Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ'nün Türkiye'de hala tamamen temizlenmediğini belirterek, “Daha yapılacak çok operasyon var. Devletin içinde var, devletin çeşitli kurumlarında var, polisimizde, askerimizde, her yerde var. Onun için kolay değil. Bu, adeta metastaz yapmış, bütün bünyeyi sarmış. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Özel ” TRT ortak yayınında, Serdar Karagöz ve Sermin Baysal Ata'nın sorularını cevaplandırdı.

“Türkiye olarak çok yönlü dış politikayı hem Suriye hem Rusya hem de ABD ile devam ettirme niyetinde miyiz? ” sorusu üzerine Erdoğan, Suriye ile alt düzeyde bu dış politikanın yürütüldüğünü, istihbarat örgütlerinin bu noktada “Liderler ne yapıyorsa biz de onu yaparız ” havasında olamayacağını, liderlerin birçok yerde devreden çıkabildiğini ama kendi istihbarat örgütünü ilişkileri sürdürmesi bakımından kullandığını, değerlendirdiğini söyledi.

Düşman dahi olsa ipin tamamen koparılmayacağını dile getiren Erdoğan, “Olur ki o ip, size bir zaman lazım olabilir. Eğer biz Afrin, İdlip, Cerablus, El Bab'a girmişsek, oralarda bu hizmetleri yapıyorsak, birilerinden bir şey gelecek diye değil. Biz buralara 35 milyar dolar yatırım yaptık. AB bize 3+3 milyar avro sözü verdiği halde bize ne geldi? Bir kuruş gelmedi. 1 milyar 750 milyon avro uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla Kızılay'a gelen yardımdır. ” diye konuştu.

– “Nerede petrol var buna bakmıyoruz ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ ile yürütülen mücadeleye değinerek, şunları söyledi:

“El Bab'ta 3 bin civarında DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Nerede petrol var buna bakmıyoruz. Şu anda burada ciddi manada petrol kaynakları var. Ama bu petrol kaynaklarından bize ne gelir, ne gelmez, onun üzerinde durmuyoruz. Ebu Kemal denilen bölgede, Rakka'da petrol yatakları var. Terör örgütleri, DEAŞ ham petrolü ilkel seviyede rafine ediyor ve satıyor. Bu da az bir rakam değil. Yılda 750 milyon dolar gibi elde ettikleri gelir var. ”

Suriye halkının her zaman yanında olacaklarını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Sayın Trump'ın, 'Fırat'ın doğusundan çekileceğiz, çekiliyoruz' sözü var. Temenni ediyorum ki bunu kısa zaman içinde hallederler. Çünkü biz, tehdit altında yaşamak istemiyoruz. Onun için de tehdidin emaresini gördüğümüz anda her türlü hazırlığımız var.

Münbiç'ten 90 günde çıkacağız dediler. Ama o 90 gün neredeyse 9 ay oldu, çıkmadılar. 'Niye çıkmıyorsun?' deyip de buraya operasyon yapacak durumda değilsiniz. Çünkü hepsinin bir maliyeti var. ”

– “Biz koalisyon güçlerine burayı terk edemeyiz ”

“YPG'ye verilen silahları ABD'nin geri toplayacağına dair Donald Trump bir taahhütte bulundu mu? ” sorusu üzerine Erdoğan, bunların taahhüdünün yapıldığını söyledi.

Erdoğan, 23 bin tır bu bölgeye Irak tarafından girmiş olan silah, araç ve gerecin bu bölgede olduğunu belirterek, yakalanan silahların da bulunduğunu, büyük bir bölümünün Amerikan silahı olduğunu ifade etti.

Cerablus'tan Irak'a kadar olan bölgenin Türkiye'ye verilmesinin gereğini hep söylediklerini aktaran Erdoğan, “Orada öyle şahinler var ki, onlar da diyorlar ki 'Burayı Türkiye'ye vermek doğru değil. Biz veya belirleyeceğimiz koalisyon güçleri bunu yapsın'. Biz bir defa koalisyon güçlerine güvenemeyiz. Geçmişteki tecrübelerimiz bunu teyit ediyor. Ne senin burayı güvence altına alacak askerin var ne de lojistik olarak bu kadar imkanın var. Bu konuda samimiyseniz, biz madem NATO'da beraberiz, stratejik ortağız o zaman bu desteğe lojistik olarak bize siz vereceksiniz, tampon bölge dediğimiz burayı Türkiye'ye teslim edeceksiniz. Buranın güvenliğini zaten sağlarız. Güvenli bölgeyi de tampon bölgeyi de sizlerle beraber yönetiriz. Ama biz koalisyon güçlerine burayı terk edemeyiz. Çünkü bizim kendimizi güvende hissetmemiz lazım. ” değerlendirmesinde bulundu.

  • “Hala körü körüne inanan, insanlar gerçekleri öğrensinler “

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iadesi konusunda gelinen noktaya ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dışişleri Bakanlığı olsun, ikili görüşmelerde olsun terörist başının Türkiye'ye verilmesinin gerekliliğini defalarca kendilerine vurguladık. Çünkü başka şüpheler artık tezahür etmeye başladı. Bu konuyu gündeme getirmemiz FBI'yı devreye getirdi. FBI'ın bazı çalışmalarına bizler de tanık olduk. Temenni ederim ki FBI'ın çalışmaları neticesinde bir karar çıkması sağlanabilir. Bunların çok daha geçmişe dayanan kongrede ayakları var. Kimin? FETÖ terör örgütünün.

FETÖ'ye gönül veren vatandaşlarımın hala bu hassasiyeti anlamamalarını anlamak mümkün değil. Bunlar adeta tapıyorlar, sıkıntı burada. Hakkında öyle eserler yazmışlar ve yazmaya devam ediyorlar ki bunu müceddid ilan ediyorlar. Haşa uluhiyyet neredeyse yüklüyorlar. Bunu bizim konuşmamız, belki ağır olacak ama artık bunu söylemek zorundayız; buna hala körü körüne inanan, arkasından giden haşa tapan insanlar gerçekleri öğrensinler. 'Acaba' sorusuna onlar cevap arasın. Bazı eserler önümüze getiriliyor, biz şok oluyoruz. Trump ile bundan sonra yapacağım görüşmelerde yine söyleyeceğim. ”

– “Daha yapılacak çok operasyon var ”

“Trump FETÖ dediğinizde ne anlıyor? Kafasında bir şey oluştu mu? ” sorusu üzerine Erdoğan, bu sorgulamayı ilerlettikçe ABD'deki faaliyetlerin hep zora girdiğini, dolayısıyla onların da bu noktada Türkiye'ye doğru kaydığını söyledi.

Bu konuyu işlemeye devam edeceklerini anlatan Erdoğan, dünyadaki birçok ülkede lider konumda olan FETÖ elemanlarının, Türkiye'ye teslim edilmeye başlandığını, en son Azerbaycan'dan önemli bir ismin teslim edildiğini aktardı.

Erdoğan, FETÖ'nün bulundukları ülkelerde hükümeti düşürebilecek duruma geldiğini belirterek, “Neyle? Para, para… Soros neyle anılıyor? Parasıyla anılıyor, adam parasıyla ülkelerde darbe yapıyor. ” dedi.

Figüranlarla uğraşmanın yanında, perde gerisinde kimlerin olduğunun da artık görülmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Biz FETÖ olayına 2010'dan sonra tam manasıyla vakıf olabildik. Geçmişi itibariyle biliyoruz ama böyle olduğunu, bir ihanet içinde olmasını hiç düşünmedik. ” ifadelerini kullandı.

“FETÖ tamamen temizlendi diyebilir miyiz? ” sorusuna karşılık Erdoğan, “Hayır. Daha yapılacak çok operasyon var. Devletin içinde, devletin çeşitli kurumlarında, polisimizde, askerimizde, her yerde var. Onun için kolay değil. Bu adeta metastaz yapmış. ” cevabını verdi.

  • “Yerli işbirlikçiyse, kim o yerli işbirlikçi? “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin “Ceset bulunabilir mi? Açığa çıkarılabilir mi her şey? ” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Kaşıkçı olayı, ülkemizde cereyan etmiş bir olay olması hasebiyle bizi ciddi manada rahatsız eden bir olay. Her şeyden önce 15 Suudi ajanının iki uçakla buraya gelmiş olması, İstanbul'da bir grubun daha önceden gelip bazı tedbirlerini alması, ikinci grubun ardından gelmesi… Cuma günü Sayın Kaşıkçı oraya gittiğinde, 'Salı günü de olabilir' diyerek göndermiş olmaları. Salı günü geldiğinde de malum operasyonun yapılmış olması. Nişanlısını içeri almıyorlar.

Bütünüyle olaya baktığımızda burada ben iki şeye dikkat çekmek isterim. Bunun bir tanesi Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr. O, işi reddediyor; 'Yerli işbirlikçilerle yaptık' diyor. Veliaht prens ne diyor, 'başkonsolosluktan çıktı ve ayrıldı' diyor. Kimsenin, kimseyi aldatmaya hakkı yok. Başkonsolosluktan çıkmış olsa, dışarıda nişanlısı bekliyor. Nişanlısını alır, beraber ayrılırlar. Adil Cübeyr 'yerli işbirlikçi' diyor. Yerli işbirlikçiyse, kim o yerli işbirlikçi? İsim ver, bunu vermiyor. Sonra ne oldu? Dışişleri Bakanını görevden aldılar. ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu 22 kişinin içinden şu anda hayatta olmayanların da olabileceğini ifade ederek, “Yargı kararlarını görmüş değiliz şu anda. Söyledikleri şey '22 kişi şu anda tutuklu'. Buna rağmen bazı duyumlarımız var, belki bazılarını da götürmüş de olabilirler. Trafik kazası kurbanları da olabilir. Çünkü sistem çok garip çalışıyor. ” dedi.

Özellikle dost bildiklerine, “Bizi bilgilendirmeyecek misiniz? ” diyenlere istihbaratın kapısını açtıklarını ve ses kaydını dinlettirdiklerini, kendisinin de dinlediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

“Çok korkunç. Tahammül edilir gibi değil. Kendi istihbaratçısı diyor ki; 'Bu bir felaket. Bunlar morfinlenmiş. Bunu, sağlıklı birisi yapamaz' diyor. Zaten bu operasyonu yapanın adli tıp mensubu bir yarbay olduğu belli. 'Ben bu işleri, kesip, biçmeyi iyi bilirim' diyor. Bunu bu şekilde yaparken insanın yüreği ağzına geliyor. Bu ne vahşettir. Bütün bu vahşet karşısında ABD'nin sessizliğini anlayamıyorum. Biz bu ses kaydını ABD istihbarat örgütü CIA'ye de dinlettik. CIA'in başkanı da bunu kongrede anlattı. Benim istihbarat başkanım da kongreden 7 senatöre bunları anlattı. Biz istiyoruz ki her şey açığa çıksın. Ortada bir vahşet, cinayet var. Niye gizliyorsunuz? Neden gizliyorsunuz? ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'li Senatör Lindsey Olin Graham'ın, Kaşıkçı cinayetini 2019 yılında kongrenin gündeminde tutacağı sözünü verdiğini, çünkü Kaşıkçı cinayetinin sıradan bir cinayet olmadığını söyledi.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak böyle bir vahşeti ortaya çıkarmanın, üzerine düşen bir görev olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bu iki uçakla gelenler, bu işin failinin kim olduğunu bilmez mi? Başkonsoloslukta olanlar bunlar. İşi bitirdiler, uygulamayı yaptılar. Kaset de bizde. Ondan sonra çıkıp gittiler. Bu işin faillerinin kim olduğu da bu 15'in içinde. Planlamayla beraber 22'nin içinde. Dolayısıyla bunlar bunun cevabını vermeye mecburlar. Suudi yönetimi bunun cevabını vermeye mecbur. Kaldı ki Kaşıkçı da aynı zamanda bir Suudi vatandaşı. ” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada darbe yapan zihniyetlerin belli olduğunu belirterek, “Gezi olaylarını tezgahlayanlar, Mısır'da darbeyi yapanlar aynı şekilde Kaşıkçı'yı katleden zihniyetin bunlardan bir farkı yok. ” dedi.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?