"Cumhurbaşkanı, konuk evindeyken silahlı helikopterler uçuyordu"

İSTANBUL (AA) – Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanını işgal girişimine ilişkin hazırlanan ididanamede müşteki olarak yer alan Enver Yavuz, sabah 07.50'de bilgi dahilinde Eskişehir’den kalkan iki adet jetin havalimanına yaklaştığını anlatarak, bununla ilgili amirini aradığındaysa telefonu alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Hava sahasına giren dost jetler İstanbul hava sahasında kalsın ve bölgeyi terk etmesin ” talimatı verdiğini kaydetti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından darbe teşebbüsünde Atatürk Havalimanını işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 şüpheliyle ilgili hazırlanan 708 sayfalık iddianamenin detayları ortaya çıktı.

– “Polis gelirse çatışma çıkacak, halk gelirse de topuklarına sıkacağız ”

Müşteki ifadelerine de yer verilen iddianamede müştekilerden Enver Yavuz, Atatürk Havalimanı Kontrolör Şefi olarak görev yaptığını anlatarak, olay günü saat 23.35 sıralarında kuleye 2 polis 1 güvenlikçi ve 6-7 kadar askeri personel geldiğini söyledi.

Bunların arasında bulunan bir albayın “Ülkemizin huzur ve refahı için ordu yönetime el koymuştur, görevleriniz su an itibarı ile bitmiştir ” dediğini aktaran Yavuz, kulede bu şekilde beklerken başmüdürün kendisini arayarak, “sakin olun, panik yapmayın ” dediğini anlattı.

Yavuz, albayın bu sırada sürekli telefonla konuşarak talimat aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Saat 23.45 sıralarında yanımda olan bir asker bana yaklaşarak, 'Tüm uçak kalkışlarını durdur' dedi. Ben görevli arkadaşa kalkışları durdurmasını söyledikten sonra durumu hemen başmüdürümüze bilgi verdim. 23.55 sıralarında Albay ve kalan askerler kuleden ayrıldı 00.15 sularında ise 1 binbaşı, 1 astsubay başçavuş 30 yaşlarında rütbesi belli olmayan şahıs 2 er bir de askeri kamuflaj giymiş öğrenci girdi. Binbaşı dış hatlar hariç tüm iniş kalkışların durdurulmasını istedi. Saat 01.00 sıralarında halk bulunduğumuz kulenin önünde kalabalıklar oluşturmaya başladı. Binbaşı bizi masalarımızdan kaldırarak arka tarafta bulunan kulenin başka bir bölümüne yolladı. Orada bulunan askerlerine 'hazırlıklarınızı yapın çatışma çıkabilir.' dedi. Bunun üzerine orada bulunan askerler ve öğrenci dışındaki şahıslar silahlarını hazırladı. Bu arada binbaşı oradakilere 'polis gelirse çatışma çıkacak halk gelirse de topuklarına sıkacağız' dedi. ”

Bu sırada kulenin içine giren polislerin kapıya gelerek kuledeki askerleri teslim olmaları konusunda ikna etmeye çalıştığını belirten Yavuz, “Askerlerse ikna olmadı. Bir anda ortam gerildi. Saat 02.00 sıralarında askerler havaya 3 el ateş açtı. Saat 02.10 sıralarında ise oraya gelen polisler askerleri ikna etti ve askerler gelen polislere silahlarını teslim etti. Bu arada halk kuleye çıkmaya başladı, polislerse halkı durdurdu. ” ifadelerini kullandı.

Yavuz, DHMİ Genel Müdür Yardımcısı Celal Özuğur'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının geleceğini haber vererek pistin durumunu sorduğuna dikkati çekerek, bunun üzerine kontrol araçları göndererek pistin ve park yerinin kontrol etmesini sağladığını söyledi.

Erdoğan'ı taşıyan uçağın saat 03.18'de havalimanına indiğini dile getiren Yavuz, şöyle devam etti:

“Uçak inerken kuleyle normal prosedür dışında konuşma geçmedi. Saat 03.40 sıralarında 2 askeri jet geldi ve havalimanı üzerinde alçak uçuş yapmaya başladı ve saat 05.00 kadar bu şekilde uçmaya devam ettiler. Ses hızına çıktıkları anda ise sonik patlama dediğimiz bomba sesine benzeyen ve halkta büyük paniğe yol açan patlamalar yapıyorlardı. ”

– Konukevi üzerindeki tehditkar helikopter

Yavuz, bu saatlerde olan biten her şeyi müdürlerine bilgi verdiğini anlatarak, “Saat 06.50'de ise Hava Harp Okulundan 2 adet helikopter kalktı ve ikisi de silahlıydı. Birincisi 05. pisti üzerinde beklerken diğeri havalimanı ve Devlet Konukevi üzerinde tehditkar bir şekilde silah göstererek uçmaya başladı. Bu sırada Sayın Cumhurbaşkanımız Devlet Konukevindeydi. ” dedi.

Yavuz, bu helikopterlere acil durum frekansından tehlike yarattıklarını ve hemen buradan ayrılmaları yönünde anonslar yaptığını anlatarak, helikopterlerin saat 07.40'a kadar sürekli olarak iniş kalkış yapmaya devam ettiğini aktardı.

– Cumhurbaşkanının kuleye talimatı

Sabah 07.50'de bilgi dahilinde Eskişehir’den kalkan iki adet jetin havalimanına yaklaştığını dile getiren Yavuz, şu beyanlarda bulundu:

“Bununla ilgili bilgi vermek üzere müdürlerimi aradığımda Sayın Cumhurbaşkanımız telefonu kendisi alarak bana 'Hava sahasına giren dost jetler İstanbul hava sahasında kalsın ve bölgeyi terk etmesin' talimatı verdi ben de bu talimatı ilgili birimlere aktardım. Bu andan sonra hiçbir olumsuzluk olmadı ve mesai saatimiz dolunca görevimizi devrettik ve oradan ayrıldık.”

– “Cumhurbaşkanı gelip alnımdan öptü ”

Müştekilerden Ahmet Onay da Devlet Konukevinin önünde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı beklerken jetlerin gelmesiyle birlikte bir gürültü olduğunu anlatarak, patlama sandığı bu ses karşısında herkesin panikleyerek kaçışmaya başladığını ifade etti.

Bir izdiham durumu olmaması ve orada bulunan kadın ve çocukların yaralanmaması için konukevinin camlarını kırarak içeri girdiğini dile getiren Onay, “İnsanların buraya sığınmalarını sağladım. Bu olaylar esnasında cam kırıkları kolumu, göğsümü ve bacağımı kesti. Daha sonra Cumhurbaşkanımız yanıma gelerek benim alnımdan öptü ve beni ambulansla hastaneye gönderdiler. ” dedi.

– “Türk vatandaşlarını ülkeye almayacaksın ”

Tanık beyanlarına yer verilen iddianamede polis memuru Seyyit Ali Aslan, saat 01.00 sıralarında bir grup askerin bulunduğu pasaport kontrol kontuarına geldiğini ve silahlarını yolculara doğrulttuğunu anlatarak, bunun üzerine askerlere “Silahlarınızı yolculara doğrultmayın, görmüyor musunuz korkuyorlar, ağlıyorlar ” demesi üzerine askerlerden birinin “Konuşmayacaksın, sadece yabancı vatandaşların girişini yapacaksın, Türk vatandaşı ülkeye almayacaksın ” dediğini aktardı.

Bu askerlere “Ne yapmaya çalışıyorsunuz ” dediğinde askerin de “Bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar. Ben de bilmiyorum ” dediğini aktaran Aslan, daha sonra gelen rütbelilerin kontuarların arkasında konuştuğu askerlerin buradan ayrıldıklarını söyledi.

Tanık polis memuru Yusuf Sert de havalimanı ana yol kontrol noktasında tank ve askeri araçları gördüğünü belirterek, toplandıkları şube müdürlüğü bahçesinde müdürlerinin kendilerine söz konusu olayın darbe girişimi olduğu, silah bırakılmayacağı ve tüm personelin görev yerine dönerek halkla birlikte darbeye ve askere karşı üzerine düşen görevi yerine getireceği ve gerekmesi halinde askere karşı silah kullanılacağı talimatı verdiğini aktardı.

Komiser yardımcısı Kemal Bilgiç de televizyonlardan Boğaz köprülerinin tank ve askeri personel tarafından kapatıldığını ve Atatürk Havalimanına tank ile asker geldiği bilgisi üzerine evden saat 23.00 sıralarında çıkarak Atatürk Havalimanı ana yol ko
ntrol noktasına geldiğini ifade etti.

Yapılan görüşme ve yoğun halk kitlesinin ana yol kontrol noktasına gelmesi ile birlikte buradaki tüm askeri araçlar ve askeri personelin ayrıldığını vurgulayan Bilgiç, “Daha sonra kuleyi bir grup askerin ele geçirdiğini öğrenmemiz üzerine müdürlerimizin talimatı doğrultusunda birlikte hızlı bir şekilde vatandaş grubu ile hareket ettik. Kule önüne geldiğimizde yoğun halk grubu tarafından kule kapısı zorlanmaya başlandı. Bu sırada iki zırhlı askeri araç kule bölgesine geldi. Askeri araçları gören halk askeri araçlara saldırdı ve üzerine çıktı. Askeri araçlardan bir tanesi yoğun halk grubu karşısında ileri geri hareketler yaparak ve sayısını bilmediğim vatandaşlara çarparak Dış Hatlar Terminali geliş katı çıkış istikametine doğru gitti. ” ifadelerini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?