AK Parti Sözcüsü Çelik, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (2)

ANKARA (AA) – AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Hükümetlerimiz en kararlı şekilde bu (FETÖ) terör örgütlerini devletin kılcal damarlarından, toplumun tüm alanlarından temizlemek için kararlılığı, kesintisiz ve tereddütsüz bir mücadeleyi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütmektedir." dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Suriye'yi konuşurken Akdeniz'deki gelişmeleri de bir yandan takip ettiklerini belirten Çelik, "İkinci bir Suriye olmaya doğru bir takım ülkeler tarafından itilmeye çalışılan Libya konusunda da dikkatimizi kaçırmamak durumundayız. Suriye'deki gelişmelere önceden müdahale edilmediği için gereken karşılıklar verilmediği için oradaki iç savaş bugün maalesef masumlara ve sivillere büyük bedel ödeten bir hale geldi." ifadesini kullandı.

Çelik, Berlin Konferansı'nda alınan kararlara ilişkin, "Sonuç Bildirgesi'nde Hafter tarafının sürekli olarak olumsuz yaklaşması en önemli mesele iken sanki iki taraflı bir saldırganlık varmış gibisinden Avrupa devletlerinden yapılan açıklamalar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Askeri komite toplantısı, siyasi diyalog formu ve ekonomik komisyon mekanizmalarıyla Berlin Konferansı'nın sonuç bildirisinde yer alan hususların hepsinin hayata geçirilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

– "Libya'da silah ambargosu BM tarafından denetlenmeli"

Türkiye'nin Münih Güvenlik Konferansı'nda yapılan toplantılara katılarak burada hassasiyetlerini dile getirdiğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin ateşkesin sağlanması noktasındaki çabaları şu anda bütün dünyada en güçlü çaba olarak kayda geçmiştir. Libya'nın doğusundaki gayrimeşru Hafter güçlerine, darbeci Hafter güçlerine karşı maalesef henüz beklediğimiz düzeyde bir tedbir alınması, beklediğimiz düzeyde bir ses çıkması söz konusu olmuyor. BM'nin çatı ateşkesin sağlanması konusu burada en önemli konu. Türkiye'nin tezi BM'nin burada çatı mekanizmasını oluşturmasıdır. Bu son derece önemlidir arkadaşlar, bunun altını çiziyoruz. Çünkü Libya'da silah ambargosunun denetlenmesinin Avrupa Birliği tarafından yapılmasının gerçekçi sonuçlara varmayacağını düşünüyoruz. Çünkü AB'deki bazı devletler doğrudan Hafter tarafını desteklemekte ve Hafter tarafına silah göndermektedir. O yüzden Avrupa Birliği'nin bu silah ambargosunun denetlenmesine olumlu bakmıyoruz, onun yerine bunun BM tarafından yapılmasının daha sağlıklı bir mekanizma olacağını bildiriyoruz."

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda bakanların Elazığ'da çalışmalar yürüttüklerine değinerek, yeni konutlar için temel atma çalışmalarının sürdüğünü, bütün kurumların işbirliği sayesinde en kısa zamanda yaraların sarılması, barınma ve diğer ihtiyaçların giderilmesi, Elazığ'ın yeniden ayağa kaldırılması konusunda yüksek bir ivme ortaya konulduğunu söyledi.

– "FETÖ'nün siyasi ayağı"

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, şunları söyledi:

"Bizim siyasi hafızamız kuvvetlidir, Silahlı Kuvvetlerden çok sayıda asker atılırken çeşitli sebeplerle bunların hepsi terör örgütü mensubu olduğu için mi atılıyordu? Ya da devlet tarafından terör örgütü olarak tanınmamış bir takım yapılara sahip olanların hiçbiri atılmıyor muydu? Yıllarca Türkiye'de en çok tartışma konusu olan noktalardan bir tanesi ordudan atılmaların objektif kriterlere dayanıp dayanmadığıdır. Pek çok insan eşinin kılık kıyafeti yüzünden ya da dindarlığı yüzünden atılmıştır, bunlar Türkiye'de yaşandı hiç olmamış gibi davranmanın da bir alemi yok. Birisi kendi dönemi ile ilgili yapılanların tatmin edici bir cevabını verebiliyorsa diğer noktalara ilerlemesi lazım. Başbuğ meselesindeki mesele nedir? Başbuğ meselesindeki mesele doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisinin suçlanmasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir yasa tasarısına oy atan, oy ve imza atan milletvekillerinin terör örgütü mensubu gibi gösterilmesi, hiçbir şekilde aklımızla kimse alay etmesin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama iradesine saldırıdır.

Bugün bahsettiğiniz bazı genelkurmay başkanlarının birçoğunun beyanatlarına bakın, işte öğretmen atamalarının nasıl olacağından tutun da Diyanete verilecek kadroya kadar ya da Başbuğ döneminde kendisinin katsayı düzenlemesini nasıl olması gerektiği açıklaması var. Yani bir genelkurmay başkanının işi midir? Ya da işi miydi hükümetin katsayı düzenlemesine karışmak? Ya da o muhtırada ifade edildiği gibi nasıl bir cumhurbaşkanlığı istendiğini tarif etmek onların işi miydi? Ya da herhangi bir kuruma verilecek bütçenin ne kadar olması gerektiğine yönelik bir değerlendirme askeri otoritenin işi midir?"

FETÖ ile17-25 Aralık hükümeti devirmeye yönelik operasyonu ve 7 Şubat MİT krizinde doğrudan terör örgütü olarak faaliyet gösterdikleri andan itibaren mücadele ettiklerini vurgulayan Çelik, "Hükümetlerimiz en kararlı şekilde bu terör örgütlerini devletin kılcal damarlarından, toplumun tüm alanlarından temizlemek için kararlılığı, kesintisiz ve tereddütsüz bir mücadeleyi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütmektedir, hiçbir tereddüt yoktur, bu da devam edecektir." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?