CHP Sözcüsü Öztrak, MYK toplantısına ilişkin açıklama yaptı:

ANKARA (AA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, şeker kotalarının düzenlenmesi ve uygulamasına ilişkin yönetmelikte 5 Haziran 2021'de değişiklik yapıldığını belirterek, "14 Haziran'da (ABD Başkanı Joe) Biden görüşmesine eli boş gitmemek için nişasta bazlı şeker kotasını yeniden yüzde yüz artırdılar." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, Pençe-Yıldırım Harekatı kapsamında, el yapımı patlayıcıya (EYP) basarak yaralanan, kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Jandarma Uzman Çavuş Samet Şeker'e Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diledi.

Marmara Denizi'nde "deniz salyası" olarak bilinen müsilaj konusunun tüm Marmara'yı ve Kuzey Ege'yi etkilediğini belirten Öztrak, bunun sadece denizin üzerini örten bir pislik değil, aynı zamanda denizin altını da öldüren, çölleştiren bir bela olduğunu söyledi.

"Talan İstanbul projesiyle tüm Marmara'ya, tüm Trakya'ya, yeni bir ihanet hançeri saplamaya hazırlanıyorlar." ifadesini kullanan Öztrak, Marmara Denizi'nin bu ihanetlere isyan ettiğini savundu.

Öztrak, "Bizim iktidarımızda tabiatın idam fermanı olan kötü işlere izin vermeyeceğiz. Talan İstanbul projesine, bu suça ortak olanlara, tek bir kuruş kaptırmayacağız." dedi.

– "Merkez bankaları dünyanın her yerinde itibar müessesesidir"

Faik Öztrak, Cumhur İttifakı'nın içinde kavga olduğunu, bu nedenle her gün bir başka skandalla çalkalandığını iddia etti.

Hükümetin ülkeyi yönetemediğini ileri süren Öztrak, Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunda üç yılda dört başkan görüldüğünü, her başkanın o koltukta ortalama dokuz ay oturabildiğini dile getirdi.

Öztrak, "Dünyanın hiçbir ülkesinde hükümetler ellerini merkez bankasına bu kadar hoyratça daldıramazlar. Çünkü merkez bankaları dünyanın her yerinde itibar müessesesidir." diye konuştu.

Siyasetçinin eli bankanın günlük işleyişine karışmasın diye araç bağımsızlığı verildiğini, faizde, dövizde, enflasyonda istikrarın böyle sağlandığını dile getiren Öztrak, "Merkez Bankasını hallaç pamuğu gibi atarsan kur da faiz de enflasyon da patlar gider. Bugün olan budur. Sonunda devlet krizi, nur topu gibi ekonomik kriz doğurur." şeklinde konuştu.

Bir organize suç örgütü elebaşının, "Biz bir aileyiz, her suçta beraberiz." dediğini, AK Parti için mitingler düzenlemekle kalmadığını, AK Parti'nin seçimlerde dağıttığı milyonlarca poşet kahveyi verdiğini öne süren Öztrak, şu ifadelere yer verdi:

"Kahve parasını da tahsil edememiş. Anlaşılan bunlar birbirlerini de tokatlıyorlar. Atalarımız, 'Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var' demiş. Milyonlarca liralık kahvenin acaba ne kadar hatırı oldu? Erdoğan, partisinin Mali ve İdari İşler Başkanını bir çağırsın, sorsun bakalım. Bu kahvelerin parası ödenmiş mi, ödenmemiş mi? Bu kahvelerin faturası Anayasa Mahkemesine ibraz edilmiş mi, edilmemiş mi? Ödenmediyse Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu milyonlarca liralık kahve, hesaplara nasıl kaydedilmiş? Millete utanmadan sıkılmadan haram kahve içirildiyse bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır."

AK Parti'nin son kongresinde MKYK'ye seçilen bir siyasetçiye, milletvekili seçimlerinde çanta çanta para verildiği iddiası olduğunu ileri süren Öztrak, bu iddiaların ciddiye alınması gerektiğini belirtti.

Suç örgütü elebaşının para dolu çantaları, 10 bin dolar maaşları, tek bir AK Partili siyasetçiye vermediğini, birkaç AK Partiliye verdiğini söylediğini aktaran Öztrak, 10 bin dolar maaşa bağlanan siyasetçinin de hala belli olmadığını söyledi.

Öztrak, "Erdoğan, İçişleri Bakanını çağırıp bu konuda bilgi aldı mı? Partisinde para çantası alma iddialarına muhatap siyasetçiden savunma istedi mi? Disiplin kurulunu çalıştıracak mı?" diye sordu.

– "Gerekiyorsa konu soruşturma sürecine taşınmalıdır"

Sezgin Baran Korkmaz'ın AK Parti döneminin türedi zenginlerinden olduğunu, kara para aklama ile suçlandığını, yurt dışına kaçtığını söyleyen Öztrak, Korkmaz'ın yurt dışına çıkış talimatının İçişleri Bakanı tarafından verildiğinin iddia edildiğini belirtti.

Öztrak, şöyle devam etti:

"TBMM Başkanı, 10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklamasını isteyen bir yazıyı bakanına yazdığını açıkladı ama cevap alamadığı görülüyor. Anlaşılan bu atama bakan kendisini TBMM'den üstün görüyor. Hem 10 bin dolar maaş meselesi hem de Sezgin Baran Korkmaz konusu çok ciddidir. Bu bakan hakkındaki iddialara TBMM vaziyet etmelidir. Derhal bir araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bu korkunç iddialar kendisine sorulmalı, gerekiyorsa konu soruşturma sürecine taşınmalıdır. Meclis Başkanı parti gruplarını ikna ederek Meclisin bu rezalete el koymasını sağlamalıdır. Hem mektubuna cevap almalı hem de Meclis'in anayasal görevini yerine getirip bu skandalın hesabını sormasını sağlamalıdır. Meclis Başkanı bunu yapamıyorsa milletin ve onun seçtiği TBMM'nin hakkını, hukukunu koruyamıyor demektir. Bu durumda koltukta bir dakika bile oturmamalıdır, istifa etmelidir."

– "Milletin çocuğunun sağlığını tehlikeye atılıyorlar"

Kamu İhale Kanunu'nun ilk çıkarıldığında altı istisnası olduğunu, AK Parti döneminde onlarca istisna eklediğini ve kanunun eleğe döndüğünü iddia eden Öztrak, 58 ayrı kanun ya da kanun hükmünde kararnameyle yasada 200'e yakın değişiklik yapıldığını, kuralın yerini tek kişinin iradesinin aldığını öne sürdü.

Öztrak, herkesin rekabet şartları içinde yarışacağı açık ihale yerine pazarlık usulü ihaleler yapıldığını savundu.

Mücbir sebepler için konulmuş 21/b usulünün istismar edildiğini, milyarlarca liranın, şeffaf olmayan şekilde havuz müteahhitlerine aktarıldığını ileri süren Öztrak, 2014'ten 2021'e kadar yandaşlara giden paranın ortalama kurlarla 38 milyar dolar olduğunu iddia etti.

Öztrak, "Bugünkü kurla çevirirsek, 328 milyar lira. Vatandaşın alın terini, anasının ak sütü gibi helal emeğini yandaş müteahhitlerin havuzlarına doldurma yöntemi bu. Bu doldurulan havuzlardan, siyasetin finansmanına döşenen borular ise herkesin malumu." görüşünü savundu.

– "Milletin çoluğunun çocuğunun sağlığını tehlikeye atıyorlar"

Şeker kotalarının düzenlenmesi ve uygulamasına ilişkin yönetmelikte 5 Haziran 2021'de değişiklik yapıldığını aktaran Öztrak, 2 yıl önce şeker fabrikaları özelleştirilirken tepkileri hafifletmek için nişasta bazlı şeker kotalarının düşürüldüğünü kaydetti.

Şeker fabrikalarının elden çıkarıldığını, değerli arsalarının satıldığını öne süren Öztrak, "Anlaşılan 14 Haziran'da Biden görüşmesine eli boş gitmemek için nişasta bazlı şeker kotasını yeniden yüzde yüz artırdılar. Bundan en çok kim yararlanacak? Amerikan Cargill firması. Amerikan Başkanıyla tatlı bir başlangıç yapabilmek için milletin çoluğunun çocuğunun sağlığını tehlikeye atıyorlar." diye konuştu.

– "TÜİK çalışanları bile isyan ediyor"

Çiftçinin sırtına hançer vurulduğunu öne süren Öztrak, şunları kaydetti:

"Çiftçinin bankası Ziraat Bankası, basının amiral gemisinin de içinde olduğu bir medya grubu, havuza katılsın, saraya ram olsun diye 2018'de 675 milyon dolar kredi vermiş. Bankanın o dönemki Genel Müdürü 'Vardı, verdik' diye meydan okumuş ama dün ortaya atılan iddiaya göre, grup aldığı kredinin ne anapara ne de faiz borcundan daha bir kuruş ödememiş."

Ziraat Bankasının artık daha fazla sessiz kalamayacağını dile getiren Öztrak, "Doğan Medya'yı yandaş satın alsın diye verilen kredinin encamı, ticari sır bahanesiyle örtülemez. Bugüne kadar bu kredinin ne kadarı ödendi? Ödemelerde bir gecikme var mı? Banka yönetimi Ziraat Bankasının saygınlığını korumak için bunları halka açıklamalıdır." şeklinde konuştu.

Öztrak, salgın döneminde benzer ülkeler arasında borcunun milli gelirine oranı en hızlı artan ülkeler listesinde Türkiye'nin, Brezilya'dan sonra ikinci sırada olduğunu ifade etti.

Vatandaşın işsizlik ve hayat pahalılığı arasında sıkışıp kaldığını belirten Öztrak, "Artık sokağın gerçeğini ne TÜİK ne de Hazine saklayabiliyor. Milletin yaşadığı enflasyon ile TÜİK'in enflasyonu arasında dağlar kadar fark var. Sarayın müdahalesinden nasibini alan TÜİK'in rakamlarına bilim isyan ediyor, bilim insanları isyan ediyor ve son açıklanan enflasyon rakamlarında yaşanan rezalette gördük ki artık TÜİK çalışanları bile isyan ediyor." diye konuştu.

– "Yüzde 7'lik büyüme sokakta yok"

İşsiz sayısının 10 milyonu aştığını, ülkede her dört gençten birinin işsiz olduğunu ifade eden Öztrak, OECD üyesi ülkeler arasında "ev genci" oranının en yüksek ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.

Faik Öztrak, "Doğal gaz bulduk" diye müjdeler verildiğini, her müjdede doğal gazın zam üstüne zam gördüğünü söyledi.

TÜİK'in fiyat topladığı marketlerin açıklanmasını isteyen Öztrak, "Yüzde 7'lik büyüme sokakta yok. Müsilaj, büyüme rakamlarına da bulaşmış. Sanayide çalışılan saat endeksi 2014 seviyelerinde ama TÜİK'e sorarsanız sanayi üretimi almış başını gitmiş." dedi.

– "Millet İttifakı'nın genel başkanlarının görüşleri bizim için değerlidir"

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 'Biz tek aday girelim, HDP ayrı aday çıkarsın' önerisinde bulundu. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Millet İttifakı'nın genel başkanlarının dile getirdiği her görüş bizim için değerlidir." yanıtını verdi.

"CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal 4 Mayıs'ta 'Dersim katliamında yitirdiklerimizi unutmayacağız.' açıklaması yaptı. CHP'li 16 eski bakan ve milletvekili Kılıçdaroğlu'na mektup göndererek Sarıbal'ın partiden kesin ihracını istedi. Sarıbal'a ifadeleri nedeniyle bir işlem yapılacak mı?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu konu Merkez Yönetim Kurulumuzun gündeminde yoktu." diye konuştu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?