Ankara Üniversitesinden “deniz uyuşmazlıkları” konferansı

ANKARA (AA) – Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEHUKAM), Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırmaları Merkezi (APAM) ve Ankara Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonu iş birliğiyle "Doç. Dr. Shih-Ming Kao e-Konferansı" düzenlendi.

"Güney Çin Denizi Uyuşmazlıkları: Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz Uyuşmazlığına Örnek mi?" konusunun ele alındığı çevrim içi konferansa, Tayvan Ekonomi ve Kültür Misyonu Temsilcisi Yaser Tai-hsiang Cheng, Dışişleri Bakanlığından diplomatlar, çeşitli kurum ve kuruluşlardan uzmanlar, akademisyenler ve öğrenciler olmak üzere 100'e yakın davetli katıldı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Karan'ın moderatörlüğünde yapılan konferansta, Tayvan Ulusal Sun Yat-sen Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Shih-Ming Kao bir sunumda bulundu.

Güney Çin Denizi hakkında bilgi veren Shih-Ming, zengin canlı ve cansız kaynaklar ile önemli deniz iletişim hatlarının bulunduğu bölgede hak talep eden 6 tarafın bulunduğunu söyledi.

Shih-Ming, çok sayıda minik adanın yer aldığı denizde çelişkili egemenlik ve yargı yetkisi iddialarının yıllarca tartışıldığını ve siyasi bir çıkmazda kaldığını vurguladı.

Doç. Dr. Shih-Ming, bu bölgenin bölgesel ve deniz yargı alanı anlaşmazlıkları gibi çatışmaların bir "parlama noktası" olduğunu kaydetti.

– Mevcut çözümler "etkisiz"

Güney Çin Denizi'nde çatışma ve olası çözümlere de değinen Shih-Ming, tarafların davranışlarına ilişkin bildirinin 2002'de Çin ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) üye devletleri tarafından imzalandığını ancak "etkisiz" olduğunu kaydetti.

Shih-Ming, bölgedeki uyuşmazlıkların olası mekanizmaları ve çözümlerine ilişkin de Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesine ve geleneksel anlaşmazlık çözüm mekanizmalarına işaret etti.

Shih-Ming, hiçbir tarafın egemenlik iddialarından taviz vermeye istekli olmaması nedeniyle, her iki seçeneğin de yakın gelecekte Güney Çin Denizi sorununda muhtemelen işe yaramayacağını belirtti.

"Güney Çin Denizi Uyuşmazlıkları, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz Uyuşmazlığına Örnek mi?" sorusuna yanıtının "belki değil" olduğunu anlatan Shih-Ming, bunun nedeninin iki örnekteki adaların egemenlik tartışmalarının, adacıkların yasal statüsünün ve hak iddiasında bulunan tarafların sayısının farklı olduğunu savundu.

Güney Çin Denizi'ndeki tarihi iddiaların, yasal iddiaların gölgesinde kaldığını belirten bir katılımcının, "Tayvan'ın Çin'den farklı bir iddia yaratmasının gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna Shih-Ming, "Mahkemenin bu dava üzerinde yargı yetkisi olmamalıdır. Ama sahip oldukları konusunda ısrar ediyorlar. Şimdilik ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Tayvan da artık Güney Çin Denizi tahkiminde taraftır." yanıtını verdi.

Bir katılımcı ise İngiltere ile Fransa arasında 1977'deki tahkim davasının Türk hukukunda deniz literatüründe sıklıkla kullanıldığına işaret ederek, "Türkiye kıyısına yakın Yunan adalarına 12 deniz mili balık avlanma bölgesinin verilmesi adil bir çözüm olur mu?" sorusunu yöneltti.

Shih-Ming, bu soruya cevaben, Manş adasında insanların yaşamlarını sürdürmek için sık sık balık avladıklarını belirterek, Türkiye-Yunanistan hususunda adaların 12 deniz mili balıkçılık alanına sahip olup olmadığını belirlemek için her adanın özel durumunun incelenmesi gerektiğini kaydetti.

Konferansın ikinci kısmında yarın "Tayvan ve Açık Deniz Balıkçılık Yönetişimi: Statüko ve Zorluklar" konusu ele alınacak.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?