Bakan Koca, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) – Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, özel hastaneler dahil acil, organ nakli, yoğun bakım gibi bazı hizmetlerden hiçbir ücret alınmadığını belirterek, “Önümüzdeki dönemde SGK ile de görüşerek, vatandaşımızın muzdarip olduğu, sıkıntı çektiği ve maliyet boyutuyla yüksek kalan birçok hizmeti de düzenlemeyi istiyoruz. Her geçen gün cepten harcamanın daha da azaldığı bir dönemi hedefliyoruz. ” dedi

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Koca, hastanelerin acil servislerindeki yoğunluğun azaltılmasına yönelik triaj uygulamasıyla elde edilen kazanımlar ve yeni alınacak tedbirlere ilişkin bilgi verdi.

Acil servislerdeki hasta sayısının her geçen gün arttığını, dolayısıyla bu konuyu çok önemsediklerini vurgulayan Koca, “Şu an yüzde 30'lara yakın acil hasta oranından bahsediyoruz. Dünya ortalaması 8-10 bandında. Dolayısıyla en az 3 kat daha fazla acil hastaya bakıyoruz. Bizim dünya ortalamasından farkımız, acil hastamızın çokluğu olmasa gerek. Bu gerçek değil. ” dedi.

Koca, acillerde gerçek acil hastanın ayırabilir olması ve bu gerçek hastaya hizmet verilebilmesi gerektiğine işaret ederek, “Biz, acil olmayan hastaların acil ortamına gelerek acil hizmetini mutlak alması gereken hastanın hakkına girmemeliyiz ve hizmeti aksatmamalıyız. ” diye konuştu.

Toplumda bu farkındalığın sağlanması için sağlık okuryazarlık oranının artırılmasının da önemine dikkati çeken Koca, bunun da eğitim ve benzeri çeşitli yollarla anlatılması gerektiğine inancını dile getirdi.

– “Acilleri sınıflandırmak istiyoruz ”

Triajın sadece acil hasta oranını düşürmeye yönelik bir uygulama olmadığının altını çizen Koca, şöyle devam etti:

“Triaj uygulaması, daha çok hangi hastaya hangi hızda mutlak müdahale edilmesi gerektiğini belirleyen bir alandan oluşuyor. Yani, yeşil alan bekleyebilir, sarı alan muayenesi, gerektiğinde müdahalesi ve müşahede altına alınarak tetkiklerinin yapılması gereken alandır. Kırmızı alan ise mutlak, anlık bütün birimleriyle devrede olunması gereken bir alan. O kırmızı alanda herkesin alarmda olduğu, anlık hizmetin verilmesi gerektiğini belirleme alanıdır, gerçek acildir. Sarı da kısmen ama yeşil öyle değil.

Yeni dönemde, bu alanların, daha iyi ve hızlı nasıl müdahale edilebilirliğini belirleyen çerçeve yapılacak. Bunun dışında yeni dönemde, acil olmayan, belli bir saatten sonra polikliniğe gelmek isteyip de acile uğrayan hastanın da o ihtiyacını gidermek üzere birtakım yaklaşımlarımız olacak. ”

Acil Eylem Planı çerçevesinde bunların duyurulacağını aktaran Koca, “Acil ve yoğun bakımda sorun yaşansın istemiyoruz. Acillerdeki yoğunlukların olmaması ve acillerde de müdahalenin doğru ve en uygun yerde yapılabilirliğinin sağlanması gerekiyor. Özellikle acilleri, yoğun bakımları basamaklandırdığımız gibi acilleri de sınıflamak, bu sınıflamayla birtakım standartlar getirmek istiyoruz. ” bilgisini paylaştı.

– “Her geçen gün cepten harcamanın daha da azaldığı bir dönemi hedefliyoruz ”

Koca, bu sınıflamadaki amacın, ön planda çok riskli hastanın hangi acilde müdahale edilebilirliğini belirleme sınıflaması olacağının altını çizdi. Koca, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Yani, nerede inme merkezinin olduğu, nerede anjiyo ve müdahale edilebilir ortamın olduğu, nerede beyin cerrahisi ve benzeri müdahalenin yapılabilir olduğunun sınıflandırıldığı ve buna göre standartların geliştiği, hem acildeki hekimin o hastayı nereye hızla transfer etmesi gerektiği hem 112'nin o hastayı basamaklandırıp hangi en yakın acile götürmesi gerektiğini bildiği, gittiğinde de acilden acile sevklerin yaşanmadığı, orada müdahalenin yapıldığı bir sınıflandırmadan bahsediyoruz.

Yeni dönemde yapacağımız en önemli işlerden biri bu olacak. Bunu kamu-özel ayırımı yapmadan ama acilleri mutlak sınıflandırmaktan ve vatandaşın cebinden de paranın çıkmadığı bir sınıflandırmadan bahsediyoruz. Bundan sonraki süreçte dünya ortalamasına, OECD ortalamasına göre cepten harcamalarımız her geçen gün azalıyor ama son birkaç yıl durakladı. Yani OECD ortalamasında yüzde 22, biz de ise 17'lerde. ”

Şu an özel dahil acil, organ nakli, yoğun bakım gibi benzer bazı hizmetlerden hiçbir ücret alınmadığını anımsatan Koca, “Önümüzdeki dönemde SGK ile de görüşerek, vatandaşımızın muzdarip olduğu, sıkıntı çektiği ve maliyet boyutuyla yüksek kalan birçok hizmeti de bu şekilde düzenlemeyi istiyoruz. Her geçen gün cepten harcamanın daha da azaldığı bir dönemi hedefliyoruz. Umarım, bunu da başarırız. ” dedi.

– “MR denetim mekanizması devreye giriyor ”

Sağlıkta dijitalleşme konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulanan Koca, bunu sağlığın her alanında mutlaka yapılmasından yana olduklarını vurguladı. Koca, denetimin dijitalleşme yapılmadan mümkün olamayacağını söyledi.

Uygulamada olan e-Nabız sistemi hakkında bilgi veren Koca, “e-Nabız, daha çok kişisel sağlık bilgilerinin bulunduğu, hatta kendisinin de bilgilerini kaydedebildiği, not alabildiği, başkasına açmak isterse kendisinin gerektiğinde açabilir olduğu tüm verilerinin yer aldığı bir sistemdir. MR ve tomografiyle ilgili bir denetim mekanizmasıyla çekilen MR'ın, e-Nabız'da görüldükten sonra SGK tarafından ödenebilirliğini sağlayan bir sistem. Bununla yüzde 20'ye yakın bir tasarruf sağladık. ” diye konuştu.

– “Dijitalleşmeden asla vazgeçmeyiz ve daha ileri noktaya taşımak istiyoruz ”

Koca, tomografi özellikle de MR'ın standartlarının denetimine henüz geçmediklerini belirterek, “Ona da önümüzdeki günlerde geçiyor olacağız. Standartlarından kastettiğim, MR ortalama 6 sekanslı bir çekim, 2 sekanslı mı çekildi, 6 sekanslı mı çekildi, hızlı çekilerek yapılması gereken görüntü sağlanmadı ya da sağlandı mı diye gösterebilecek bir denetim mekanizması devreye giriyor. ” ifadelerini kullandı.

MR ve tomografinin, yıllık toplam maliyetinin 1,7 milyar lira olduğuna dikkati çeken Koca, şunları kaydetti:

“Biz önümüzdeki süreçte kağıdı devre dışı bırakan, reçeteyi devre dışı bırakan, tamamen dijital ortamda tüm raporlamaların dahil yer aldığı hekime veya bir başkasına siz isterseniz gösterebilir olduğunuz dijitalleşmeden bahsediyoruz. Mesela, bebek doğdu, eğer hasta kabul ederse kimlik bilgisini vermek şartıyla kimliği kendi yazdığı adrese gönderilmek üzere şu an yapılabilir durumda. Ayrıca, e-rapor ve benzeri birçok şey için illa hastaneyi gitmek gerekmiyor, bulunulan ortamda erişilebilirlik mümkün olacak. Onun için bu, bize çok ciddi katkı sağlayacak. Dijitalleşmeden asla vazgeçmeyiz ve daha ileri noktaya taşımak istiyoruz. ”

Koca, dijitalleşmenin görüntüler dahil olmak üzere devrede olduğunu anlatarak, “Çekilen bir MR'ın veya tomografinin elde bir CD taşıyarak değil, izin verdiyseniz e-Nabız'a girerek o görüntülemeye de erişebiliyorsunuz. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? ” dedi.

Sistemin şifreli olduğunun altını çizen Koca, “Siz kendi ilave bilgilerinizi kendiniz de oluşturabiliyorsunuz. Şu an 9 milyon aktif kullanan var. ” diye konuştu.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?