CHP'den İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı

ANKARA (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücret görüşmelerinin devam ettiğini anımsatarak, “Biz şunu söyledik; CHP'li belediyelerin tamamında 1 Ocak 2019'dan itibaren asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak. Yeni kazandığımız yerlerde de 2 bin 200 lira yapacağız. Ocak-nisan farklarını da ödeyeceğiz. Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Alın teriyle, ekmekle uğraşılmaz. ” dedi.

Kılıçdaroğlu, İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ile İşçi Sendikaları, Meslek Kuruluşları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından, Türkiye Barolar Birliği Litai Otel'de düzenlenen “İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı “na katıldı.

Çok önemli bir toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, insan olmanın, insanca yaşamanın kendine göre özel koşulları olması gerektiğini söyledi.

İnsanlar arasında doğuştan gelen farklılıklar olabileceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Ama insan olarak hepimizin eşit haklara sahip olması gerekir. Eşit haklara sahip olursak adaleti büyük ölçüde sağlamış oluruz. ” diye konuştu.

Yasalarda eşit haklardan söz edildiğini ancak o hakların verilip verilmediğinin sorgulanması gerektiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ilk iki maddesini okudu.

İnsan haklarıyla ilgili pek çok düzenleme yapıldığını, anayasada güzel düzenlemeler bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin ise ekonomi ağırlıklı insan haklarından söz etti.

Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye'ye ihtiyaç olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın 10'uncu maddesinde “herkes kanun önünde eşittir ” denildiğini aktardı.

“Bu eşitlik zaten anayasalarda var. Dolayısıyla bu eşitliğin hayata geçirilmesine bakmamız gerekiyor. ” diyen Kılıçdaroğlu, çalışmaya zorlanan çocuklardan bahsetti.

ILO'nun 102 sayılı sözleşmesini hatırlatan Kılıçdaroğlu, burada 9 ayrı sigorta dalından söz edildiğine değindi.

Türkiye'nin bu sözleşmeyi 1971 yılında parlamentoda yasalaştırdığını ve 8 sigorta dalını uygulamaya başladığını belirten Kılıçdaroğlu, ancak 9'uncu sigorta dalı olan “aile yardımları sigorta dalı “nın ise Türkiye'de uygulanmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Bütün sendikalardan rica ediyorum, bu aile yardımları sigortasının çıkması için birlikte mücadele edelim. ” dedi.

65 yaşında emekli olacak bir kişinin 55 yaşında işten çıkarılması durumunda bu sigorta dalının devreye gireceğini belirten Kılıçdaroğlu, sendikaların özellikle bunu istemesi gerektiğini anlattı.

Bunun bir sosyal talep olarak toplumun önüne konmak zorunda olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bunun sağı solu yoktur. İşsiz olan insandır, o insana insanca yaşayabileceği bir standardı bizim sağlamamız gerekiyor. ” diye konuştu.

  • “Çiftçilerin dava açması gerekir

Kılıçdaroğlu, eğitim ve kıyılardan yararlanma haklarından bahsederken, anayasanın toplumun belli kesimlerini özel olarak koruduğunu anımsattı.

Anayasa'da, tarım, hayvancılık üretim dallarının koruma altına alındığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde 1'inin çiftçiye teşvik olarak verilmesi gerektiğini söyledi.

Bunun bağlayıcı bir hüküm olduğunu ve yerine getirilmediğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, ziraat odalarının ve çiftçilerin dava açması gerektiğine işaret etti.

Kamu şirketlerinin tamamının halka ait olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, eğer bir özelleştirme ve devletleştirme yapılacaksa anayasaya göre bunun gerçek karşılığı üzerinden gerçekleştirilesi gerekliliğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, “Hangi gerçek karşılıktan söz ediyoruz? Bu haklar neden aranmıyor? Daha gür seslerle neden mücadele edilmiyor? Binlerce kişi işsiz kaldı. Bu fabrikaların arazileri rantiyeye teslim edildi. ” dedi.

  • Çalışma hakkı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çalışma hakkının da anayasada güvenceye alındığına değinirken, bu hakkı yerine getirecek kurumun adının ise “devlet ” olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepimizin ortak kurduğu bir devlet var. Bunun adı 'sosyal devlet.' Demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir bu devlet ve bu devlet işsize iş bulmak zorundadır. Bunun altyapısını oluşturmak zorundadır. Benim çalışma hakkımı bana teslim etmek zorundadır. Eğer bir devlet benim çalışma hakkımı bana teslim etmiyorsa o devlet sosyal devlet olmaktan uzaklaşmış demektir. Buna en çok sendikaların isyan etmesi gerekir. Sadece çalışma hakkını bana teslim etmek yetiyor mu? Hayır.

Ne diyor Anayasa'nın 52'nci maddesi: 'Çalışma şartları ve dinlenme hakkı var.' diyor. Ben insani koşullarda çalışacağım, devlet bana insani koşullarda çalışma ve yeri geldiğinde de dinlenme hakkımın olduğunu anayasa onaylamış. Peki, 'hak aradı' diye 'çalışma şartlarımı düzeltin' diye eğer bu ülkenin işçileri hapse atılıyorsa ve sendikalar bu konuda, özellikle iki büyük sendika sessiz kalıyorsa orada ciddi bir sorumuz var demektir. ”

  • “Maaşlar bankaya yatırılsın ” talebi

Bu konuda işçilerin bazı haklarını istediğini, bunlardan birinin “Bizim ücretlerimizi elden vermeyin bankaya yatırın, oradan çekelim ” şeklinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Neden. 'Bana elden verirsen benim sigorta primimi yatırmıyorsun, emeklilik hakkımı gasbediyorsun. Benim vergimi ödemiyorsun, bu vergiyi de kaçırıyorsun.' Bundan daha insani bir talep olabilir mi? Aynı zamanda 'tahta kurusu var yatamıyorum düzelt' diyor. Bunu istedi diye işçiler yakalandı topluca hapse atıldı. Bütün meydanların dolması lazım. Biliyorum şimdi diyecekler ki 'Kılıçdaroğlu işçileri isyana davet etti.' Eğer hak arama talebinde bulunan bir işçi, yakalanıp 'niye hakkını arıyorsun' diye hapse atılıyor ve işçiler meydana çıkmıyorsa kimse kusura bakmasın o işçiler işçi değildir. ”

Sendika kurma hakkının da anayasada güvence altına alındığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin bir sendikaya üye olmaya veya üyelikten çıkmaya zorlanamayacağının altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, “Buyurun gidin, en son örneği Flormar işçileri. Her görüşten işçi var. 'Sendika üyesi oldular' diye topluca kapı önüne kondular. Hani anayasal güvence. Sendikaların tamamının buna sahip çıkması gerekmiyor mu, bu işçilerin yanında olması gerekmiyor mu? Eğer siz kendi haklarına sahip çıkmazsanız kimse size hak vermez. 'Hak verilmez, alınır diye' bir kavram vardır. İnsanlık tarihi hak arama mücadele tarihidir. Siz anayasa ile güvence altına alınan haklara dahi sahip çıkmıyorsanız bu ülkede bir sorun var demektir. ” şeklinde konuştu.

  • Asgari ücret

    Ücrette adalet sağlanmasının da anayasada güvence altına alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, asgari ücret görüşmelerine değindi.

Türk-İş'in güzel bir adım atarak görüşmelere asgari ücretle çalışan bir kadın işçiyi davet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Geldi konuştu. 'Borçları ödedikten sonra bana 3 lira kalıyor' dedi. Şimdi insanda biraz vicdan olur, insaf olur. Üç lira ile ne yapılır? Senin yazlık, kışlık sarayın var, uçan sarayın var, elektrik, yol parası ödemezsin, her şeyin bedava, kilosu 4 bin lira olan çayları içersin, öbürüne dersin ki '3 lirayla geçineceksin.' Gelir dağılımının en çok bozulduğu ülkelerin başında Türkiye geliyor. Özellikle sendikacı arkadaşlarımdan istirham ediyorum, eski parayla 1 milyar liranın üzerinde mevduatı olanlara baksınlar, kaç kişinin mevduatı var.

Bir de dönüp baksınlar vatandaşın ne kadar borcu var bankalara? Bütün bunlara bakıldığında ücrette adaletsizlik var. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında aylık alıyor. 600-500 lira alan var. İnsaf var, bu insan nasıl geçinecek. Asgari ücret alanlar 6 milyon 700 bin kişi. Bunlar 1603 lirayla geçinecekler.

Asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. Biz şunu söyledik; CHP'li belediyelerin tamamında 1 Ocak 2019'dan itibaren asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak. Yeni kazandığımız yerlerde de 2 bin 200 lira yapacağız. Ocak-nisan farklarını da ödeyeceğiz. Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Alın teriyle, ekmekle uğraşılmaz. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?