“Bu yasa Türk sinemasının güvencesi oldu”

İSTANBUL (AA) – Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB) Başkan Yardımcısı Nazif Tunç, TBMM'de kabul edilen “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun “unun sinema desteklerini daha nitelikli bir hale dönüştürdüğünü belirterek, “Gerek yapım ve üretim gerekse dağıtım aşamasında artık nitelikli bir yasamız var. Bu yasa her türlü tekele, tekelleşmeye ve ulusal sinemanın büyümesine engel olacak yapılanmalara karşı Türk sinemasının güvencesi oldu. ” dedi.

Milli kültürün uluslararası tanıtımına katkı sağlar nitelikte olan dizi filmlerin desteklenmesi ve sinema sektörünün uluslararası alanda rekabet gücünün artırılmasını amaçlayan teklif TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la birlikte sinema filmi öncesinde reklamların süresi en fazla 10 dakika, fragman gösterim süresi en az 3, en fazla 5 dakika olacak; sinema filmi gösterim arası 15 dakikayı aşamayacak.

Bilet ile mısır veya başka bir ürünün satışının birleştirilerek yapılmasının önüne geçen kanuna göre, sinema salonu işletmecileri, sinema biletini içeren abonelik, promosyon, kampanya ve toplu satış faaliyetleri gerçekleştiremeyecek.

Sinema ve dizi filmler için farklı türlerde destekleri de içeren kanunu, sektör temsilcileri değerlendirdi.

  • “Sadece mısırla büyüyen bir sinema istemiyoruz “

Yapımcı ve yönetmen Nazif Tunç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çalışması sonucu yasalaşan teklifi sinema sektörü olarak uzun süredir beklediklerini söyledi.

Tunç, söz konusu kanunun sinema desteklerini daha nitelikli bir hale dönüştürdüğünü belirterek, “Gerek yapım ve üretim gerekse dağıtım aşamasında artık nitelikli bir yasamız var. Bu yasa her türlü tekele, tekelleşmeye ve ulusal sinemanın büyümesine engel olacak yapılanmalara karşı Türk sinemasının güvencesi oldu. ” diye konuştu.

Sinemayı önceleyen bir yasa olması nedeniyle düzenlemeyi değerli bulduklarını aktaran Tunç, “Sinema salonları film seyretmek için açılmış yerlerdir, bu işin esası sinemadır. Sadece mısır ya da pamuk şekeriyle büyüyen bir sinema, bir hasılat istemiyoruz. Nitelikli filmlerle, seyircisiyle büyüyen bir sinemanın kapılarını açacak bir yasa bu. ” değerlendirmesinde bulundu.

Tunç, düzenleme öncesinde sinemanın kendi mecrasında doğal olarak gelişmesini engelleyen bir takım baskıların, dağıtımcı, yapımcı ve sinema sahipleri açısından da olumlu bulduğu yasayla ortadan kalkacağını dile getirdi.

Kanunun çok sayıda yeniliği de beraberinde getirdiğini belirten Tunç, şöyle devam etti:

“Bu yasa çağımızın ihtiyaçlarından doğmuştur. Dizi desteklerinin de teşvik edilmesini önceleniyor. Yurt dışında Türkiye'yi tanıtan yapımların teşvik edilmesini, art house ve festival sinemacısı bağımsız filmleri göstermek üzere salonları teşvik eden destekler de var. Bağımsız sinemacıların salon bulamadığından, festival filmi yapan yönetmenlerin salon bulamamasından yakınıyorduk. Bu yasa kapsamında bir de salon teşviği var. Festival filmlerini ve bağımsız filmleri seyirciyle kavuşturacak olan sinema işletmecileri de destekleniyor. Bu yasa belki Avrupa'nın ve Orta Asya'nın en iyi performans gösteren Türk sinemasını daha da uçuracak bir takım değerler içeriyor. ”

  • “Bağımsız sinema daha fazla desteklenmeli “

Yapımcı Yönetmen Atalay Taşdiken de yeni kanunun sinemacılar için olumlu maddelere sahip olduğunu belirterek, “Yasa kamuoyunda maalesef bir promosyon mısır tartışmasına dönüştü. Bence kanunun özüyle ilgili tartışmaya engel oldu. Sinema işletmecisinin, filmi yapan sinemacının filmini sattıkları ürünün yan unsuru gibi değerlendirmesi kabul edilemez. Bunun çözüme kavuşması tabii ki sevindirici oldu. ” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sinema destekleme uygulamalarıyla ilgili iyileştirme yapıldığını kaydeden Taşdiken, önceki kanunda sinemacılara destek komisyonunda 3 kişi sektörden 4 kişi bakanlıktan olmak üzere 7 temsilcinin yer aldığını, yeni kanunla 4'e 4 olarak eşitlenmesinin sinemacıların kaygılarını giderebileceğini ifade etti.

Taşdiken, sinemacıların film yaparken temel motivasyonunun seyirciye ulaşmak ve onların reaksiyonlarını görmek olduğuna değinerek, bağımsız sinema eserlerinin üretiminin devamlılığını sağlamak için daha fazla adım atılması gerektiğini dile getirdi.

Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Derneği (TESİYAP) Başkanı Birol Güven de NTV kanalına yaptığı değerlendirmede, yeni kanunla sinema işletmecileri ve yapımcılar arasında yaşanan gerilimin ortadan tamamen kalkacağı yorumunu yaptı.

  • “TBMM milli sinemasına sahip çıkmıştır “

Güven, kanunun çıkmasını çok önemli bulduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Bu yasayla TBMM milli sinemasına sahip çıkmıştır. Yeni çıkan sinema destek yasası, önemli kazanımlar içeriyor. Bu problemimiz de dahil birçok başka problemi ortadan kaldıracak. Bu yasanın bir güzel yanı daha var, tüm sivil toplum örgütlerinin mutabakatıyla çıkmış bir yasadır. Başka sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sayın Kültür ve Turizm Bakanımız'a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Bu yasa bir şeffaflık yasasıdır. Sinema yapımcılarının istediği tek bir şey vardı, şeffaflıktı. Bu yasayla da bu sağlanacak. Artık biletler bir promosyon malzemesi haline getirilemeyecek. ”

Kanunla salonlardaki reklam sürelerinin azaltılmasının seyirciye olumsuz yansımayacağının altını çizen Güven, “Ben çok sayıda insanın sırf bu reklamlar yüzünden sinemaya gitmediğini de düşünüyorum. Bence bu yasa ve reklam süresi seyirci sayısını artıracağı için oradan telafi edeceğini düşünüyorum. Zaten sinema işletmelerinin gelirinin büyük bir kısmının reklamdan olması da sıkıntılı bir durum aslında. Türkiye'de sinema seyirci sayısı artınca bütün sorunların çözülebileceğine inanıyorum. ” diye konuştu.

  • “Şeffaflık gelirleri artıracak “

Güven, kanunun indirimli biletlerin önüne hiçbir engel getirmeğine işaret ederek, “Öğrenci indirimi, halk günü hala var. Yani biz seyircimizin ucuz bir biletle sinema izlemesini istiyoruz. Sadece ayrı satıldığı için, sinemacı gelirini bilmiyordu. Yapımcıların, sinemanın genel gelirinden ne kadar pay aldığımız konusunda net olmayan bir durum vardı. Bu sadece şeffaflığı getiriyor. Ben şeffaflığın sinemanın gelirlerini artıracağını, yeni sinemanın da önünü açacağını düşünüyorum. Çünkü bu gelirin bir kısmı da sinema filmlerine destek olarak kullanılıyor. ” ifadelerini kullandı.

Gişe gelirlerinin artmasının sinemaya olan desteği de artıracağı değerlendirmesini yapan Güven, şöyle konuştu:

“Sadece rakam olarak artmıyor. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı bu desteği sinemacıya borç olarak, bir kredi gibi veriyordu ama bundan sonra bu da ortadan kalkıyor. Hibe şeklinde bir destek söz konusu. Bu da Türkiye'de yeni sinemacıların ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Çünkü çok büyük bir potansiyel var. Özellikle dizilerde yetişmiş genç sinemacılar var. Bunların bütün hayali aslında yeni sinema filmleri yapmak. Bunların hepsinin önünün açıldığını düşünüyorum. “

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?