Anayasa Mahkemesi, “off-shore” hesabına aktarılan parayı almaya çalışanı haklı buldu

ANKARA (AA) – Anayasa Mahkemesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilen Egebank'ın "off-shore" şirketine aktarılan 211 bin doları almak için hukuk mücadelesi başlatan kişinin açtığı tazminat davasında aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, bir kişinin Egebank'a yatırdığı 211 bin dolar, bankanın "off-shore" şirketi hesabına aktarıldı.

Vade sonunda mevduatın iadesi istemine "off-shore" şirketi tarafından cevap verilmedi, banka ise "off-shore" şirketiyle tüzel kişiliklerinin ayrı olduğu gerekçesiyle sorumluluk kabul etmeyeceğini bildirdi.

Daha sonra 2001'de Egebank hisselerinin Oyakbank'a devredilmesinin ardından mevduat sahibi, "off-shore" şirketi ile TMSF aleyhine İstanbul 4'üncü Asliye Ticaret Mahkemesine dava açtı.

Mahkeme Oyakbank hakkında sorumluluğun bulunmadığı, TMSF hakkında ise "husumet yokluğu" gerekçeleriyle davayı reddetti, diğer davalı "off-shore" şirketi hakkında da davanın kabulüne karar verdi.

Bu karar Yargıtay tarafından "davalı Egebank yönünden davanın erken açılmış olması nedeniyle reddine" gerekçesiyle düzeltilerek, onandı.

TMSF'ye mevduatın ödenmesi talebiyle yaptığı başvuru 2004'te reddedilen kişi, TMSF aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesine dava açtı.

İdari yargı süreci devam ederken 2011'de Yargıtay banka ile "off-shore" şirketi arasında muvazaa olduğu gerekçesiyle daha önceden erken açılmış olması sebebiyle reddine karar verilen davaların yeniden açılabileceğine hükmetti.

Bunun ardından da mevduat sahibi Oyakbank'ın hisselerini satın alan İNG Bank ve TMSF aleyhine 2011'de İstanbul 18'inci Ticaret Mahkemesine dava açtı. Mahkeme, 10 bin lira ile 204 bin 687 doların İNG Bank adına borcu üstlenen TMSF'den tahsiline hükmetti. Bu karar Yargıtay 11'inci Hukuk Dairesince 2013'te onandı.

İdare Mahkemesi ise İstanbul 18'inci Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 4'üncü Asliye Ticaret Mahkemesi kararlarıyla hükmedilen tutarın faiziyle birlikte TMSF tarafından mevduat sahibine ödendiği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebini reddetti, davacı mevduat sahibi aleyhine manevi tazminat talebi için 750 lira, maddi tazminat talebi için 37 bin 970 lira olmak üzere toplam 38 bin 720 lira vekalet ücretine karar verdi.

Bu karara karşı yapılan temyiz istemlerinin Danıştay 13'üncü Dairesince reddedilmesi üzerine davacı, TMSF tarafından başlatılan icra takipleri sonucunda 48 bin 581 lira vekalet ücretini ödedi.

Bunun üzerine davacı, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, başvurucu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, başvurucuya 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

– Karardan

İdari yargılama sürecinin devam ettiği sırada başvurucunun, Yargıtay'ın emsal kararları gereği adli yargıda TMSF aleyhine alacak davası açtığı hatırlatılan kararda, başvurucuya dava konusu alacağının TMSF tarafından ödendiği belirtildi.

Kararda, İdare Mahkemesinin, dava açıldıktan 10 yıl sonra adli yargıda kesinleşmiş karar gereğince başvurucuya ödeme yapılmış olduğu gerekçesiyle reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden 37 bin 970 lira vekalet ücretine hükmedildiği aktarıldı.

İdare Mahkemesinin davanın esasına ilişkin bir değerlendirme yapmaksızın davayı reddettiği vurgulanan kararda, başvurucunun davayı açması konusunda haklı ya da haksız olduğuna ilişkin bir tespitte bulunulmadığına işaret edildi.

Kararda, şunlar kaydedildi:

"İdare Mahkemesinin yargılama devam ederken yine başvurucu tarafından açılmış alacak davası sonucuna göre yapılan ödemeyi gerekçe olarak belirtmesi başvurucunun davanın açılmasındaki haklılığını ortaya koyması bakımından önemli bir husustur. Bu durumda başvurucunun yargılama sonucunda davayı açmakta haksız olduğunun tespit edilmediği ve haklılığı başka bir mahkeme kararıyla ortaya konulmuş davanın sonucuna dayandırılarak reddedilen davada başvurucu aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin ölçülü olmadığı ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?