Çengelköy ve Kuleli çevresindeki darbe girişimi davası

İSTANBUL (AA) – FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz'da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezinin işgal edilmesi ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 14'ü eski polis 117 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, ilk savunma yapan eski albay tutuksuz sanık Murat Önder savunmasında, “Olay gecesi lojman nizamiyesinden kafeye giriş yaptım. Kafe benim sorumluluğumdaydı. Burası dinlenme yeri olarak kullanılan sosyal tesisti. Özel günlerde organizasyon yapılırdı, benim görevim bu kafeden sorumlu olmaktı. Bana ait silah zimmeti yoktu. ” dedi.

Lojmanda oturmadığını, her pazartesi ve cuma günü oğlumun tedavisi nedeniyle izinli sayıldığını, olay günü neler yapıldığını bilmediğini, kimseyle bir iletişiminin olmadığını ifade eden sanık Önder, olay günü oğlunun ve arkadaşının sinemaya girdiğini, arkadaşı ve eşiyle çocukları beklediğini, daha sonrasında evlerine döndüklerini, bir şeyden haberleri olmadığını savundu.

Sanık Önder, olayları televizyondan öğrenmesi üzerine neler olduğunu anlamak için Kuleli Askeri Lisesi’ne gittiğini, kafeye saat 23.00 civarı giriş yaptığını, orada olanların da bir şey bilmediğini, aklına darbe girişimi gibi akıl ve ahlak dışı bir şey gelmediğini, o gece askeri üniforma giymediğini, kimseye emir vermediğini, kimseden emir almadığını, elini silaha sürmediğini, sabaha kadar kafede oturduğunu ve bir şey yapmadığı için kaçmak gibi bir düşüncesinin olmadığını anlattı.

– “Albaysın kafede oturmuşsun ”

Mahkeme başkanının, “İlla ki farketmeniz lazım. Böyle bir şey size normal geliyor mu? Bir şey anlamadınız mı? Sorgulama yapmadınız mı? Sen albaysın, kafede oturmuşsun. Merak eder insan. Bu normal değil. ” diye sorması üzerine, sanık Önder “Çıkamadım kafeden. ” dedi.

Başkanın, “Silah dağıtıldığını gördün mü? ” sorusuna Önder, “Ben bir şey görmedim. Olaylara hiç şahit olmadım. ” karşılığını verdi.

Olay tarihinde astsubay olan tutuksuz sanık Kenan Budak ise 15 Temmuz’da sanıklardan Mürsel Çıkrıkçı ile hiç konuşmadığını söyledi.

Okul içinde eski etkinlik komutanı Muammer Aygar’ın emrine girdiği iddiasını reddettiğini belirten sanık Budak, şöyle savunma yaptı:

“Muammer Aygar görevi bir gün önce bırakmıştı. İlişiğini kesti diye biliyorum. Olay günü öğle yemeğinde, akşam Aygar’a veda kokteyli yapılacağını duydum. Yemekten sonra koridorda yarbay Erdal Kılıç’ı gördüm. Kokteyli sordum, doğru olduğunu, akşam geç çıkabileceğimi söyledi. Bir süre bahçede spor yaptıktan sonra odama giderek işlerime devam ettim. Okul içinde malzemeyle ilgili işlerim, öncesinde kampa gittiğimiz için 3 hafta gerilemişti. Tören için malzemeyle uğraşıyordum. Saat 21.23 sıralarında Mehmet Karabekmez albay beni aramış. Açmamıştım. Bir süre sonra kendisini geri aradım. 'Neredesin? Çabuk buraya gel' dedi. Yanına gittim, bana 'Silahın nerede? Hücum yeleğin nerede?' diye bağırdı. Mehmet albayın, nizamiye kapısında toplanmış vatandaşlara 'Sıkı yönetim ilan edildi. Kendi güvenliğiniz için evinize gidin' diye bağırdığını uzaktan duydum. Kantindeki televizyondan haberleri izledim. Yanımda Kemal Vurgun başçavuş da vardı. Olayın vehametini anlayınca Kemal başçavuş ile ne yapabiliriz diye beyin jimnastiği yapmaya başladık. ” dedi.

Kantindeyken, bir askerin vurulduğunu duyduklarını anlatan sanık Budak, “Yaralının hastaneye gitmesi gerekti. Yanında iki asker gidecekti. Hem bu olaylardan kaçmak hem de yaralının yanında giden 2 askerin can güvenliği için ben de hastaneye gittim. Gece boyunca da oradan çıkmadım. Ertesi gün telefonuma mesaj geldi, mesaiye çağrıldım. Kayıp malzemelerim vardı, onlarla uğraştım. Ben işkolik bir insanımdır. Ben kesinlikle devletime ihanet edecek bir insan değilim. Bu olay olduğundan beri vicdan azabı çekiyorum. Nasıl bu oyuna geldim. 28,5 yıllık askerim. Olay yerinde darp edilen vatandaşları görmedim. Ateş eden de görmedim. Ben de ateş etmedim. Orada kimse bana, 'Darbe yaptık' ya da 'Yönetime el koyduk' demedi. ” ifadelerini kullandı.

Olay tarihinde er olan tutuklu sanık Burak Küçüksu da sıkıyönetim olduğunu bilmediğini, darbe girişimi sabah televizyondan öğrendiğini, tatbikat yapılacağı söylenilerek kendisine silah verildiğini, silahı hiçbir şekilde kullanmadığını, Çengelköy’de 3 rütbelinin halkın üzerine ateş ettiğini ve 2 kişinin yere düştüğünü gördüğünü, şehit olan kişileri görmediğini ve hakkındaki tüm suçlamaları reddettiğini söyledi.

Sanık savunmalarının alındığı sırada müştekiler ve sanık yakınları arasında tartışma yaşanması üzerine duruşmaya ara verildi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?