“Bu aslında nevi şahsına münhasır Pirus zaferidir”

ANKARA (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Zillet ittifakının ana aktörü CHP özellikle 11 büyükşehirde sonuç aldığı görülmektedir. Bu aslında nevi şahsına münhasır Pirus zaferidir. Kazanırken kayıp böyle bir şeydir. CHP’nin yönetimini üstlendiği büyükşehir belediyelerinde meclis üyeliklerinin ağırlığı Cumhur İttifakı’ndan yanadır. Davul onların boynunda olsa da, tokmağın kimde olduğu aşikardır." dedi.

Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Merkez Disiplin Kurulu (MDK) üyeleri ve milletvekillerinin katılımıyla Kızılcahamam'da düzenlenen toplantının açılışında konuştu.

Yerel seçimleri değerlendiren Bahçeli, seçimlerin birkaç müessif olay dışında genel anlamda huzurlu ve sakin geçtiğini söyledi.

Seçime katılım oranının yüzde 85’i bulduğunu vurgulayan Bahçeli, “Demokrasimiz bir kez daha rüştünü ispatlamıştır. Türkiye'yi kötüleme yarışına giren mihraklar, demokrasimizi yargılamaya heves eden karanlık çevreler, geleceğimizi kundaklamaya kalkışan dış güçler kaybetmiştir. ” dedi,

“Zillet İttifakı ne yaptıysa 31 Mart’tan sonuç alamamıştır. ” diyen Bahçeli, aldatma ve kandırma siyasetinin itibar görmediğini belirtti.

Türk demokrasisinin her türlü engellemeye, karşı duruşlara, karamsar yaklaşımlara, iftiralara, yalanlara rağmen köklü ve dinamik niteliğini kanıtladığını, gelişmeye açık vasfını da koruduğunu aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

“Yeni hükümet sisteminin istikrar içinde devamlılığı için 31 Mart seçimleri tarihi önemdeydi. Bu kapsamda 31 Mart seçimleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin adı konulmamış, ilanı yapılmamış güvenoyuna dönüşmüştü. Çünkü CHP- İP- HDP’nin başını çektiği zillet ittifakı yeni hükümet sistemine mesafeli tavırlarını muhafaza edip her fırsatta eskiye dönmekten bahsediyorlardı. Cumhur İttifakı’nın, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde aldığı demokratik desteğin gerisine düşmesi de asıl ve esas hedefleri arasındaydı.

Nitekim X+Y=Z formülüyle siyasi denklemini kurduğumuz 31 Mart seçimlerinde Z, yani MHP ile AK Parti’nin toplam oyu, 24 Haziran’ın gerisine düşmemiş, tam tersine üstünde kalmıştır. Kısaca Z, zafer olarak tecelli etmiştir. ”

CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi ve diğer yedeklerinin zoraki ittifakının milli iradeden geçer not alamadığını belirten Bahçeli, gerçekleri çarpıtmanın nafile olduğunu dile getirdi.

– Sonuç asla değişmeyecektir

İster il genel meclis seçiminden çıkan tabloya isterse belediye meclis seçimindeki tabloya bakılsın bu sonucun asla değişmeyeceğini vurgulayan Devlet Bahçeli, “MHP ile AK Parti'nin Cumhur İttifakı şemsiyesi altında yaptığı hesapsız ve çıkarsız birliktelik hukuku millet nezdinde tam olarak destek bulmuş, takdir edilmiş, üstelik taraflara ihmali halinde ağır siyasi bedellere yol açacak sorumluluklar yüklemiştir. ” dedi.

Türk milletinin Cumhur İttifakı'na güven duyduğunu açık seçik gösterdiğini aktaran Bahçeli, 31 Mart seçimlerinde kazananın Cumhur İttifakı ve Türk milleti olduğunu söyledi.

– 235 belediye başkanlığı kazandık

MHP'nin 31 Mart seçimlerinde 1 büyükşehir, 10 il, 58 metropol ilçe, 78 ilçe, 89 belde olmak üzere toplam 235 belediye başkanlığı kazandığını bildiren Bahçeli, “Bin 389 belediyenin 987'si Cumhur İttifakı’nın siyasi sorumluluğuna teslim edilmiştir. Belediye başkanlıklarının yüzde 72'si Cumhur İttifak’ını oluşturan partilerin yönetimine geçmiştir. ” değerlendirmesini yaptı.

“Geldiğimiz bu aşamada karşımızdaki tablo başarı sayılmayacak mıdır? ” diye soran Bahçeli, partilerinin 2014 seçimlerine göre büyük bir sıçrama yaptığını bildirdi.

MHP'nin, Orta Anadolu ve Karadeniz başta olmak üzere hemen hemen tüm seçim çevrelerinde hem Cumhur İttifakı içinde hem de tek başına siyasi varlığını güçlü şekilde göstererek yükselişini sürdürdüğünü aktaran Bahçeli, “Oransal olarak belediye başkanlığı sayısını en çok arttıran parti MHP olmuştur. ” diye konuştu.

MHP ile AK Parti'nin seçimden başarıyla çıktığını tekrarlayan Bahçeli, “Gönül isterdi ki daha fazla belediye başkalığı kazanalım. Bu itibarla, eksiğimiz varsa tamamlayacağız. Bütün sonuçları sandık sandık inceleyeceğiz. Daha iyisini, daha fazlasını zaman ve süreç içerisinde el birliğiyle, güç birliğiyle, tam bir inanmışlıkla mutlaka sağlamış olacağız. Bize bağlanan güveni boşa çıkarmayacağız. ” açıklamasında bulundu.

– 3 bin 658 belediye meclis üyesi

31 Mart seçimlerinde 3 bin 658 belediye meclis üyesinin MHP'den seçildiğini bildiren Devlet Bahçeli, bu sayının toplam belediye meclis üyelerinin yüzde 17,63’üne tekabül ettiğini söyledi.

31 Mart seçimleri değerlendirilirken MHP'nin oy oranının belediye meclis sonuçları baz alınarak yorumlandığını, kasıtlı ve yanlı şekilde devamlı yüzde 7,4 düzeyinde gösterildiğini aktaran Bahçeli, bu iddianın gerçek dışı olduğunu söyledi.

Bahçeli, “27 büyükşehir, 17 il, 431 metropol ilçe, 36 ilçe, 33 beldede aday göstermeden Cumhur İttifakı’yla seçimlere katıldığımız açıktır. Partimizin doğrudan oy almadığı pek çok seçim çevresi varken, oy oranımızı yüzde 7,4 göstermek haksızlıktır, adaletsizliktir. 31 Mart’ta partilerin oy dağılımı en sağlıklı şekilde il genel meclis seçimlerinde görülebilecek, en azından herkese ve hepimize hakkaniyetli bir fikir verecektir. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi’nin aldığı oy oranı yüzde 18,81’dir. Ayrıca seçilen il genel meclis üye sayımız da 188’dir. ” dedi.

AK Parti'nin il genel meclisi seçiminde aldığı oy oranını ise yüzde 41,61 olarak açıklayan Bahçeli, Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin toplam oy oranının yüzde 60,42 seviyesinde olduğunu belirtti.

Belediye meclis üyeleriyle il genel meclis üyelerinin sayısal ve oransal üstünlüğünün mutlak anlamda Cumhur İttifakı'nda olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Zillet ittifakının kanatları kırıktır. ” ifadesini kullandı.

Cumhur İttifakı’nın belediye başkanlıklarını alamadığı büyükşehir ve illerde belediye meclis üyeleri boyutuyla denetim ve kontrol görevinin de “cumhur “un bizzat kendisine emanet edildiğini belirten Bahçeli, “Zillet ittifakının ana aktörü CHP'nin özellikle 11 büyükşehirde sonuç aldığı görülmektedir. Bu aslında nevi şahsına münhasır Pirus zaferidir. Kazanırken kayıp böyle bir şeydir. CHP’nin yönetimini üstlendiği büyükşehir belediyelerinde meclis üyeliklerinin ağırlığı Cumhur İttifakı’ndan yanadır. Davul onların boynunda olsa da tokmağın kimde olduğu aşikardır. ” diye konuştu.

– HDP bütün imkanlarıyla CHP’ye çalışmıştır

HDP'nin seçimlerde bütün imkanlarıyla CHP’ye çalıştığını bildiren Bahçeli, şöyle devam etti:

“İP'in karanlık misyonu bütün yönleriyle deşifre olmuştur. CHP'nin kuklasına dönenler, siyasi hülleyle ahlaki hezimet yaşayanlar, MHP’ye engel olmak, önüne geçmek amacıyla kumandayla hareket edenler iki cihanda da yatacak yerleri olmayan kötülerdir. Bunlar PKK’nın emellerine hizmet etmişlerdir. Bunlar Türkiye düşmanlarının gölgesine sığınmışlar, kılıcını sallamışlardır. Başkasına kazandırayım derken kendi kalelerine gol üstüne gol atmışlardır.

Varlıklarını sadece iş birlikçiliğe, ilkesizliğe, CHP’nin kule nöbetçiliğine adayanlar 31 Mart’ta siyaseten iflas bayrağını çekmişler, çürümenin son safhasına eriye eriye geçmişlerdir. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Mersin'de, Antalya'da, Bursa'da zillet ittifakına HDP-PKK kan nakli yapmış, CHP’ye oy desteği sağlamıştır. ”

FETÖ’cülerin de her yerde açık açık, göstere göstere, adeta meydan okuyarak “zillet ittifakı “na çalıştıklarını bildiren Bahçeli, üç büyükşehirde çok tehlikeli bir oyun oynandığını, diğer büyükşehirlerde de durumun bundan farklı olmadığını söyledi.

Büyükşehir ilçe belediyelerinde sayısal ve siyasal üstünlüğün Cumhur İttifakı'ndayken, büyükşehir belediye yönetimlerinin CHP'ye geçtiğini belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mesela Ankara'da Cumhur İttifakı 25 ilçenin 22'sinde belediye yönetimini kazanmış, üç ilçenin yönetimi de CHP'de kalmıştır. Buna rağmen büyükşehir belediye başkanlığına hakkındaki suçlamalardan henüz aklanmamış ve hukuken temize çıkmamış bir şahıs seçilmiştir. Bize göre, ilçe belediyelerindeki iradenin büyükşehir belediyesine yansımamış olması kafa karıştırıcı bir pürüz, demokratik bir zafiyettir. Bunun tamir ve telafisi şarttır. Önümüzdeki gündem konularından birisi de bu olmalıdır. Mahalli idarelerde sistemsel onarım, yönetimsel düzenleme elzemdir. ”

– Biz ne dediğimizi biliyoruz

Konuyla ilgili tekliflerini 2 Nisan günü muhabirlerle bir sohbet esnasında dile getirdiğini hatırlatan Bahçeli, burada bir sistem adaletsizliğinden, bir sistem dengesizliğinden bahsettiğini söyledi.

İlçelerde başarı kazanıp büyükşehirde kaybetmenin normal ve kabul edilebilir bir şey olmayacağına vurgu yaptığını anımsatan Bahçeli, ayrıca “Öyle bir sistem inşa edilsin ki sadece büyükşehir belediye başkanını seçelim, o da üstlendiği görev ve yetkiye dayanarak ilçe belediye başkanlarını belirlesin. ” dediğini aktardı.

“Bu teklifimizden dolayı keyfi kaçanlar neye ve kime hizmet etmektedir? ” diye soran Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

“Korkmaya, kaçmaya, kaçak güreşmeye gerek yoktur. Teklifimizi bölücü ve yıkıcı çevrelerin üslubunu kullanarak 'eyalet sistemine yeşil ışık yakılıyor' diyerek çarpıtmak ahmaklıktır, cahilliktir, hatta utanmazlıktır. Türkiye’yi eyaletlere bölmeyi amaçlayan alçaklara hizmet edenler bellidir. Kürdistan çağrısı yapan siyasi teröristlerle hedef ve emel birliği içinde olan köksüzler bilinmektedir. Mehmetçik katilleriyle aynı hizaya giren kimliksizlerin teklifimizi sulandırması, bize çamur atması düştükleri derin çukurdan kurtulmalarına yetmeyecektir. Onlar kendi dertlerine yansınlar. En iyi bildikleri bühtanlarla avunsunlar, bayağı dedikodularla vakit harcasınlar. Biz Türkiye’nin huzuru için gerekirse alayını karşımıza alırız. Biz, yeri gelirse zillete düşenlerin hakkından tek başımıza geliriz. Eyyamcılar, entrikacılar, erdemsizler bize eyalet uyarısı yapmasınlar, gitsinler zillet ve rezaletten yakalarını kurtarmayı denesinler. Biz ne dediğimizi biliyoruz. Hiç kimsenin küçük aklına ihtiyaç duymuyoruz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, bu kabulden asla taviz vermiyoruz. Milletin iradesinin üstünde irade tanımıyoruz. Bunu da hücrelerimize kadar biliyor ve benimsiyoruz. Zilletin ortakları, köşe yazarları, akılları varsa kendilerine saklasınlar. Eğer teklifimiz kabul görürse, hiç olmazsa büyükşehir ölçeğinde hem bir tutarlılık hem bir ahenk hem de bir denge sağlanmış olacaktır. Böylelikle mahalli idareler yönetimiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasında tam bir uyum tesis edilecek, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki dengelenmeyle birlikte var olan boşluklar doldurulacaktır. Müteakiben Türkiye’nin eli daha da güçlenecektir. Bu seçim sonuçları göstermiştir ki yerel yönetimlerde yeni bir yasal ve sistemsel reform büyük ihtiyaçtır. Konunun TBMM’ye gelmesi halinde parti olarak her desteği vereceğimiz, her katkıyı sunacağımız çok ama çok iyi bilinmelidir. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?