Anadolu'nun Fethi Malazgirt 1071 Töreni

MUŞ (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu'nun bir bent olduğunu, bu bent yıkılırsa ne Ortadoğu ne Afrika ne Orta Asya ne Balkanlar ne de Kafkasya'nın kalacağını belirterek, “Üzerlerindeki Anadolu denen ulu çınar gölgesi kalkan tüm bu coğrafyalar her türlü tehdide, tehlikeye, istiskale, işgale açık hale gelir. ” dedi.

Erdoğan, Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı alanında düzenlenen Anadolu'nun Fethi Malazgirt 1071 Töreni'nde halka hitap etti.

“Malazgirt ruhunu yaşatmayı başaramazsak, geçmişimizle birlikte geleceğimizi de kaybederiz. ” vurgusu yapan Erdoğan, onun için milli park ilan edilen bu ovaya taş toprak olarak değil medeniyetin atan kalbi olarak bakmak gerektiğini söyledi.

Malazgirt'in sadece hikayenin başladığı yer değil, aynı zamanda hiç sönmeyecek istiklal ve istikbal ateşinin kıyamete kadar yanacağının bir alametifarikası olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Malazgirt'i hatırlamak demek kim olduğumuzu hatırlamak demektir. Kim olduğumuzu hatırlamak demek, niçin burada bulunduğumuzu hatırlamak demektir. Niçin burada bulunduğumuzu hatırlamak tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet ülkümüze sıkı sıkıya sarılmak demektir. Rabiamıza sıkı sıkıya sarılmak, 2023 hedeflerimize ulaşmak için daha çok çalışma demektir. ”

Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasının, gençlerin 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük, güçlü, müreffeh, itibarlı bir Türkiye'nin inşası anlamına geldiğini belirterek, “Görüldüğü gibi her şey zincirin halkaları gibi bir birine bağlıdır. Bu zincirden hangi halkayı çıkartırsanız çıkartın sadece Türk milletinin değil koskoca bir medeniyetin geleceği tehlikeye düşecektir. ” diye konuştu.

– “Hem milletin hem ümmetin hem insanlığın umudusunuz ”

Gençlerden maziden atiye uzanan bu büyük mirasa çok iyi sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Mekke'ye, Medine'ye sahip çıkın. Bu mübarek topraklara namusunuz gözüyle bakın. Kudüs'e sahip çıkın, Hazreti İbrahim'in, Hazreti Muhammed'in, Hazreti Ömer'in, Selahaddin Eyyubi'nin, Yavuz Sultan Selim Han'ın emaneti bu şehri gözünüz gibi koruyun. Malazgirt'e, Ahlat'a Anadolu'ya giriş kapımızın giriş sembolleri olan her yere sahip çıkın. Selçuklu'ya sahip çıkın, Osmanlı'ya sahip çıkın, Söğüt'ten başlayıp Bursa'ya, Edirne'ye, İstanbul'a uzanan Osmanlı başkentlerine sahip çıkın. Evlad-ı Fatihan olan Balkanlar'a sahip çıkın. Ecdadın gerek ayak bastığı, gerek gönül kazandığı her yerde emanetini yere düşürmeyin. Çanakkale'nin, Kut'ül Amare'nin, Medine Müdafaası'nın gerisindeki manayı çok iyi kavrayın. Kurtuluş Savaşı'mıza ve Cumhuriyet'imize çok iyi sahip çıkın. Bu vatanı hangi şartlarda, ne büyük fedakarlıklarla kurtarabildiğimizi unutmadan, ülkemizi her alanda hep daha ileriye götürmenin mücadelesini verin. 15 Temmuz kıyamına sahip çıkın. Türk milletinin inancı, ezanı, bayrağı, özgürlüğü, geleceği için topyekun ayağa kalkabileceğinin son örneği olan bu tarihi hadiseyi asla unutmayın, unutturmayın. Sizler hem bu milletin hem bu ümmetin hem de tüm insanlığın umudusunuz. ”

– “Sizleri Akif'in hayalindeki Asım'ın nesli olarak görüyorum ”

Türkiye'nin her dönemde olduğu gibi bugün de sadece kendi sınırlarından ve kendi vatandaşlarından ibaret bir ülke olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye, tıpkı buz dağının görünen yüzü gibi gerisindeki koskoca bir medeniyetin, koskoca bir tarihin, koskoca bir insanlığın sorumluluğunu taşıyor. Biz ülkemizin ve dünyanın meseleleriyle ilgilenmeye başladığımızdan beri bu sorumluluğu hep omuzlarımızda hissettik. İdeallerimizi siyaset yoluyla hayata geçirmeye karar verdiğimiz günden beri, işte bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Sizlerden de hangi alanda çalışırsanız çalışın, hangi zeminde, hangi düzeyde faaliyet gösterirseniz gösterin aynı şekilde davranmanızı bekliyorum. Sizleri merhum Mehmet Akif'in hayalindeki Asım'ın nesli olarak görüyorum. Sizleri üstat Necip Fazıl'ın Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koymayı vasiyet ettiği gençlik olarak görüyorum. Sizleri Arif Nihat Asya'nın 'Delikanlım işaret aldığın gün atandan yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' diye tarif ettiği gençlik olarak görüyorum. ”

– “Var mısınız ”

Başkan Erdoğan, gençlere “Bu kutlu yolda zafere kadar birlikte yürümeye; Endülüs'e ayak basan Tarık bin Ziyad gibi bir daha geriye dönmeyi düşünmeyerek, gemileri yakıp hedeflerimize doğru ilerlemeye; Sultan Alparslan gibi 'Ya zafer kazanırız ya cennete gideriz' diyerek, karşımızdaki düşmanın büyüklüğüne bakmadan üzerine atılmaya; İstanbul surları önünde atını denize sürüp 'Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni alır' diyen Fatih Sultan Mehmet Han'ın kararlılığıyla mücadeleye girişmeye; aşılmaz denilen Sina Çölü'nü 13 günde geçerek hedefine yürüyen Yavuz Sultan Selim'in cesaretiyle zorlukların üzerine gitmeye; Mehmet Akif'in 'en kesif orduların yükleniyor dördü beşi' diyerek tarif ettiği Çanakkale'deki kahramanlar gibi 'O rüku olmazsa dünyada eğilmez başlar' olarak yedi düvele meydan okumaya; bir olarak iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak bu ülkeyi hedeflerine ulaştırmaya var mısınız? ” diye sordu.

Erdoğan, “Evet ” cevabı üzerine kendisini böyle bir milletin evladı, böyle bir gençliğin öncüsü olarak dünyaya getirdiği için Allah'a hamdettiğini söyledi.

– “İnsanlığın geleceğinin kilit taşı ”

Anadolu'nun, sadece insanlığın en kadim yerleşim yeri, Afrika'nın, Asya'nın, Avrupa'nın kesişim noktası olmadığına, aynı zamanda “insanlığın geleceğinin kilit taşı ” olarak tarif edilebileceğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Onun için tarihteki tüm büyük toplumlar, büyük devletler, büyük liderler Anadolu'ya sahip çıkmak istemişlerdir. Bu topraklar için nice büyük mücadeleler… İşte Çanakkale'de Gazi Mustafa Kemal, 14 yaşındaki gençlerle beraber, yedi düvele karşı savaştılar ve 'Çanakkale geçilmez' dediler. Nice terler akıtıldı, nice şehitler verildi. Ülkemizin işte bir süredir yaşadığı sıkıntıların sebebini konjonktürel gelişmelerde arayanlar yanılırlar, hem de çok yanılırlar. Maruz kaldığımız saldırıların, üzerimizde oynanan oyunların, perde gerisinde yazılan senaryoların işte böyle tarihi bir arka planı vardır. Bin yıllık gözbebeğimiz olan Anadolu'yu ne kadar güçlü tutarsak gerisindeki o dev medeniyeti ve tarih birikimini de o derece güçlü tutmuş oluruz. Unutmayın Anadolu bir bentir. Bu bent yıkılırsa ne Ortadoğu kalır, ne Afrika, ne Orta Asya, ne Balkanlar, ne Kafkasya kalır. Üzerlerindeki Anadolu denen ulu çınar gölgesi kalkan tüm bu coğrafyalar her türlü tehdide, tehlikeye, istiskale, işgale açık hale gelir. ”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?