Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kılıçdaroğlu, bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Oysaki bir boy aynasına baksa ayağı da görecek, boyunu da görecektir." dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 57. Cumhuriyet Hükümeti döneminde 20. yüzyılın en büyük felaketlerinden birisini yaşandığını belirtti.

17 Ağustos 1999'da merkez üssü Gölcük olan depremden 16 milyon Türk vatandaşı etkilendiğini, 133 bin 683 konut ve iş yerinin yıkıldığını, toplamda 376 bin 479 yapının hasar gördüğünü, 17 bin 480 insanın hayatını kaybettiğini anlatan Bahçeli, "Bayındırlık ve İskan Bakanlığından Sağlık Bakanlığına kadar partimizin sorumluluğunda olan 7 bakanlık doğrudan doğruya depremle mücadelenin, görevi gereğince içinde yer almışlardır.
Devlet çökseydi kısa sürede geçici ve prefabrik konutlar nasıl yapılacaktı? Devlet çökseydi milli güvenlik ve milli bekamızı doğrudan hedef alan depremle nasıl inançla mücadele edilip kanayan yaralar tedavi edilecekti?" diye konuştu.

"17 Ağustos depreminde devletin en az üç gün kafayı kaldıramadığını iddia eden köşe yazarı, bu iddianı ispatlamazsan alçaksın, müfterisin." ifadesini kullanan Bahçeli, "Hiç kimse merak buyurmasın, MHP'nin olduğu yerde Türk devleti çökmez, çökemez, çökmeyecektir. Varsayalım devlet çöktü, hepimiz inançla ele ele veririz, ya Söğüt olur tekrardan ocağımızı tüttürürüz ya canımızı hiçe sayar Oğuz neslini sürdürürüz ya da felaketler karşısında celadet anıtı gibi yükselerek bu devleti, bu milleti, bu aziz vatanı bir kez daha yükseklere taşırız. Biz varsak çöküş yoktur, çürüme imkansızdır. Türklük varsa Türk devleti bakidir, hakimdir, hadimdir." değerlendirmesini yaptı.

-"Geçmişi kötülemek geleceği kurtarmaz"

Depremler arasında siyasi kıyas yapmanın Türkiye'nin yürüyüş ve yükseliş ümitlerini baltalamak, birlik ve kardeşlik duygusuna hançer sallamak olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niyet sahipleri, ağızlarından ve kalemlerinden damlayan nifaka dikkat etsinler, akılları varsa da başlarına alsınlar. Türk devleti ve hükümeti dün gereğini yapmış, bugün de aynısını başarmıştır. Şu da unutulmasın ki, geçmişi kötülemek geleceği kurtarmaz. Yapılanları inkar etmek vicdan yıkımına bahane teşkil etmez. Acılar üzerinden siyasi şantiye kurmak için kolları sıvayanlara Türk milleti itibar etmez, ihtimam göstermez, bunları da hoş görmez. Gölcük bizimdir, Elazığ da bizimdir. Feryat bizimdir, fedakarlık da bizimdir. İstanbul biziz Malatya da ta kendimizdir. 1999'daki acı neyse 2020'deki acı da odur.

Buz gibi havada enkaz altından çığlıkları duyulanlar, bu çığlıkları şefkatle dindirenler bu milletin has evlatlarıdır.
Bedenleri toza toprağa bulanmış, yüzü gözü kan revan içinde kalmış kardeşlerimize vefasızlık ve nankörlük şerefli bir tavır olamayacaktır. Biz alınganlık yapmıyoruz, sadece üç-beş çürük yumurtaya, kısıtlı sayıdaki defolu zihniyete ayna tutuyor, kendilerini görmelerini ve izlemelerini umut ediyor, bunu sağlıyoruz.
Hiç kimse karanlığa saklanıp taş atmasın, potansiyel nefretini dışa vurmasın.
Dün de bugün de Türk devleti her imkanıyla muktedirdir, her kabiliyetiyle muvaffakiyet halindedir.
Münafıklar, gıybet ustaları, bozgun kafilesi tezgahlarını başka yere açsınlar, çünkü onlara tenezzül edecek, adam yerine koyacak hiç kimse yoktur, bundan sonra da olmayacaktır."

Türk milletinin felaketin yıkıntısını emsalsiz yardımlaşma hissiyatıyla kaldırırken buna kulp takan, eksik kalan yıkımı dedikoduyla tamamlamaya çalışan mihrakların da devreye girdiklerine dikkati çeken Bahçeli, "Şov yapan, gerçekleri çarpıtan, karanlıktan medet uman, yardımların yetersizliğini söyleyip arkasını dönünce kıs kıs gülen, duyguları istismar edip yalan ve yanlış bilgileri servis eden bir güruhun varlığı bize göre utanç vesikasıdır. Elazığ'ın Türk mü Kürt mü olduğunu sorgulayan şerefsizlerle, Malatya'da hasar gören bazı köylerin Alevi olduğundan dolayı ayrımcılığa maruz kaldığını yazıp çizen alçaklar amaçlarına ulaşamayacaklardır." dedi.

– "Kılıçdaroğlu görev alacak mıydı?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun takdir ve tasvip ettiği karanlık oluşumların "zehir saçtığını, ülkeyi uçuruma çektiğini" belirten Bahçeli, bugünkü CHP yönetiminin Türkiye düşmanları tarafından ele geçirildiğini, kafalarına da esaret çuvalı geçtiğini dile getirdi.

CHP-HDP ilişkilerinin incelenmesi, CHP Genel Başkanı’nın suç teşkil eden fiili ve değerlendirmelerinin analiz ve araştırılması maksadıyla üç Genel Başkan Yardımcısından kurulan Komisyonun görevini layıkıyla tamamladığını anımsatan Bahçeli, "Partimiz iç bünyesinde oluşturulan bu komisyon marifetiyle Kılıçdaroğlu hakkında 5 Şubat 2020 Çarşamba günü suç duyurusunda bulunulmuştur. CHP’nin Genel Başkanı ve yönetimi milli güvenlik meselesidir. İnanıyorum ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gereğini yapacak, adalet yerini bulacak, maşeri vicdan müsterih olacaktır." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağını söylediğini anımsatan Bahçeli, "Oysaki bir boy aynasına baksa ayağı da görecek, boyunu da görecektir." ifadesini kullanarak şöyle devam etti:

"Bugüne kadar FETÖ'nün siyasi ayağını devamlı gündeme getiren biz olduk. Ancak bazıları her seferinde bizim düşüncelerimizi maksatlı biçimde çarpıttı, hedef şaşırtmaya çalıştı. Dedik ki, şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı, Yurtta Sulh Konseyi'nin siyasi ayağı kim olacak, ülkeyi kimler yönetecekti? Yani Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, bürokratlar kimlerden teşekkül edecekti? Mesela, Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı? Söylediklerimiz budur. Arayış ve cevabını aradığımız sorular da bu şekildedir. Bizim çaycıyla, çorbacıyla, odacıyla, zabıt katibiyle işimiz yoktur. Bunları konuşanlar cambaza bak oyunu içindedir.

FETÖ'nün Cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları kimlerdir? Eğer bu melun isimler deşifre edilirse siyasi ayak ortaya çıkabilecektir. TBMM'de herhangi bir kanun teklifi kapsamında değişiklik önergesi verenlere siyasi ayak yakıştırması bize göre hezeyandır, aklımızla alay etmektir.
Bu önergeyi hazırlayıp Meclis gündemine taşıyan milletvekilleri üzerinde kuşku yaratmak, bunların araştırılmasını istemek asıl hedef ve mücadeleyi kösteklemektir."

– "Başbuğ görevdeyken FETÖ'cülerle mücadeleyi layıkıyla yaptı mı?"

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamaları sonrası, 29 Haziran 2009 tarihinde gece yarısından sonra verilen bir önerge üzerinde siyasi ayak tartışmasının başladığını hatırlatan Bahçeli, "Özellikle ve altını çizerek ifade etmek isterim ki MHP 2009'da ne söylemişse bugün arkasındadır, gene aynı noktadadır. Ancak FETÖ'nün siyasi ayağı basit şekilde ve sadece bir önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez, izah edilemez." dedi.

Yapılan değişiklikle ilgili MHP'nin çekince ve eleştirilerinin belli olduğunu ifade eden Bahçeli, "Fakat, Sayın İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir. Şayet bugün eski uygulamaya dönülse, yani askeri mahkemeler kurulup, mesela Sincan ve Silivri’deki FETÖ’cü darbecilere tekrar yargılanma imkanı tanınsa doğabilecek tehditler hakkında bir fikir sahibi olan var mıdır?" sorusunu yöneltti.

"2009 yılındaki bir konuyu bugün yeniden kaşımanın kime ne faydası olacaktır?" diyen Devlet Bahçeli, "Sivil mahkemelerin verdiği kararların ihlal ve inkarı nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır? Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ'ye bağlamak, FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı ve zorlama bir yorum değil midir? Bu manasız tartışmayı tetikleyip tırmandırmak kimin işine yarayacak, hangi çevreleri rahatlatacaktır? Bunların yanında, 26. Genelkurmay Başkanı görevdeyken FETÖ'cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır? Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyinin yürütme kadrosudur. Bunlar tek tek tespit edilirse, inanıyorum ki, FETÖ'cülerin, kriptocuların, hainlerin, Türk ve İslam düşmanlarının kökü kazınacaktır." değerlendirmesini yaptı.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?