“Amerika Rusya'ya yaptırımları ile jandarmalığa soyunuyor”

İSTANBUL (AA) – ELİF SELİN ÇALIK MUHASİLOVİÇ – İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Diplomasi Tarihçisi Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Amerika'nın, İran'a yaptırımları başlattığı günün hemen ardından Skripal davasını ve son yaptırımları açıklamasının bir tesadüf olmadığını belirterek, “Amerika'nın gayesi tüm dünyaya ve özellikle Avrupa'ya 'Bakın biz Rusya'nın kimyasal ve biyolojik silahlar kullanmasına sessiz kalmıyoruz, siz İran'ın nükleer silahları elde etmesine hiçbir tavır sergilemiyorsunuz' mesajını vermek. ” dedi.

Karaca, İngiltere-Rusya ekseninde patlak veren Skripal krizinin ardından ABD'nin müdahalesini ve Rusya tarafından “drakonca ” olarak nitelendirilen son yaptırım kararlarını, AA muhabirine değerlendirdi.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün yayınladığı raporda Rus ajanı Sergey Skripal ve kızının zehirlenmesi sonucuna varıldığının altını çizen Karaca, “Gerek İngiltere gerek Amerika bu raporu doğrudan muhatap alıyor. Çünkü rapor bu Noviçok sinir gazını kesinlikle kimyasal ve biyolojik silah kapsamında görüyor. Aynı zamanda İngiliz polisinin de tespit ettiği kimlikler tamamen Ruslara ait. Fakat bunun karşılığında Rusya da ajan Skripal ve kızının zehirlenmesi konusunda, 'Suç bize atıldı' diyor. ” değerlendirmesinde bulundu.

– “Amerika koruyucu bir rol üstlendiğini göstermeye çalışıyor ”

ABD'nin Rusya'ya olan yaptırımlarının içeriğine değinen Karaca, özellikle milli güvenlik konusunda hassasiyeti bulunan maddelerin Rusya'ya ihracatı için gerekli izinlerin kaldırılmasının ön görüldüğünü belirtti.

Prof. Dr. Karaca, “Bu maddelerin ne olduğunu net olarak bilmiyoruz. Ancak, yaptırım kararına bakıldığı zaman uzay çalışmalarında ortaklaşa yaptıkları bazı projeler ve ticari uçuşlar bu yaptırımların dışında tutuluyor. Şimdi Amerika bunu neden yapıyor? Uluslararası ilişkiler ve küresel bağlamda değerlendirildiğinde Amerika'nın özellikle 11 Eylül 2001 yani '11 Eylül saldırısından' sonra dünyada kaybettiği itibarı Trump, 'Amerika will be great again' sloganıyla tekrardan harekete geçirmeye çalışıyor. ” diye konuştu.

ABD'nin gerek ekonomik ve siyasi gerekse askeri anlamda Soğuk Savaş Döneminde olduğu gibi kendi kutbunda jandarmalığa soyunmuş durumda olduğuna olduğuna dikkati çeken Karaca, şunları kaydetti:

“Soğuk Savaş sonrasında da 11 Eylül 2001'e kadar olan süreçte de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından itibaren yaklaşık 11 yıllık periyotla Amerika'nın tek kutuplu gibi davrandığını ve kendini tek dünya gücü olarak ilan ettiğini gördük. Francis Fukuyama'nın kitabında belirttiği gibi 'Tarihin Sonu ve Son İnsan' tezinin ortaya atıldığı bir sistem içerisine girdiğini biliyoruz. İşte bu Trump'la beraber tekrardan vücut bulmuş gibi. Buradan Rusya'ya olan yaptırımlar noktasında da Amerika özellikle Avrupa'ya, 'Bakın biz Rusya'nın yaptığı hamleye sessiz kalmıyoruz. Siz de İran'a olan yaptırımlarınızı gözden geçirin ve İran'ı kendi istediğimiz anlaşmaya oturtmamız için bize yardımcı olun' mesajını vererek hem kendi çıkarlarını gözetiyor hem de küresel konjonktürde koruyucu bir rol üstlendiğini göstermeye çalışıyor. “

-Restleşme domino etkisi yaratır mı?

Karşılıklı restleşmenin Avrupa'da bir domino etkisi yaratıp yaratmayacağı konusunu değerlendiren Karaca, şöyle devam etti:

“Avrupa Birliği'ne baktığımız zaman bu konuya dahil olmuş iki temel ülke var: Fransa ve Almanya. Diğer ülkelerin Rusya'yla doğrudan bir polemiğe girdiğini görmüyoruz. Öbür taraftan Avrupa Birliği'nden çıkan ama bir şekilde daha fazla dünya jeopolitiğinde etkili olmayı amaçlayan bir İngiltere görüyoruz. Bu Skripal olayı sonrası zaten Fransa ve Almanya, Rus diplomatları sınır dışı etme kararı almıştı. Açıkçası bu bir şekilde Rusya'yı kimyasal silah kullanan sorunlu devlet statüsüne oturtmak için yapılmış bir pozisyondur. Gelecekte ne olacağını kimse bilemez ama bir domino etkisi yaratacağını düşünmüyorum. Zaten yeterince domino etkisi yarattı. İngiltere Fransa'yı yanına çekti, Almanya da tepki verdi. ”

ABD'nin Rusya'ya yönelik yeni yaptırımlarının 22 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini vurgulayan Karaca, “Yaptırımlar genel olarak askeri uygulamalara sahip olabilecek hassas elektronik bileşenlerin ve diğer teknolojilerin ihracatını kapsıyor. Rusya'nın Amerika finansal hizmetlerine erişiminde bazı kısıtlamalar da olacak. ABD Dışişleri Bakanı, Rusya'nın artık kimyasal silah kullanmayacağına ve Birleşmiş Milletler tarafından yerinde denetime olanak tanıyacağına dair güvence vermediği takdirde 90 gün içinde daha sert yaptırımlar uygulanacağını açıkladı. ” ifadelerini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?