Askeri yargıdaki FETÖ yapılanması davası

ANKARA (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları ve Yurtta Sulh Konseyince sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirildikleri belirtilen 33 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam ediliyor.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsündeki salonda yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.

Savunma yapan sanık Akif Us, suçlamaları reddetti.

Yurtta Sulh Konseyince sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirilenlerin yer aldığı ve kendi isminin de bulunduğu listenin çelişkilerle dolu olduğunu ileri süren Us, askeri yargıdaki herkesin bir havuza konulduğunu, bir kısmının çıkarıldığını, kalanların boğulmaya bırakıldığını düşündüğünü söyledi.

İddianamedeki “cemaat abisi” olduğu yönündeki beyanlara değinen Us, beyanı veren kişilerin mahkemede dinlenmesinin ardından bu konuda konuşacağını kaydetti.

Eşinin de ihraç edildiğini ve gözaltına alındığını belirten Us, eşi ve kendisinin tahliyesini istedi.

Sanık Abdürrahim Özkan ise savunmasına 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve bu saldırıyı gerçekleştirdiği anlaşılan hain FETÖ yapılanmasını lanetleyerek başladı.

Özkan, söz konusu listede özel göreve atanmadığını, görevine devam ettirildiğini anlattı.

Darbe girişiminden önce 2 Temmuz’da izne ayrıldığını, 8 Temmuz’da evlendiğini, 15 Temmuz günü de ikinci düğün için memleketi Artvin’e gittiğini bildiren
Özkan, kayınpederinin arayıp, olaylardan bahsederek düğüne gelemeyebileceklerini söylemesiyle darbe girişimini öğrendiğini vurguladı.

Özkan, televizyonda darbecilerin halka ateş ettiğini görünce sinirlerinin bozulduğunu ve askeri hakimlerin bulunduğu WhatsApp grubunda “Bu darbeyi yapanların Allah belasını versin, hayatımızı mahvettiler.” şeklinde mesaj paylaştığını aktardı.

Sanık Özkan, “O saatlerde darbenin başarılı olup olmayacağı belli değilken, böyle mesaj atarak darbenin karşısında olduğumu ifade ettim. Darbeden haberdar olan birinin söz konusu tarihlerde düğün planlaması yapmaması gerekir. FETÖ’cü olsam, Artvin’den Gürcistan’a gidebilirdim ama ben Ankara’ya geldim.” şeklinde savunma yaptı.

Ergenekon ve Balyoz davalarının görüldüğü dönemde, önlerine gelen bir dosyada heyet olarak örgütü rahatsız edecek şekilde, askerlerin lehine karar verdiklerini öne süren Özkan, bu durumun FETÖ’cü olmadığını kanıtladığını savundu.

Duruşmaya SEGBİS ile bağlanıp savunma yapan sanık Abdülkadir Demir ise 15 Temmuz’da arkadaşı Abdürrahim Özkan’ın düğününe katılmak üzere bir başka arkadaşıyla Gaziantep’ten yola çıktığını, Erzincan Orduevi’nde dinlenip ertesi gün yola devam ederek, düğüne gitmeyi planladığını kaydetti.

Erzincan’a 100 kilometre kala mola verdiklerini ve televizyonda Boğaz Köprüsü’nün kapatıldığı haberini gördüğünü belirten Demir, “Aklıma darbe geldi ama ihtimal vermedim. Sonra terör saldırısı olabileceğini düşündüm ama esas kuvvet niteliğindeki polis güçleri olmadan askerin olmasına anlam veremedim.” dedi.

Daha sonra yola devam ettiklerini dile getiren Demir, yolda arkadaşına gelen telefonla darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini söyledi.

Geceyi Erzincan’da geçirdiklerini, olaylar nedeniyle düğüne gitmekten vazgeçip geri döndüğünü anlatan Demir, eve vardıktan sonra gözaltına alındığını bildirdi.

İsminin listeye neden yazıldığını bilmediğini savunan Demir, “Darbe olacağını bilsem, ailemi bırakıp arkadaşımın düğününe gitmek için yola çıkmazdım.” ifadesini kullandı.

Askeri hakimlik sınavında soruları çaldıkları iddiasına da değinen Demir, soru kitapçığına bakılması halinde yaptığı işlemlerin görüleceğini, buna bakılmadan istatistiki bilgilerle suçlamada bulunulamayacağını öne sürdü.

Duruşmaya öğle arası verildi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?