü sıra bizim için asla ve asla yeterli değil. İlk 20'yi hedefliyoruz. Kamu olarak bunun gereklerini yapacağız. Bunun size yansıması gerek iş kurma gerekse faaliyetlerinizi yürütmede ve özellikle de yabancı ortaklıklar boyutunda size mutlak yansımasının olacağını düşünüyoruz. ” değerlendirmesinde bulundu.

  • “Cumhurbaşkanlığı sistemi, tüm belirsizlikleri ortadan kaldırmada çok büyük bir adım olmuştur “

Tesis edilen istikrar ve güven ortamı ile 2002 yılından bu yana ekonominin her yıl ortalama yüzde 5,7 oranında büyüme kaydettiğini söyleyen Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Satın alma gücüne göre şu anda dünyanın 13'üncü sıradan da 12'nci sıraya yükselmesiyle alakalı olarak hep birlikte gayret ediyoruz. Türkiye'nin ne tür badireler atlatarak bu günlere geldiğini hepimiz biliyoruz. Yakın geçmişte uygulanan parlamenter sistemin koalisyon hükümetleri, bitmeyen siyasi krizler ve yaşanan bu siyasi krizlere bağlı ekonomik belirsizliklere neden olması hepimizin hafızalarında tazeliğini korumakta. Parlamenter sistem sebep olduğu belirsizlik ortamının yanı sıra çok başlılığın hüküm sürdüğü hantal ve yavaş işleyen bir idari sistem olarak yine onlarca yıldır tartışmalarımızın ana gündem maddesini teşkil etti. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca çok başlılığın neden olduğu erkler arasındaki bu çatışma ikliminin ekonomimize ve iş dünyamıza verdiği büyük zararlar yine hafızalarımızda. ”

  • “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin kayıplarla geçen yılları tarih oldu “

Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin oylandığı anayasa değişikliğine kadar Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi ve ilerlemesi için atmak istediğimiz her adımda karşımızda aşılamayan duvarlarıyla bürokratik oligarşiyi bulduk ” diyerek, şöyle devam etti:

“Türkiye'nin 16 yıllık kazanımlarını aşarak çok daha ilerilere taşıması ve orta gelir tuzağına düşmeden kalkınma yolculuğuna devam edebilmesi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bürokratik oligarşiyi ve tüm belirsizlikleri ortadan kaldırmada çok büyük bir adım olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin kayıplarla geçen yılları tarih olmuş, tüm yönetim organları halk tarafından 5 yıllığına seçilen istikrarlı bir karar mekanizmasına kavuşmuştur. Bürokratik üst yönetim kadroların da yapılan yapısal reformlar ile artık üst düzey kamu idarecileri, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ile göreve geliyor ve görev süresi yine Cumhurbaşkanıyla birlikte sona eriyor. Böylece, Cumhurbaşkanımızın programı ile uyum içerisinde hedefe kilitlenebilen kurumlarımız ülkemizi hedeflerine taşımak için daha etkin ve verimli çalışmak zorundalar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı yönetişim sistemi ile ekonomi yönetiminde de yeni bir sayfa açılmıştır. Yeni sistemle birlikte, ekonomi yönetiminde çok başlılık ve kurumlar arasında uyumsuzluk ortadan kalkmıştır. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?