ANALİZ – Trump, ilk yılında ekonomiden vergi yasasıyla geçti

WASHINGTON (AA) – GÜLBİN YILDIRIM – ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk yılında ekonomi açısından en büyük zaferi, kısa bir süre önce yasalaşan vergi indirimleri oldu.

Beyaz Saray, bu dönemde ticaret, sağlık ve regülasyon politikalarında kısmen başarı sağlarken, altyapı yatırımlarında ilerleme kaydedemedi.

ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki ilk yılını birkaç gün sonra tamamlayacak.

Birçok açıdan seleflerinden oldukça farklı bir tablo çizen Trump'ın, çalkantılarla geçen ilk başkanlık yılının ekonomi açısından diğer politikalara kıyasla daha başarılı geçtiği söylenebilir. Ekonomik başarıda, Beyaz Saray ve Cumhuriyetçi Parti'nin, ülkenin vergi sisteminde 1980'lerden bu yana yapılan en büyük değişiklikleri içeren vergi paketini yasalaştırarak önemli bir zafer elde etmesinin payı büyük.

Trump'ın imzasını taşıyan 1,5 trilyon dolarlık vergi indirimleri yasasıyla, Amerikalı şirketlere yönelik kurumlar vergisi oranı yüzde 35'ten yüzde 21'e indirildi. ABD'nin diğer gelişmiş ülkelerle rekabet etmesini sağlayacağı öngörülen kurumsal vergi indirimi, hem iş dünyası güvenini hem finansal piyasaları desteklemeye devam ediyor.

Uluslararası ekonomistler, “Vergi İndirimleri ve İstihdam Yasası ” adını taşıyan yeni düzenlemenin, bu yıl yatırımları ve tüketimi destekleyerek büyümeyi yüzde 2,5-3 aralığına çıkarmasını bekliyor.

– TPP öldü, NAFTA can çekişiyor

ABD Başkanı Trump'ın ilk yılında yerine getirebildiği bir başka seçim vaadi Trans Pasifik Ortaklığı'ndan (TPP) çekilmekti. “Önce Amerika ” ve “adil ticaret ” temasını taşıyan ticaret politikaları çerçevesinde ülkesini TPP'den görevinin üçüncü gününde çeken Trump, selefi Barack Obama'nın ticaret alanındaki en önemli girişimini rafa kaldırmış oldu.

Pasifik Okyanusu'na kıyısı bulunan 12 ülkenin (ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve Japonya) yer aldığı TPP, Obama yönetiminin Asya stratejisinin en büyük parçalarından biriydi.

Trump, verdiği sözler doğrultusunda ABD, Kanada ve Meksika arasında 25 yıl önce imzalanan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı da (NAFTA) yeniden müzakereye açtı.

Trump'ın “dünya tarihinin en kötü anlaşması ” olarak nitelendirdiği NAFTA'nın yeniden düzenlenmesine yönelik görüşmeler, gerekli prosedürlerin izlenmesini takiben Ağustos 2017'de başladı.

Tarafların yıl boyunca 5 kez bir araya gelmesine karşın henüz elle tutulur bir ilerleme sağlanamadığı biliniyor.

ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer, geçen kasım ayında Meksika'da yapılan son görüşmelerin ardından Kanadalı ve Meksikalı muhataplarını “dengeli bir anlaşma için ciddi tavrı takınmamakla ” itham etmişti.

Kulislerde konuşulanlara göre, tarafların anlaşma sağlayamadığı başlıkların başında olası anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği, menşe kuralları ve kamu sözleşmeleri geliyor. Taraflar, müzakerelerin altıncı turu için ocak sonunda Kanada'nın Montreal şehrinde yeniden bir araya gelecek.

Müzakereleri yakından izleyenler, Kanada ve Meksika'nın Trump yönetiminin başlıca taleplerini kabul etmesinin mümkün olmadığını öngörüyor. Kanada ve Meksika hükümetlerinin, bir süre önce, ABD'nin NAFTA'dan çekilmesini beklediğine yönelik bazı haberler de çıkmıştı. Müzakerelerde beklenmeyen bir gelişme olmaması halinde Trump'ın ikinci başkanlık yılındaki önemli kararlarından biri, TPP'nin ardından NAFTA'dan çekilmek olabilir.

ABD'nin NAFTA'dan çekilmesinin ülke için nette 50 bin istihdam kaybına neden olabileceği belirtiliyor.

– Finansal regülasyonların iptali 2018'in en önemli politikası olabilir

Seçim kampanyası boyunca aşırı regülasyonların her yıl 2 trilyon doların üzerinde zarara yol açarak ekonomik büyümeyi aşağı çektiğini savunan Trump, göreve gelmesinin ardından regülasyonların genel olarak yüzde 75'ini kaldırmayı taahhüt etmişti.

Trump, bu çerçevede selefi Obama tarafından 2008-2009 finansal krizinin ardından getirilen finansal regülasyonların gevşetilmesi için ilk adımı, 3 Şubat 2017'de imzaladığı başkanlık kararnamesiyle attı.

Ülkede finansal istikrarı sağlamak amacıyla 2010'da hayata geçen Dodd-Frank Wall Street Reformu’nun yeniden gözden geçirilmesi için çıkarılan kararname, ABD Hazinesi'ne, finansal regülasyonları gözde geçirmesini öngörüyordu.

Trump'ın söz konusu direktifi üzerine bakanlık tarafından hazırlanan inceleme raporunda 100'den fazla finansal regülasyonun değiştirilmesi gerektiği iddia edilmişti.

ABD Temsilciler Meclisi de konuyu haziran ayında ele alarak Dodd- Frank Wall Street Reformu'nun iptalini öngören yasa tasarısını kabul etti.

Bankalara yönelik sermaye zorunlulukları ve stres testleri gibi düzenlemelerin gevşetilmesini öngören tasarının yasalaşması için ABD Senatosu'ndan da geçmesi gerekiyor.
Ancak tasarı, ABD Temsilciler Meclisi'nden geçtikten sonraki 7 ayda Senato'da oylamaya sunulamadı.

Trump yönetiminin ilk yılında kısmi ilerleme kaydedilen finansal regülasyonların gevşetilmesi vaadi bu yıla kalmış oldu.
Uzmanlar, bu alandaki adımların yılın en önemli gelişmesi olabileceğini öngörüyor.

– Sağlık sigortasında işler karışık

Başkanlık yarışından zaferle çıktığında “İlk icraatım Obamacare'i iptal etmek olacak ” diyen Trump, ilk yılının önemli bir bölümünü bu vaadi gerçekleştirmeye harcamasına karşın net bir sonuç alamadı.

Cumhuriyetçi Parti, Trump'ın liderliğinde eski Başkan Barack Obama'nın imzasını taşıyan mevcut sağlık sigortası sistemini iptal etmek için ardı ardına yasa tasarıları üretti. Bu tasarılardan biri ABD Temsilciler Meclisi'nden geçerken, Kongre'nin diğer kanadı olan Senato'daki Cumhuriyetçiler hiçbir sağlık önergesinin onaylanmasını sağlayamadı.

En son temmuz ayında yapılan başarısız oylamanın ardından sağlık sigortası reformunu rafa kaldırma kararı alan Cumhuriyetçiler, buna karşın vergi paketine, bu konuyu ilgilendiren önemli bir maddeyi eklemeyi başardı.

Oldukça alışılmadık bir süreci başlatacak söz konusu madde, Obamacare çerçevesinde zorunlu hale getirilen sağlık sigortasının 2019 itibarıyla yeniden isteğe bağlı olmasına neden olacak. Zorunlu sağlık sigortası, Obamacare'in temelini oluşturduğu için yeni bir sağlık sistemi getirilmeden kaldırılması, işleri oldukça karmaşık hale getireceğe benziyor.

Kongre Bütçe Ofisi, zorunlu sağlık sigortasının iptalinin sağlık sigortası maliyetlerini mevcut sisteme kıyasla yüzde 10 yükselteceği ve ülkedeki sigortasız kişi sayısını 2027 itibarıyla 13 milyon artıracağı tahmininde bulunmuştu.

Trump ise bu olumsuz öngörülere rağmen zorunlu sağlık sigortasının kaldırılacak olmasını “Obamacare'i teknik olarak iptal ettik. ” diyerek övmüştü.

– Altyapı yatırımları ve duvar beklemede

Trump’ın ilk yılında hiç ilerleme kaydedemediği başlık ise altyapı yatırımları oldu.

Ülkenin çürüyen altyapısını 1 trilyon dolarlık kamu ve özel sektör iş birliğinde yapılacak yatırımlarla iyileştirmeyi vadeden Trump yönetimi, ilgili yasa paketinin muhtemelen mayıs ayında hazır olacağını açıklamasına karşın bu vaadini yerine getiremedi.

Trump, göçmenlik politikaları çerçevesinde ABD-Meksika sınırına örmeyi ve parasını Meksika'ya ödetmeye çalıştığı duvar planını da henüz gerçekleştiremedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?