Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)

TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP yönetimi bir kere daha demokrasiyle ters düşmüştür. Bir kez daha darbe hasreti çeken çapulcularla birleşmiştir. 4 Nisan bildirisinin görünmeyen imzası Kılıçdaroğlu’na aittir." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bazı amirallerin açıklamasına yönelik muhalefet partilerinin sakat ve sancılı pozisyon aldığını belirtti.

İsmet İnönü'nün "Şartlar tamam olduğunda ihtilal meşru bir haktır" sözünün, "CHP’nin engebeli yol haritası, dağınık ana fikri, esasen tarihi yanılgısı ve yozlaşmış düşüncesi" olduğunu söyleyen Bahçeli, "Darbeler tarihi bir bakıma CHP tarihidir. Darbelerle yüzleşmek CHP’yle yüzleşmektir. Statükocularla, vesayetçi mihraklarla hesaplaşmak CHP’yle hesaplaşmak demektir." ifadesini kullandı.

Bahçeli, 15 Temmuz’a "tiyatro" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 4 Nisan bildirisine karşı duruşuyla da kendilerini şaşırtmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Be hey kendini bilmez, be hey demokrasiden bihaber; 4 Nisan bildirisinin neresi sahte gündemdir? Sahte olan sen misin yoksa gündem midir? Ekmeğimize kan doğramak isteyen darbe meraklılarına daha hangi hallerde tepki göstereceksin? Soğan, patates, patlıcan kadar; milli iradenin onuru, hayat ve varlık hakları yok mudur? Kılıçdaroğlu’nun iskelesi hasarlıdır, rotası savruktur, dümeni kırıktır, pusulası bozuktur, çarmığı kopuktur, halatı kesiktir, güvertesi göçüktür, zihniyeti batıktır.

104 emekli amiral arasında bulunan ve güney sınırlarında PYD’nin olmasını isteyen muhtıracı Türker Ertürk’ü CHP’ye alan, parti saflarına katan, heyecanla yakasına rozeti takan kimdir? CHP yönetimi bir kere daha demokrasiyle ters düşmüştür. Bir kez daha darbe hasreti çeken çapulcularla birleşmiştir. Ve 4 Nisan bildirisinin görünmeyen imzası Kılıçdaroğlu’na aittir."

– "104 şuursuz sadece gevezelik mi yapmıştır?"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP ve İYİ Partili bazı yöneticilerin, bazı amirallerin açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerine de tepki göstererek, "4 Nisan bildirisine tepki göstermek, itiraz etmek için daha neyin olması beklenmektedir?" diye sordu.

CHP yönetiminin, "demokrasi için ağır bir tehdit, Türkiye siyasetinin ayrık otu, çıbanbaşı olduğunu" savunan Bahçeli, şunları kaydetti:

"CHP yönetimi, darbeci genetiğini, cuntacı özelliklerini saklamakta beis görmeyen faziletsiz, faşist ve fuzuli bir zihniyetten başkası değildir.

İP yönetiminin trajik ve tenakuz dolu açıklamaları ise rezaletin daniskasıdır. 'Hıyarım var' diyene tuz alıp koşan İP’in Başkanı ise 104 emekli amirali zevzeklikle, yani gevezelikle suçlamıştır. Bu ifadeler hüsran vericidir. Yani demokrasiyi karalamak, kundaklamak ve kapısına kilit vurmak için altyapı çalışması yapan 104 şuursuz sadece gevezelik mi yapmıştır? Bu nasıl bir açıklamadır? Bu nasıl bir lakaytlıktır? İP’in Başkanı, zevzek arıyorsa, önce etrafını kolaçan etmelidir. Şu anda Meclis grubunda değil, parti yönetiminde bu zevzeklerden bol miktarda bulunmaktadır. 4 Nisan bildirisine 'zevzeklik' demek asıl ve su katılmamış zevzekliktir. Darbe heveslileri zevzek değil, zillettir, zelildir, demokrasi muhalifidir. CHP ile İP tencere kapak misali, yuvarlana yuvarlana birbirlerini bulmuşlardır. 4 Nisan bildirisine karşı milletin yanında duramayanlar, zulmün yanındadır. 4 Nisan bildirisine karşı, amasız fakatsız cümle kuramayan kim varsa; PKK ittifakında kucaklaşan, terörist Demirtaş’a övgüler yağdıran, FETÖ’ye toz kondurmayan siyasi kadavralardır. Cumhur İttifakı olarak, Allah şahit bunlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz."

-"Bu aziz vatanda bulunmamızın da usul eksiklileri var mıdır?"

Bahçeli, Anayasa Mahkemesine gönderilen HDP’nin temelli kapatılması hakkındaki iddianamenin, eften püften bahanelerle, usul eksiklikleri gerekçe gösterilerek iade edildiğini söyledi. Bahçeli, terörle mücadele kararlılığının zirve yaptığı, güvenlik güçlerinin can pahasına mücadele ettiği bir süreçte, Anayasa Mahkemesinin "HDP’yi arkalayan ve kollayan tutumunun", kendi nazarlarında hükümsüz, milli vicdanda yok hükmünde olduğunu kaydetti.

Dağda elde edilen stratejik ve tarihi üstünlüğü, TBMM’de kaybettirmeye hiç kimsenin hakkı olmadığını dile getiren Bahçeli, Anayasa Mahkemesinin adil ve hakkaniyetli bir karar vermediğini öne sürdü.

Bahçeli, "Bu mahkeme üyelerine soruyorum; bu aziz vatanda bulunmamızın da usul eksiklileri var mıdır? Bölücü terörle mücadelenin usul sorunlarını da tespit ettiniz mi? Bugün HDP iddianamesini, usul eksikleri var diyerek gerisin geriye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iade eden zevat, bir saatliğine de olsa dağda, ovada ya da sınır ötesinde hainlerin karşılarına çıkabilecek yürekliliği gösterebilecekler midir?" sorularını yöneltti.

– "Anayasa Mahkemesi ayet hükmü değildir"

Milletin çığlığına bigane kalan, HDP’ye zaman kazandıran Anayasa Mahkemesinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü umursamadığını, böylesi bir hassasiyeti de taşımadığını savunan Bahçeli, "Halen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı makamını işgal eden şahsın, geçmişte Polis Akademisi Başkanıyken, 1 Ağustos 2009'daki PKK açılımına nasıl ev sahipliği yaptığını, 12 kötü adamı nasıl ağırladığını, o görevdeyken hangi şaibeli işlere karıştığını biz gayet iyi biliyoruz. O tarihlerde Polis Akademisinde sözde Kürt Çalıştayı düzenleyen zat, bugünün Anayasa Mahkemesi Başkanı’dır. Bu şahsın HDP duyarlılığı, ihanet ve çözülmeye teşneliği yeni bir vaka değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, "Anayasa Mahkemesinin mevcut haliyle milletimizin vicdanında karşılığı yoktur ve Mahkeme Başkanı’nın tarafsızlığı söz konusu değildir. Bu mahkemenin kapısına kilit vurularak yeni baştan yapılandırılması bir adalet, siyaset ve demokrasi sorumluluğudur" ifadelerini kullandı.

"Anayasa Mahkemesi ayet hükmü değildir." diyen Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Zamanın ruhuna, milletimizin beklentilerine müzahir şekilde yapısı değişebilecek, daha verimli, daha etkin çalışması sağlanabilecektir. Hiç kimse bize durum hatırlatması yapmasın, biz neyin ne olduğunun farkındayız. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi bugünkü haliyle devam edemez, inandırıcılığından ve güvenirliğinden bahsedilemez. Türk milleti yeni ve tarihi özelliklerine uygun bir yüksek mahkeme kurmaya muktedirdir, buna da hakkı vardır. Anayasa Mahkemesinin kapatılmasıyla ilgili teklifimizi sulandırmaya çalışanları, bu görüşümüzün yalnızca bizi bağlayacağını ifade edenleri şaşkınlıkla izlediğimizi, alayının sözlerini not ettiğimizi, sırası geldiğinde önlerine koyacağımızı herkesin bilmesinde yarar olacaktır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade edilen iddianameyi vaki eksiklikleri gidererek süratle Anayasa Mahkemesine tekrar göndereceğini, usul açısından ilgili mahkemenin iddianameyi iade hakkının artık bulunmadığını açık seçik ifade etmek isterim.

PKK’nın siyaset ayağı HDP kapatılmalıdır. Bölücülüğe neşter vurulmalıdır. Terörün kökü kurutulmalıdır. Hainlere merhamet, mazlumlara ihanettir. CHP’nin, HDP’nin kapatılmasına karşı çıkması, 'dokundurmam' diye feryat figan etmesi sonuçsuzdur, adalet terazisi zilletin ağırlığını asla çekmeyecektir. Kılıçdaroğlu, çok meraklıysa, olağanüstü kongreyi toplamalı, HDP’nin CHP’ye katılımını sağlamalıdır. Hodri meydan, cesareti varsa buyursun denesin, HDP’yle yasak ilişkiyi resmi bir birlikteliğe dönüştürsün, elbette bunun vebaline de sonuna kadar katlansın."

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?