CEO Club Otomotivin Geleceği Zirvesi 2020

İSTANBUL (AA) – Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, otomotiv sektöründe 2050 yılına kadar çok ciddi değişimler görüleceğini belirterek, "Bizler Türkiye'deki otomotiv üreticileri olarak söyleyebilirim ki hemen hemen bütün markalarımız, yani ODD'deki 14 marka gelecekteki değişim için ya hazırlıklarını tamamlamak üzere ya da tamamladı." dedi.

Vodafone Türkiye'nin ana sponsorluğunda, düzenlenen geleneksel CEO Club Buluşmaları kapsamında "Otomotivin Geleceği" zirvesi İstanbul'da gerçekleştirildi.

Yenigün, zirve kapsamında Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Başkanlar Oturumu"nda yaptığı konuşmada, otomotivciler ve özellikle sanayicilerin daha uzun vadeli planlar yaptığını ve dolayısıyla söyleyeceklerinin 2023'ün de ötesine giden bir hazır dönemini kapsadığını dile getirdi.

Otomotivin dünyadaki yıkıcı teknolojilere açık en büyük sektörlerden bir tanesi olduğunu dile getiren Yenigün, "Otomotivcilerin işi otomotiv dışındaki şirketler ve start-up'lar tarafından kendilerine hedef alınmış bir sektör. Bunun bir kaç nedeni var ama birisi büyük bir teknolojik değişim içinde dünya, bunun doğal bir yansıması. Bir diğer dinamik de çevrecilik faktörü." ifadelerini kullandı.

Yenigün, sektörde 2050 yılına kadar çok çok ciddi değişimler görüleceğine işaret ederek, "Bunun üretici tarafı olarak konuşacak olursam bizler bunu yaklaşık 7-8 yıl önce çalışmaya başladık. Çünkü bugün pazarda satılan bir aracın 3-4 yıl önce geliştirilmesi, testlerinin yapılması gerekiyor ki ancak bugün piyasaya sunabilelim." dedi.

Bu konuda gerekli çalışmaları yaptıklarını aktaran Yenigün, "Bizler Türkiye'deki otomotiv üreticileri olarak söyleyebilirim ki hemen hemen bütün markalarımız, yani ODD'deki 14 marka gelecekteki bu değişim için ya hazırlıklarını tamamlamak üzere ya da tamamladı. Yani şu demek bu. Bağlantılı araç yapacaksınız elektrikli araç yapacaksınız ve müşterinin istediği şeyi 3-4 yılda değil de 1-2 yılda müşteriye vereceksiniz gibi bir süreçten bahsediyorum." dedi.

Bunların çok çabuk olması gerektiğini vurgulayan Yenügün, "Otomotiv endüstrisinde şu anda o hazırlıklarını yapmış durumda. Ancak otomotiv endüstrisi tek başına ayakta kalamaz. Bunun tedarik zincirinin de olması lazım. Tedarik zincirinde de çok büyük atılımlar var ama ben oranın biraz geri kaldığını düşünüyorum. Bu konuda da çalışmalar yapıyoruz tedarik zinciriyle birlikte." diye konuştu.

Yenigün, sözlerine şöyle sürdürdü:

"Nasıl olacak da Türkiye'deki alt yapı gerek OEM'ler, ana fabrikaları, gerekse tedarik zinciri firmaları bugünün ihtiyacı olan ancak çok yakın gelecekte çok daha yüksek teknolojilere sahip olacak malzemeleri geliştirecek, üretecek ve biz imalatçılara verecek. En çok zorlanacağımız noktanın burası olacağını düşünüyorum.bu gecikirse ne olur? Çok bir şey olmaz, global firmalarız ve global firmalardan parçaları almaya başlarız. Biz otomotivciler olarak ben Türkiye'de olmasını isterim tabii ki. Ama olmadığı zaman da bunları dünyadaki başka firmalardan almam lazım. Özetle OEM'ler olarak teknolojiye yetişemeyen bir tedarik sanayi, bir ölüm noktası değil. Ancak gelecek açısından çok büyük bir problem. Bu konuda hep birlikte çok ciddi çalışmalar yapıyoruz."

Haydar Yenigün ayrıca değişimin hep devam edeceğini ve bugün yapılanların da muhtemelen 5-10 yıl sonra tekrar değiştirileceğini sözlerine ekledi.

– "Artık mobilite firması olmak durumundayız"

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) ve Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Haydar Bozkurt da geçen yıl itibarıyla normal pazar seviyelerinin çok altında bir otomotiv pazarı oluştuğunu ve bu yıl için 550-600 bin adetlik bir pazar beklentisi bulunduğunu bildirdi.

Otomotiv sektörünün ekonomiye katkılarına değinen Bozkurt, şunları söyledi:

"Geçen sene 32 milyar dolardan fazla bir ihracatla Türkiye'nin en fazla ihracat yapan sektörüyüz. Geçen yıl 16,5 milyar dolarlık dış ticaret fazlası veren bir sektörüz. Son 14 yılda 52,8 milyar dolarlık ihracat fazlası veren bir sektörüz. Yaklaşık 500 bin adetlik bir istihdam oluşturan sektörüz. Türkiye'deki GSYH'nin yaklaşık yüzde 4-5'ini oluşturan bir sektörüz.

Bütün bunun yanı sıra potansiyel olarak da baktığımızda coğrafi konum olarak mühendislik donanımı ve deneyim birikimi olarak Avrupa'nın değil sadece Afrika'nın, Rusya'nın Orta Doğu'nun göbeğindeki bir coğrafi konumda bu bölgenin otomotiv üssü olmaya doğru ilerleyen de bir potansiyel var.Türkiye'de bir sektörün bayraktarlığını yapalım, birkaç sektör seçelim de bunun üzerine stratejik odaklanalım desek otomotiv ilk akla gelen sektörlerden bir tanesi olur diye düşünüyorum." .

Bozkurt, bu kadar yüksek potansiyele sahip bir sektörü geliştirmek için adımları tüm paydaşlar olarak atmaya çalıştıklarını dile getirdi.

ODD olarak öncelikle bütün paydaşlarla artık yeni bir 10 yıla girerken, sektörün önündeki tün yeniliklere hazır hale gelmek için de çalışmalar yaptıklarına değinen Bozkurt, "Artık geleceğe baktığımızda görüyoruz ki biz sadece otomobil firması olamayacağız. O dönem bitti. Biz artık mobilite firması olmak durumundayız. Oyunun içinde kalmak istiyorsak, bu değişen çağa ayak uydurmak istiyorsak bir kere mobilite kavramının yeni tanımını doğru anlayıp tüm iş yapış şekillerimizi bunun üstüne uyarlamak zorundayız." diye konuştu.

ODD'nin bu konuda bir çok çalışması var. Bununla ilgili regülasyon takipleri de çok yakından takip ediliyor.

– "Otomotiv endüstrisi ihracatta liderliğinin 14 yıldır sürdürüyor"

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik de Türk otomotiv endüstrisinin ihracatta Türkiye'nin lideri olduğunu ve bunun 14 yıldır aralıksız sürdüğünü dile getirdi.

Tek başına otomotiv endüstrisinin ihracat içindeki payının yüzde 18 olduğunu anımsatan Baran, ancak genel ihracatta risklerin bulunduğunu ve ihracatın sürdürülebilir bir şekilde artışının son yıllarda sağlamadığını ifade etti.

Ancak otomotiv endüstrisinin bunlardan etkilenmediğini belirten Baran, "Etkilenmemesinin sebebi yüzde 80'e yakın ihracat yapan şirketlerimiz var. Bu da Türkiye iç pazar dinamiklerinden daha çok dış pazar dinamiklerinden etkileniyor olduğumuzun göstergesi. Ama dış pazarda da yüzde 80'e yakın bir Avrupa bağımlılığımız var. Bu 2018'de yüzde 80'di şimdi yüzde 77'ye düştü. İlk 2 ay yüzde 75 gidiyor, çünkü Avrupa'da daralma var. Bu aslında pazar çeşitliliği oluşturabildiğimizi bir nebze gösteriyor ama Avrupa'daki bu daralmanın ihracat üzerindeki oluşturduğu baskıyı da söylemek gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

– "Tüketici en nihayetinde araca dokunmak için yine showroom'a geliyor"

Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Şahsuvaroğlu ise derneğin 30 yıl önce kurulduğunu ve Türkiye genelinde 950 adet otomotiv yetkili satıcısını bünyesinde bulunduran önemli bir yetkili satıcılık ağı olduğunu söyledi.

Uzun zamandır otomotivle ilgili bir değişim dönüşüm konuşulduğuna ve OYDER aslında uzun yıllar önce bu değişim-dönüşüm sürecine girdiğini belirten Şahsuvaroğlu, "OYDER aslında 1980 öncesi ve 1983'ten sonrası aslında önemli bir dönüşümün içerisine girmiş oldu. Yani 1980 öncesinde otomotiv yetkili satıcılık sistemi genelde apartman altlarında bir masa bir kasa diye tabir edilen 2 arabanın olduğu yerlerin showroom olarak tayin edildiği yerlerden plaza sistemine geçti." dedi.

Şahsuvaroğlu, sektördeki dönüşüme rağmen tüketicilerin hala showroom'lara gelerek araç aldığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"1908 yılında Ford dünyada ilk seri üretim otomobilini yaptığından beri yetkili satıcılık sistemi var. 1908'den beri devam eden bir sitem. Ve bu sistem belki değişerek belki dönüşerek yine var olmaya devam edecek. Bugün tüketiciler her ne kadar dijital ortamı çok etkin ve yetkin kullanıyorsa da tüketiciyi gözlemlediğimizde tüketici mobil uygulamalar üzerinden istediği araç ve finans çözümüyle ilgili sonuçlara karar veriyor ve en nihayetinde o araca dokunmak için yine aracı test etmek için showroom'a geliyor."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?