APA 11. Genel Kurulu

İSTANBUL (AA) – TBMM Başkanı ve Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) Başkanı Binali Yıldırım, “Eğer istersek Asya'yı yeniden dünyanın çekim merkezi yapar ve insanlığın umudu haline getirebiliriz. ” dedi.

Yıldırım, Anadolu Ajansı'nın “ev sahibi fotoğraf sağlayıcı ” olduğu, “Asya'da Ekonomik Refahın Desteklenmesi ” konulu Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) 11. Genel Kurulu Açılış Töreni'ndeki konuşmasında, dünyanın çelişkilerle dolu bir süreci yaşadığını, gelir dağılımının giderek bozulduğunu, insanlığın en büyük sorunlarının başında terör, şiddet, savaş, göç, yoksulluk, bulaşıcı hastalıkların geldiğini söyledi.

Çevre kirliliğine bağlı olarak küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de ayrı tehdit olduğunu dile getiren Yıldırım, bunlara bağlı olarak meydana gelen doğal afetler ile depremlerin hayatları tehdit etmeyi sürdürdüğünü vurguladı.

Dünyadaki tüm ülkelerin gayrisafi hasılasının yıllık 80 trilyon doların üzerinde olduğunu, bir yılda üretilen bu katma değerin adil bir şekilde dağıtılması halinde, dünyada yoksulluk, açlık, susuzluk çeken hiç kimsenin kalmayacağını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde dünya nüfusunun 7,5 milyar olduğunu düşünürsek bir çarpıcı çelişkiyle karşı karşıyayız. Bu nüfusun yüzde 10'u, yani 750 milyonu aşırı beslenme sorunuyla, obeziteyle karşı karşıya. İnancımıza göre 'komşun aç yatarken tok olma' anlayışından uzaklaştıkları için 800 milyonu aşan dünyada insan da açlıkla karşı karşıya. 80 trilyon dolarlık gayrisafi hasıla eğer yerküremizde yaşayan toplam nüfusa dengeli bir şekilde dağıtılmış olsaydı kişi başına 11 bin dolar düşecekti. Ancak bir kişiye 9 hisse, 9 kişiye bir hisse düşen dünyada çelişkilerimiz, sorunlarımız gitgide büyüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada 258 milyon insan, vatansız, göçmen, her yerde dolaşıyor. Her gün, yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Ayrıca savaş, terör, şiddet gibi nedenlerle de 68 milyon insan, göçmen durumuna düşmüş, mülteci. Yerinden, yurdundan edilen insanların yarısı, çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Hatırlayalım; bu işten en fazla zarar gören ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Suriye'de başlayan ve 8 yılı aşan savaştan dolayı canlarını kurtarmak için ülkelerini, evlerini barklarını terk eden 4 milyona yakın kardeşimize biz ev sahipliği yapıyoruz, aşımızı paylaşıyoruz, soframızı paylaşıyoruz. Suriye'den iç savaş nedeniyle ayrılmak zorunda kalan bu kardeşlerimize hak ettikleri konforu sağlamak, onların hayata tutunmalarını temin etmek için ülke olarak, toplum olarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. ”

Asya'nın medeniyetin beşiği olduğunu vurgulayan TBMM Başkanı Yıldırım, ancak büyük savaşlar ve ticaret yollarının değişmesinin Asya'nın talihini olumsuz etkilediğini hatırlattı.

Beşeri ve coğrafi imkanlarının doğru kullanılmaması, çağın değişiminin ıskalanması nedeniyle Asya'nın 20. yüzyılın son çeyreğine kadar çekim merkezi olmaktan uzaklaştığını ancak bilgi ve iletişim çağının insan hayatında etkin olmasıyla beraber kıtanın talihinin tekrar döndüğünü ve ufkunun açıldığını vurguladı.

TBMM Başkanı Yıldırım, şöyle konuştu:

“Kıtaların ve kültürlerin birleştiği İstanbul'da düzenlenen bu toplantının ana gayesinden biri de Asya'yı yeniden medeniyet merkezi haline getirmenin imkanlarını, fırsatlarını konuşmaktır, değerlendirmektir. Eğer istersek Asya'yı yeniden dünyanın çekim merkezi yapar ve insanlığın umudu haline getirebiliriz. Aslında tarihin doğal akışı içinde bu yavaş yavaş gerçekleşiyor. Bunu neden söylüyorum; 70'li yıllara gittiğinizde dünyanın zenginlik merkezinin okyanus ötesinde olduğunu görüyorsunuz. 80'li yıllarda özellikle havacılığın merkezinin Avrupa'nın batısında, 90'lı yıllarda Avrupa'nın ortasında ve bu dönemde, 2000'li yıllarda havacılıkta cazibe merkezinin Türkiye'nin, İstanbul'un bulunduğu Avrasya coğrafyasında yerleştiğini görüyoruz. Dünyanın en büyük havalimanını yapmış olmamız da bir tesadüf değil, dünyada gelişimin, değişimin iyi okunmasının bir sonucudur. Geçmişte zenginlik doğudan batıya hicret ederken günümüzde artık zenginlik batıdan doğuya doğru yol almaya başlamıştır. Giderken de gelirken de Avrasya coğrafyasını geçmek durumundadır. ”

Daha güzel bir dünyayı yaşamanın, bütün insanların hakkı olduğuna işaret eden Yıldırım, “Parlamenterler olarak bu konuda hepimize görev düşmektedir. Devam eden çatışmaların bölgemize, insanlığa hiçbir faydası yoktur. Yapılması gereken mevcut sorunları ortadan kaldırmak, parlamenterler olarak parlamenter diplomasiyi etkin bir şekilde kullanarak anlaşmazlıkları, sorunları hükümetlerimizin çözebilmesine katkı sağlamaktır. Hürriyet, demokrasi, insan hakları, katılımcılık, şeffaflık, hukukun üstünlüğü kavramlarını Asya kıtasının siyasi karakteri haline getirmek bizim görevimizdir, bunun için daha çok gayret etmemiz gerekir. ” dedi.

Yıldırım, iş birliği yapmaları ve sorunları geleceğe havale etmemeleri halinde Asya'dan başlamak üzere insanların, barınma, beslenme, güvenlik endişesinin taşımadan hayatlarını garanti altına alabileceklerini söyledi.

“Bir elin nesi var, iki elin sesi var ” atasözünü hatırlatan Yıldırım, “Bir araya geleceğiz, güçlerimizi birleştireceğiz, ayrılıklarımızı ön plana çıkarmayacağız, ortak yanlarımızı daha çok konuşacağız. Anlaşmazlıkları öncelikli gündem yapmayacağız, anlaştığımız konulardan çalışmaya başlayacağız. Yardımlaşmak, dayanışmak, paylaşmak Asya kıtasının medeniyet değerlerinin başında gelir. Büyük dedelerimiz Asya'da ve Avrupa'da kurdukları medeniyetleri hep bu anlayış üzerine inşa etmişlerdi. ” ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?