Cezaevinde meslek de öğreniyorlar

NİĞDE (AA) – ABDULLAH ÖZKUL – Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumunda başta hayvancılık olmak üzere 28 iş kolunda üretim yapan mahkumlar, hem meslek öğrenerek rehabilite oluyor hem de üretime katkı sağlıyor.

Tarım Açık Cezaevi olarak 1962 yılında hizmete giren Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumu, Adalet Bakanlığı İş Yurtları Daire Başkanlığı onayıyla açılan hayvancılık, et ve süt işleme, tarım, mobilya, demir döşeme gibi 28 alanda yapılan üretimle adeta fabrika gibi çalışıyor.

Lokomotif iş kolu hayvancılıkta, birinci sınıf kesimhanede kesilen etler, cezaevlerinin yüzde 80'ine, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Gazi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile Adalet Bakanlığı satış noktalarına gönderiliyor. Mobilya atölyesinde de ihtiyaca göre çeşitli kurumların mobilya ve büro malzemeleri ihtiyacı karşılanıyor.

Niğde Cumhuriyet Başsavcısı Oğuzhan Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumunun, çağdaş ceza infaz hukuku anlayışı içinde, hükümlülerin cezalarının infazının sağlandığı, topluma kazandırıldığı ve meslek edindikleri Türkiye'nin örnek bir ceza infaz kurumu olduğu söyledi.

Cezaevinde, 28 iş kolunda mahkumların meslek edindiğini belirten Dönmez, şunları kaydetti:

“Başta hayvancılık, mobilya, demir atölyesi, tarım ve bahçe bitkileri anlamında çok çeşitli kollarda üretim yapılmaktadır. Şu an itibariyle yaklaşık 1400 hükümlü arkadaşımız burada cezalarını infaz etmekte. Hükümlülerin barınma, sağlık, yiyecek ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesinde çalıştıkları süre itibariyle sosyal güvenceleri sağlanmakta, aynı zamanda yaptıkları iş karşılığında ücret de almaktadırlar. Hükümlülerin yılın belirli dönemlerinde aileleriyle görüşme imkanları vardır. Hayvancılıkta et, kavurma, sucuk, döner, süt ürünlerinde süt, yoğurt, kefir gibi çeşitli kollarda üretim yapılmaktadır. ”

  • “Lokomotif iş kolu küçük ve büyükbaş hayvancılık “

Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ramazan Fidanoğlu da kurumda lokomotif iş kolunun küçük ve büyükbaş hayvancılık olduğunu aktardı.

Hayvancılık üretiminde daha çok sivil hayatında bu işi yapanları görevlendirmeye alıştıklarını anlatan Fidanoğlu, “Eğer cezası uzun olan mahkum varsa bu işi de öğrenmek istiyorsa iş yurdu kurulu kararı alarak sigortasını yaparak buraya veriyoruz. Şu an 2 bin 300 civarında küçükbaş hayvanımız var. Amacımız hem bu bölgeye hayvancılık konusunda örnek olmak hem de gelen mahkumlara veteriner gözetiminde hayvancılığı öğretmek. ” dedi.

Fidanoğlu, cezaevi bünyesinde 1600'e yakın da büyükbaş hayvan olduğunu, Kurban Bayramı dönemlerinde kurbanlık olarak hayvan satışı yaptıklarını bildirdi.

Türkiye genelindeki cezaevlerinin yüzde 80'ininin et ihtiyacını karşıladıklarını ifade eden Fidanoğlu, şöyle devam etti:

“Gazi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin et ihtiyacını karşılıyoruz. Bakanlığımız satış noktalarındaki et ihtiyacını karşılıyoruz. Geçen yıl itibariyle 20 binin üzerinde büyükbaş, 7 binin üzerinde de küçükbaş hayvan kesildi. Bu bölgedeki tüm üreticiler bizimle bir şekilde bağlantılıdır. Mesaj sistemiyle siparişlerimizi alırız. Randevu günü hayvanını getirir, hem bizim hem de Tarım ve Orman Bakanlığının veterineri kontrol eder, kesildikten sonra tekrar kontrol yapılır. Daha sonra hazırlanan etlerin sevkini yaparız. ”

  • “Mahkumları burada meslek öğreniyor ”

Mobilya atölyesinde ise ham madde olarak sunta, MDF, ağaç işleme gibi çeşitli işleri yaptıklarını anlatan Fidanoğlu, “Burada adliyeler, ceza infaz kurumları, bazen de çeşitli kurumların ihtiyacı olan farklı mobilya gruplarını yapıyoruz. Milli Parklar Genel Müdürlüğünün kamelya, piknik masaları yapıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin masa ve sandalyelerinin tadilatını ve buna benzer el işleri ve boyama yapıyoruz. ” diye konuştu.

Bazı mahkumların burada meslek öğrenip kurum dışına çıktıktan sonra bu işlere devam ettiklerini anlatan Fidanoğlu, bundan mutluluk duyduklarını söyledi.

Fidanoğlu, ayrıca 117 dönüm alanda elma, 250 dönümde ceviz ürettiklerini, 2 bin dönümde sulu tarım yaptıklarını ve bölgede unutulmaya yüz tutan taş oymacılık sanatını aktif hale getirdikleri sözlerine ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?