AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK Toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

ANKARA (AA) – AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Siyasi alanını koruması gereken, sivil siyaseti güçlendirmesi gereken pozisyondaki birisi, Sayın Kılıçdaroğlu, tutuyor sivil siyasete darbe vuran, sivil siyasetin meşruiyetini tartışan, seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı gayrimeşru pozisyona getirmeye çalışan çok büyük bir yanlış yapıyor." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Başörtüsü tartışmalarını eleştiren Çelik, "(Bu bir simge midir, değil midir, inancı gereği mi takıyor, simge olarak mı takıyor?) Yani elinizde bir cihaz mı var bunu ölçecek? Sonra bunu ölçme vazifesi ya da bunu ölçme yetkisi kim tarafından verildi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir kısmını, kendinizi engizisyon mahkemesi yerine koyarak yaptığı işte şöyle bir siyasi amaç taşıyor ya da taşımıyor diye değerlendirme yetkisini size kim verdi? Böylesine vahşi bir mantık olabilir mi?" dedi.

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "sözde Cumhurbaşkanı" ifadelerine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bir şeye gayrimeşru olduğu zaman, varlığının temelinde hiçbir meşruiyet olmadığı zaman sözde dersiniz. Sözde terör örgütü, sözde terör örgütünün sözde liderleri dersiniz, buna benzer şeyler kullanırsınız. Gayrimeşru yapılar için kullanırsınız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için bu ifadeyi kullanmak yakın tarihte 27 Nisan 2007'de hükümetimize karşı verilmeye çalışılan bazılarının 'postmodern darbe' dediği muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti. O zamanki askeri vesayet girişiminde denilmişti ki, 'biz sözde değil, özde Cumhurbaşkanı istiyoruz.' Peki bunun ölçüsü ne? Yukarıdan aşağı bir şeyler sayıyor, 'bu ölçülere uyarsa özde Cumhurbaşkanı olur, bu ölçülere uymazsa sözde Cumhurbaşkanı olur' diyor. Bu yetkiyi size kim verdi? Millete ait yetkiyi herhangi bir kurum, herhangi bir makam kendisine ait kılma şeklinde demokraside yada hukuk devletinde bir pozisyonu nasıl üretebilir? Millet seçmiş, hür seçimlerle seçilmiş, serbest seçimlerle seçilmiş ve hukuken onaylanmış. Bundan sonra kimseye bir söz söylemek düşmez. Siyasi alanını koruması gereken, sivil siyaseti güçlendirmesi gereken pozisyondaki birisi sayın Kılıçdaroğlu, tutuyor sivil siyasete darbe vuran, sivil siyasetin meşruiyetini tartışan, seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı gayrimeşru pozisyona getirmeye çalışan çok büyük bir yanlış yapıyor."

Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün Türk milletinin ortak evi, ortak çatısı olduğunu ifade eden Çelik, "Türkiye Cumhuriyeti'nin makamları da böyledir. Siz, Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek temsil makamı olan devletin ve milletin birliğini savunan, orduların başkomutanı olan Cumhurbaşkanlığı makamına karşı böyle bir şey söylerseniz, bu Cumhuriyet değerlerine karşı söylenmiş olur." dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, yemin tartışmalarına değinerek, Türkiye'de de ABD'deki yemin tartışmalarının bir benzeri olacak şekilde bir tartışma açıldığını belirtti.

"Burada tarafsızlığa karşı bir durum var" diye bir argüman üretildiğini ifade eden Ömer Çelik, sistemin değiştiğini, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde partili Cumhurbaşkanlığının söz konusu olduğunu hatırlattı. Çelik, şöyle devam etti:

"Burada önemli olan, Cumhurbaşkanımız görev süresi içerisinde Türk milletinin hiçbir parçasını diğerinden ayırmamaktadır. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin hiçbir yerini bir başkasından üstün ya da aşağıda görmemektedir. Hele de Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korunması ile ilgili Cumhurbaşkanımız söz konusu olduğunda böyle bir tartışma açmak tamamen yanlış iş yapmak anlamına gelir. Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini bütün dünyada nasıl koruduğunu cumhurbaşkanımızın en önce Türkiye Cumhuriyeti'nin rakipleri ve karşımızda olanlar teslim etmektedir.

Milli iradenin sonucunu, hukuk devletinin gereklerini, 'özde ve sözde tartışması açarak tanımam' derseniz bu bizzat demokrasiye karşı mücadele etmek olur. Bunu geçmişte yaptınız. Türkiye'de laiklik ilkesini de istismar edecek şekilde, hırpalayacak şekilde laiklik üzerinden çok kriz çıkardınız. Şimdi tutuyorsunuz demokrasi prensibini, Türkiye Cumhuriyeti'ni istismar edecek hırpalayacak şekilde birtakım tartışmalar açmaya çalışıyorsunuz."

Çelik, herkesin sağduyulu olması gerektiğini vurgulayarak, siyasi eleştiri yapabilmek için bir sürü konu seçilebileceğini ifade etti. Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin makamlarını hedef alan bir açıklama içine girerseniz maalesef bu verebileceğiniz en büyük zararı Cumhuriyete ve demokrasiye vermeniz anlamına gelir. Burada aslında bir bilek güreşi olmaması gerekirdi. Maalesef ama ısrar ettikleri için her kesimden gelen sağduyulu uyarılara rağmen bakın bu olmadı, bu yanlış oldu hatta CHP'ye yakın ama gerçekten demokrat isimler çıkıp bunun böyle söylenmemesi gerekirdi dediği halde maalesef bununla birlikte devam ettiler. Sonra topluma yansıtıyorsunuz bunu, diyorsunuz ki 'AK Parti'ye oy veren öğretmen öğretmen değildir', 'AK Parti'ye oy veren çiftçi çiftçi değildir', 'AK Parti'ye oy veren memur memur değildir' bunun sonu yok. Bu Türkiye'ye verilecek en büyük bir zarar yani siyasi kapasiteniz demokratik bir sistemde siyasi eleştiri yapmaya yetmiyor mu? Hakaret ya da meşruiyet tartışması ya da rejim krizi çıkarmak dışında herhangi bir siyaset konusu yapabileceğiniz bir değerlendirmede bulunamıyor musunuz?"

Ülkenin en büyük kazanımının demokrasi ve milli iradenin korunması olduğunu vurgulayan Çelik, milli iradeye karşı bizatihi siyaset kurumunun içerisinden böyle bir saldırı gelmesinin asla kabul edilemeyeceğini kaydetti.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, demokrasinin, Cumhuriyetin, milletin ortak değeri olduğunu ifade ederek, siyasi mücadeleyi bir siyasi rekabet alanı içinde tutmak, Cumhuriyetin değerlerine zarar verecek bir siyasi husumete dönüştürmemek gerektiğinin altını çizdi.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?