Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 19. Kuruluş Yıl Dönümü kutlamasında konuştu: (4)

ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ve etkilerinin geçmesiyle Türkiye'nin ekonomide yeni bir döneme gireceğini belirterek, "Bu dönemin şahlanma dönemi olacağına inanıyorum." dedi.

Erdoğan, Mamak'ta 75. Yıl Parkı'nda düzenlenen AK Parti 19. Kuruluş Yıl Dönümü kutlamasında konuştu.

Davos'ta 2009 yılındaki Dünya Ekonomik Forumu'nda dönemim IMF Başkanı Strauss-Kahn ile yaptığı görüşmeyi anımsatan Erdoğan, görüşmede yaşananları şöyle anlattı:

"Ona, 'Sen IMF'nin başısın, Türkiye'nin başı da benim' dedim.. Dolayısıyla Türkiye'nin borcu konusunda her türlü takipleri yapabilirsin, elemanların gelir gider ayrı ama siyasi noktada emir veremezsin. O bize ait. Taksitleri alıyor musun, alıyorsun. Dolayısıyla siyasi yön verme asla mümkün değil, biz Türkiye'yiz. İşte o tarihte bizim borcumuz IMF'ye 22,5 milyar dolardı. Biz mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu sıfırladık. IMF'ye bizim borcumuz filan kalmadı. Nasıl oldu? Faiz noktasında koyduğumuz tavırlarla oldu. İşi bitirdik. Şu anda bizim IMF'ye borcumuz yok. Ana muhalefet çıkmış 'IMF'den borç alın' diyor. O sizin işiniz bizim böyle bir işimiz, derdimiz yok. Biz, 'biz bize yeteriz' diyoruz. Bugüne kadar yettik, bundan sonra da yeteceğiz."

– "Kişi başına düşen milli gelir 9 bin 127 dolara ulaştı"

Uluslararası doğrudan yatırımların 2002 yılından önce Türkiye'nin yolunu dahi bilmediğini ifade eden Erdoğan, kendilerinin ülkeyi sadece bir yılda 23 milyar dolar uluslararası yatırım çekecek seviyeye getirdiğini belirtti.

Merkez Bankasının toplam rezervlerini 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara kadar yükselttiklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Fakat şu anda bir düşüş söz konusu. 90 küsur gibi bir rakamdayız, inşallah yine toparlayacağız. Aynı şekilde Merkez Bankamızın gücü çok daha farklı bir getiriyi sağlayacak. Gezi olaylarının başladığı 2013'ün mayıs ayında Merkez Bankası politika faizi sadece yüzde 4,5'ti. Bu tarihe özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. 2013'ten günümüze kadar olan dönemi 'mücadele dönemi' olarak adlandırıyorum. Bu dönemde yaşadığımız her bir saldırının doğrudan ve dolaylı etkilerinin ülkemize ağır bedelleri oldu.

Faizler ve enflasyon yeniden çift hanelere yükselirken, ekonomik büyüme bir miktar ivme kaybetti. Ancak hamdolsun attığımız kararlı adımlarla ekonomimizin daha güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini sağladık. Nitekim 2019 yılı sonuyla kıyasladığımızda her alanda 2002'nin katbekat üzerindeyiz. Milli gelirimiz 236 milyar dolardan 754 milyar dolara, kişi başına düşen milli gelirimiz ise 3 bin 500 dolardan 9 bin 127 dolara ulaştı."

– "Doğrudan yatırımlar 2019 sonu itibarıyla 217 milyar doları aştı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan Türkiye'nin bugün dünyanın en büyük 13'üncü ekonomisi seviyesine yükseldiğine dikkati çekerek, şu verileri paylaştı:

"İhracatımızı 180 milyar doların üzerine taşıdık. Hizmet ihracatımızı 14 milyar dolardan 65 milyar dolar seviyesine yükselttik. Turizmde 2019'da 52 milyon turist sayısına ulaştık. En ciddi kaybımız koronavirüs sebebiyle burada oldu. Böylelikle dünyanın en fazla turist ağırlayan 6'ncı ülkesi olduk. İhracatımızda ve turizm sektörümüzde görülen bu güçlü ivme sayesinde cari işlemler hesabımız 2001'den itibaren ilk defa fazla verdi. 2002'den itibaren ülkemizde gelen doğrudan yatırımlar, 2019 sonu itibarıyla 217 milyar dolar seviyesine aştı. Merkez Bankası toplam rezervi her şeye rağmen 2019'da 106 milyar doların üzerinde kaldı. Kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 72,1'den yüzde 32,8'e indi. Bütçe açığının milli gelire oranı da yüzde 2,9'a geriledi."

– "Organize sanayi bölgesine sahip olmayan il kalmadı"

Enflasyonu geçen yıl yüzde 11,8 seviyesine indirdiklerini ve sanayi üretimini her yıl ortalama yüzde 5,9 artırmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetii:

"Bugün itibarıyla organize sanayi bölgesine sahip olmayan hiçbir ilimiz kalmadı. Araştırma-geliştirme (Ar-Ge) harcamalarının milli gelirimizdeki payının ilk defa yüzde 1'i aştığına şahit olduk. Tarım sektörümüz, ülkemizin nüfus, turist ve ihracat artışıyla uyum sağlayarak hasılasını 37 milyar liradan 275 milyar liranın üzerine çıkarttık. Muhalefet, 'çiftçimiz şöyle battı, bitti vesaire' diyor. Hiç merak etmeyin. Ellerinizi de öyle fazla ovuşturmayın. Türkiye tarımda Allah'ın izniyle patlama üzerine patlama yapacak ve dünyanın sayılı tarım ülkelerinden bir tanesi haline gelecek. Tarımsal ihracatımız da 3,8 milyar dolardan, dikkat edelim 18 milyar dolara yükseldi."

Erdoğan, Türkiye'nin başarı elde ettiği diğer bir alanın uluslararası endeksler olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Dünya Bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde son 2 yılda 27 basamak yükselerek 33'ncü sıraya yerleştik. İnsani Gelişme Raporu'nda ise 2019'da 58'inci sıraya yükselerek ilk defa çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer aldık. Tüm bu göstergeler, Türkiye ekonomisinin mücadele döneminin ne kadar başarılı geçtiğine işaret etmektedir. İnşallah salgının ve etkilerinin de geçmesiyle ekonomide yeni bir döneme gireceğiz. Bu dönemin de şahlanma dönemi olacağına inanıyorum."

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?