Belediye Başkanının korumalarının darp ettiği vatandaş

ANKARA (AA) – Anayasa Mahkemesi, Kartal Belediye Başkanı A.Ö’ye yönelik saldırıda bulunduğu şüphesiyle topluluk arasındaki bazı kişilerin saldırısına uğrayan vatandaşın şikayeti hakkında takipsizlik kararı verilmesini hak ihlali saydı.

Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazetede yayımlanan kararına göre, İstanbul Kartal’da 2013’de yapılan bir açılış töreninde, Kartal Belediye Başkanı A.Ö’ye yönelik saldırıda bulunduğu şüphesiyle topluluk arasındaki bazı kişilerin saldırısına uğradığını iddia eden bir vatandaş, yaşadığı darp nedeniyle rapor aldı.

Hakkında “şüpheli” sıfatıyla soruşturma başlatılan vatandaş hakkında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca “kamu görevlisini görevi nedeniyle basit yaralama” suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldı.

Başvurucu ise sokak köpeklerinin saldırısına uğraması nedeniyle bu durumu görüşmek için belediye başkanına ulaşmak istediğini, kalabalıkta sesini duyuramayınca omuzuna dokunmak istediğinde tören sırasında saldırıya uğradığını öne sürdü. Vatandaş, belediye başkanının azmettirmesiyle özel güvenlik görevlisi başkan koruması, Belediye Başkan Yardımcısı, Belediye Meclis 1. Başkan Vekili, Belediye Başkanı Danışmanı, bir siyasi partinin İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve ismini bilmediği diğer sorumlular tarafından fiili ve sözlü haksız fiile maruz kaldığını ileri sürerek şikayette bulundu.

Başvurucu, şikayet hakkında takipsizlik kararı verilmesi ve buna yapılan itirazların da reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.

Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, başvurucunun Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının usul yönünden ihlal edildiğine karar vererek, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

Anayasa Mahkemesinin kararında, kamu görevlisine karşı işlendiği düşünülen bir suç şüphesiyle kalabalık arasında oluşan infialden dolayı güvenliği sağlamak için başvurucunun bir odaya götürülmesinin makul görülebileceği belirtildi. Ancak etkisiz bir şekilde bekleyen bir şahsa yönelik eylemlerin suç olup olmadığının, suç işlenmişse faillerinin kim olduğunun, eylemlerin orantılı olup olmadığının araştırılması gerektiği vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı:

“Alınan sağlık raporu ve başvurucunun şüpheli olarak yer aldığı soruşturma dosyasında yer alan belgeler ile olayın nasıl gerçekleştiğinin kamera kayıtlarından açık bir şekilde tespitinin mümkün olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sorumluların tespiti ve cezalandırılmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında yeterli bir araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve başvurucunun yaralanmasına sebebiyet veren eylemlerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olarak nitelendirilebileceği tespit edilmiştir. Sonuç olarak olayın yeteri kadar aydınlatılmaması ve sorumlu olabilecek kişilerin durumları hakkında yeterli bir değerlendirmenin yapılmamış olması karşısında Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında öngörülen devletin etkili soruşturma yapma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?